Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Soner Aydın

191 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Daima okumak için farklı etkenlerin bir araya geleceği övgü dolu zamanlara bıraktığımız kitaplar vardır. Bu da onlardan biriydi. Coşkuyla Ölmek onu okumadan önce hakkında söylenmiş tüm övgüleri hak eden bir eser. Dört bölüme ayrılmış. Dil ve üslup bakımından yüzyılımızda çıtayı bir hayli yükseltiyor. Özellikle ilk bölüm yalnızca Tanpınar’dan bekleyeceğimiz yetkinlikte bir anlatıma sahipti. Yazarın anlattığı hikayeye dair literatür bilgisi, farklı bakış açılarını kullanmadaki uzmanlığı, fakat en önemlisi anlatmaya dair heves ve enerjisi bu eseri öne çıkaran etmenler olarak söylenebilir. Ne anlatıldığından ziyade nasıl anlatıldığının öne çıktığı günümüz dünyasında bir kitabın konusundan bahsetmek beyhudedir. Biliriz ki yazar usta bir hikaye anlatıcıysa neyden bahsederse bahsetsin kendini dinletecektir. O yüzden bu kitabın konusuna değinmeyeceğim. Şule Gürbüz kendini dinletiyor. İşte bu kadar.
Coşkuyla Ölmek
Coşkuyla ÖlmekŞule Gürbüz · İletişim Yayınevi · 20211,939 okunma
Reklam
104 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Ağaçlar kitabın isminden de anlaşılacağı üzere öznenin ağaçlar olduğu şiir, hikaye ve deneme diyebileceğimiz metinlerden oluşuyor.
Hermann Hesse
Hermann Hesse
‘nin farklı eserlerinde yer alan farklı türlerdeki metinleri naturalist ögeler gözetilerek bir araya getirilmiş. Kitapta ayrıca özenle tasarlanmış çizimler mevcut. Büyükler için yazılmış bir çocuk kitabını andırıyor bu tasarımıyla. Durgun, dingin ve sakin bir anlatıma sahip. Hesse’yi ilk kez okuyacaklar için iyi bir başlangıç sayılmaz. Şeftali Ağacı kitabına adını veren öykü de bu eserde kendine yer bulmuş. Şeftali Ağacı tekrar tekrar okunası bir metin. Keyifli okumalar.
Ağaçlar
AğaçlarHermann Hesse · Kolektif Kitap · 20193,638 okunma
160 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Biz Mustafa Çiftçi’yi Niçin Bu Kadar Sevdik?
Bozkırda Altmışaltı yazarının bile aşamadığı 7 hikâyenin bir araya geldiği bir öykü kitabı. Yazarının bile aşamadığı bir öykü kitabı sözünü Ah Mercimeğim kitabını okuyunca anlıyorsunuz. Peki biz Mustafa Çiftçi’yi niçin bu kadar sevdik? Belki de buna verilecek doyurucu bir cevap bizi kitaba daha fazla yaklaştıracaktır. Mustafa Çiftçi Yozgatlı bir yazar. Anadolunun bağrı denince ilk akla gelen yerlerden. Yaş itibariyle günümüz genç öykücülerinden daha fazla şey görüp geçirmiş birisi. Tükenen köy yaşantısına, yokluğa, sefalete, trajikomik halimize ve son elli yıldaki dönüşüme yakından şahit olan yazarın öyküleri V. Woolf’un deyimiyle “yoldan geçen bir ayna” misali bize bizi -belki bizden öncekileri- yansıtıyor. Öyküler olayı romantizm ve duygu selinde boğmadan bir derenin akışı gibi ilerliyor. Anlatılan şeyler müstakil bir roman malzemesi kadar olay sunsa da yazar bunları rafine halinde okura ileterek kitabı doyurucu kılmış. Genç bir yazarın elinde bu cevher birden fazla kitaba bölünebilirdi. Ama böylesi daha akıllıca. Çünkü hatırlanmak böylesi yoğun etkilenimler sonucu ve genelde tek kitap tek öykü tek şarkı üzerinden gerçekleşiyor. Mustafa Çiftçi de sanırım Bozkırda Altmışaltı ile hatırlanacak. Okuyun efendim. Pişman olmayacaksınız.
Bozkırda Altmışaltı
Bozkırda AltmışaltıMustafa Çiftci · İletişim Yayıncılık · 20141,443 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
102 syf.
7/10 puan verdi
·
6 günde okudu
SAİT FAİK TEDRİSATI
Bu kitap için popüler olan olumsuz inceleme yazısı çoğu kimseyi şaşırtmış olabilir. Beni şaşırtmadı. Çünkü bilinen bir şeydir ki nicel artış niteliği zayıflatır. Havuz büyüdükçe marifet sahiplerini ayırt zorlaşır. İdeolojik yapının temelinde de bu vardır. Herkes konuşabilir, görüş belirtebilir. Doğru yanlış mühim değil. Bu dezavantajdır. Fakat
Son Kuşlar
Son KuşlarSait Faik Abasıyanık · Yapı Kredi Yayınları · 201013,6bin okunma
304 syf.
8/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki 1960-70’li yıllarda sosyal medya olsaydı böyle bir eser vücuda gelmeyecekti. Hatta mesajıma neden geç cevap veriyorsun, görüldü atıyorsun gibi klişeler daha o yıllarda popüler olacaktı. Çünkü insan aynı. Bunu mektupları okurken farkediyorsunuz. Gelgelelim kitaba. Nazım’ın Piraye’si, A. Arif’in Leyla’sı, Edip’in Alev’i... Merhaba Alev, Sevgili Alev, Alev Reis, Alevci..! Bağlanma, ait olma, tutunma ihtiyacının mutlak örneği: Aşk. Hele bir de platonikse bir şair yaratabilir. Türk Edebiyatının en güçlü kalemleri neden hep erkeklerdir? Çünkü kadınlar rahim dışında da doğurgan olmuşlardır. Zulmederken bile. Edip Cansever şiire ve sırılsıklam sevdiği Alev Ebuzziya’ya yazdığı mektuplara sığınır. Yazma serüveninin en bereketli dönemini bu yıllarda sergiler, birçok eserini bu 14 yılda yayınlar. Sürekli yazsa da yazdığı kadar mektup almaz. Alev Hanım 1967 yılında Danimarka’da David Siesby ile evlenir. Edip Cansever onu sevmeye, yazmaya devam eder. Ömrü içki masalarında kahırla geçer. “Masa da masaymış ha” dizesi buradan gelir. Hayret ettiğim şey şu ki Alev Hanım bu mektupları yayınlama cesaretini nasıl gösterebilmiş? Kendisini suçlayacağımızı bildiği halde. Size bir şair mi armağan ettim diyor. Kitabı okuyunca ne demek istediğimi anlayacaksınız.
İki Satır, İki Satırdır
İki Satır, İki SatırdırEdip Cansever · Yapı Kredi Yayınları · 2021251 okunma
Reklam
%22 (45/200)
·
Puan vermedi
Bu kadar berbat bir çeviri görmedim. 50 sayfa zor dayandım. Ne anladım? Hiç... İngilizce okusam daha çok şey anlardım herhalde. Çevirmeni araştırayım dedim. Hayatına eğitimine dair hiçbir şey yok. Diğer çeviriler ne durumda bilmiyorum. Fakat bu çevirinin cümle kuruluşu tamamen okuru tuş etmeye yönelik. Anlamayınca çook efsane bir şey söylüyor zannediyorsunuz. Çevirmenler dil psikolojisine dair eğitim alsın. İnsan neyi hangi durumda nasıl anlar?
İrade Terbiyesi
İrade TerbiyesiJules Payot · Flipper Yayıncılık · 202029bin okunma
132 syf.
5/10 puan verdi
·
4 günde okudu
İlginç. Kesin olan bir şey var: özgün. Hakkını vermeli. Fakat şaheser değil. Böyle bir iddası da yok. Kayacan’ın ilk eseri. Zamanı için (1950-60) gerçeküstücülükte çığır açıcı olabilir. Fakat üslubu beni pek sarmadı açıkçası. Türk öyküsünün nereden nereye geldiğini görmek için elverişli bir kitap. Kitap altı hikâye iki roman denemesi(Çocuktaki Bahçe I-II)’den oluşuyor. İki roman denemesi okuduğumuz üzre burada hüsranla sonuçlanmış. [Yazar sonradan ‘Çocuktaki Bahçe’ adında bir roman yayınlıyor.] Denemeleri buraya almaya gerek var mıydı bilemiyorum? Altı hikâyeden üçünü beğendim: Sarhoş ve Çanta - Hiçoğlunun Serüvenleri - Bir Daha Yapmam. Feyyaz Kayacan İstanbul’da doğuyor, Londra’da yaşayıp-ölüyor. Bana Özcan Ergüder’i anımsattı. Kısaca: Karakteristik bir anlatımı var. Başka herhangi bir öykücü de rastlamadığım tuhaflıkta. Hazırlıklı olun: Bu bir yavaş hikâye.
Şişedeki Adam
Şişedeki AdamFeyyaz Kayacan · Kırmızı Kedi Yayınevi · 201980 okunma
92 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Mutsuzluğunu cesaretlendir. Mutsuz olmak değişimin/gelişimin ön koşuludur. Karşılıksız bir iyimserlikten çoğu zaman daha çok fayda sağlar. Mutluluğa ulaşmak için melankoli halinde olmayan kimseler “hâlâ kurtuluş vadeden yegane insan istidadı olan duyarlılık” sayesinde ebedi bir muhalefet halinde olurlar. “Onların topluma armağanları budur.” Kitap mutluluk, melankoli ve pozitif düşünceye çok farklı bir perspektif sunuyor. Günümüz psikolojik hastalıklarına karşı kesinlikle okunmalı.
Mutsuz Olmak
Mutsuz OlmakWilhelm Schmid · İletişim Yayınevi · 20204,510 okunma
74 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
ŞİİRİN ÖYKÜSÜ
Bugün yazılmış olsa editörlerin yüzüne bakmayacağı, ölüm, yaşam ve diriliş üçgeninde seyreden metafizik/varoluşsal durum öyküleri... Aslında ‘anlatı’ desek belki daha doğru olur. Lakin günümüz öyküsünün yüzeyselliğine karşın Karakoç öyküsü bir o kadar derin. Okuru kendi silahıyla vuruyor. İlk öykülerde oluşturulan baskın ‘anlatı’ biçimi ikinci kitapta yerini daha çok tahkiyeye bırakıyor. İki kitap arasında on yıl var (1978-1988). Yani seksenlerin toplumsal olayları gözetilerek okunsa daha anlaşılır olur. Bu süreç Karakoç öyküsünün gelişiminde kilit rol oynamış. Yazarı yine İslamcı/şair kimliğini, deneme yazılarında gördüğümüz düşünce dünyasını, tahkiyeye yedirme çabası içinde görürüz. Bu durum usta bir isim için fazla sırıtmıyor. Çünkü bunu anlatı içinde kolaycılığa kaçmadan yapıyor şair. İlkin şiirin kanadından tutan yazarlar bunu öykülerinde daha belirgin gösteriyor. Tam tersi çok nadir zaten. Sözün özü: Mâzinin kökünü tutun. Çünkü biçim değişse de meseleler değişmedi.
Meydan Ortaya Çıktığında - Hikayeler 1
Meydan Ortaya Çıktığında - Hikayeler 1Sezai Karakoç · Diriliş · 2005404 okunma
128 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Kişisel sıralamamda yerli öykü dalında birinciliği oynayan kitaplardan biri oldu. Bir çok tadın farklı öyküler altında sunulduğu bazen çok yoğun bazen çok doğal bir anlatımın eşlik ettiği ‘Düşünsene Hızır Bendim’ 16 öyküden oluşan çok başarılı bir ilk kitap. Elif Genç şimdiden rafımdaki yazarlar arasındaki yerini aldı.
Düşünsene Hızır Bendim
Düşünsene Hızır BendimElif Genç · Ketebe Yayınevi · 2018215 okunma
Reklam
336 syf.
10/10 puan verdi
Uzun süredir basılmıyordu bugünlerde yeni baskısı yapılmış. W. Borchert sadece çeyrek yüzyıl yaşadı ama savaştan, hastalıktan ve cezaevi yaşamından damıttıklarıyla hafızalara kazınmayı başardı. Bu kitap Borchert’in tüm öykülerini Kamuran Şipal çevirisiyle bir araya getiriyor. Bazen “böyle bir öykü nasıl yazılmış olabilir?” diye sormadan edemiyor kitap hiç bitmesin istiyorsunuz. Çünkü Borchert’ten sonra okuyacaklarınız hep biraz kusurlu olacak.
Ama Fareler Uyurlar Geceleyin
Ama Fareler Uyurlar GeceleyinWolfgang Borchert · Yapı Kredi Yayınları · 2022506 okunma
527 syf.
10/10 puan verdi
·
67 günde okudu
Eseriyle tasavvufu şeriata yaklaştıran Kuşeyri için “el Cami beyne’ş şeriati ve’l hakikâ” yani “şeriat ile hakikat ilimlerini uzlaştıran adam” denilir. Eser büyük mutasavvıfların tasavvuf ve şeriat ile ilgili veciz sözlerine, temel kavramlara ve süluk yoluna girecek toy sufilere öğütlere yer verir. Abdulkerim Kuşeyri hocası Ebu Ali Dekkak ve Abdurrahman Sülemi’den bizzat dinlediği tasavvuf ilmini yaşadığı çağın ehline de müracaat ederek günümüz sapkın tarikat anlayışlarından uzak ve temiz bir şekilde bizlere aktarır. Kuşeyri Risalesi... Bu kitabın sayfaları yaşadığımız yüzyıla çok uzak ve bizim uzaklaşmaya ihtiyacımız her zamankinden fazla.
Kuşeyri Risalesi
Kuşeyri RisalesiAbdülkerim Kuşeyri · Dergah Yayınları · 2000207 okunma
162 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Gariplerin Kitabı... Modern zamanlarda kitlelerin neyi okuyacağını, neleri araştırabileceğini kontrol altına almak için kayıt usulü sistematik bir kütüphane tasarlanmıştır. Kahramanımız da bu kütüphanenin arşiv müdürüdür. Selefinin gizemli bir şekilde ortadan kayboluşu onu bir anlam arayışına sürükler. Her şey düşünülmüş fakat hakikatin delici, merakın kışkırtıcı gücü hesaba katılmamıştır. Her şeyi anlamak için çöle yolculuğa çıkar ve olaylar gelişir. Hayret verici bir anlatı. Neden yeniden basılmaz bilinmez.
Gariplerin Kitabı
Gariplerin KitabıIan Dallas · Şule Yayınları · 2011804 okunma