Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Simge

92 syf.
10/10 puan verdi
Sahi, insan neyle yaşar?
Tolstoy soylu bir aileye sahip olmasına rağmen yoksulluk temasını okuyucuya başarılı bir şekilde yansıtmıştır. Eser yoksul bir ayakkabı ustası Semyon ve eşi Matryona etrafında şekillendirilmiştir. Sem, soğuk bir kış günü bir Şapelin avlusunda sefil ve çıplak halde bir adamla karşılaşır. Ailesinin karnını zor doyurmasına rağmen ona evini açar, onunla kıyafetini hatta ekmeğini paylaşır. Hikaye bu şema etrafında dönse de, alt metin ve verdiği fikir gerçekten çok çarpıcı. Bu hikaye aslında Tanrı'nın buyruğunu yerine getirmeyen meleğin hikayesidir. Melek, Tanrı'nın emrini reddeder ve Tanrı meleğe 3 ceza verir. Melek insanlarda neyin olduğunu, insanlara neyin verilmediğini ve insanın neyle yaşadığını öğrenmelidir. Eseri okurken kendime başlıktaki gibi sordum; Sahi, insan neyle yaşar? Hepimiz aynı yeryüzünde yaşıyoruz, aynı havayı soluyoruz, aynı gökyüzüne bakıyoruz. Fakat birbirimizi ne kadar umursuyoruz ya da birbirimizin ne kadar farkındayız? Kimisi dünya malı içinde yüzerken, kimisi şu saniye açlıktan gözlerini yumuyor. Birbirimize karşı bu sevgisizlik neden? Oysa sevgi Tanrı'dan değil midir? Bir insan görmediği Tanrıyı sevip, gördüğü kardeşlerini nasıl sevmez?
İnsan Neyle Yaşar?
İnsan Neyle Yaşar?
Lev Tolstoy
Lev Tolstoy
İnsan Neyle Yaşar?
İnsan Neyle Yaşar?Lev Tolstoy · İndigo Kitap · 2017191,6bin okunma
Reklam
56 syf.
10/10 puan verdi
İnsanlar doğup, büyüyüp en sonunda da yaşlanır fakat bu doğal döngü Benjamin Button da tam zıttı. Benjamin 70 yaşlarında sakallı, saçları ağarmış bir adam olarak dünyaya gelir. Ailesi, özellikle babası onu kabullenmekte oldukça zorlanır. Fakat buna rağmen ailesi onu terk etmektense ona zamanla alışır. Benjamin babasının yanında çalışır, aşık olur, çeşitli okullarından mezun olur, savaşlara katılır. Yazar, insanın en kötü yılları yaşlılık dönemi ve en güzel dönemi ise çocukluğu ve gençliği midir sorusunu epey irdeler. Ortaya da bu şaheser çıkar.
Benjamin Button'ın Tuhaf Hikayesi
Benjamin Button'ın Tuhaf HikayesiF. Scott Fitzgerald · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202021,4bin okunma
10/10 puan verdi
Charles Dickens tarafından yazılan bu esere sadece bir çocuk hikayesi diyip geçmek acımasızca olur. Çünkü bana göre gerçekten derin anlamlar taşıyan, mükemmel tasvirlerle dolu bir eser. Konuya gelecek olursam ana karakterimiz Ebenezer Scrooge kafayı tamamen dünya malıyla bozmuş, soyadından da anladığımız üzere cimri( İngilizcedeki Scrooge
Bir Noel Şarkısı
Bir Noel ŞarkısıCharles Dickens · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20217,3bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
172 syf.
10/10 puan verdi
Spoiler Alert! "Cockney dilinde bir deyiş vardır.'Uqueer as as clockword orange'. Bu deyiş, olabilecek en yüksek derecede gariplikleri barındıran kişi anlamına gelir. Anthony Burgess tarafından yazılmış bu başyapıt (başyapıt olarak nitelendiriliyorum çünkü yozlaşmış bir toplumu bu denli keskin çizgiler ve betimlerlerle anlatan,
Otomatik Portakal
Otomatik PortakalAnthony Burgess · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 200991,9bin okunma
9/10 puan verdi
Bu kitabı şimdiye kadar okumadığım için Santiago'dan,bilge kraldan,falcı kadından ve kişisel menkıbemden tek tek özür dilerim. (Şimdi yazacaklarım spoiler içerebilir aman dikkat diyim.) Endülüs kırlarında çobanlık yapan Santiago üst üste gördüğü düşler sonucunda bir yolculuğa çıkar Bu yolculukta ona kişisel menkıbeden,evrenin dilinden,simgelerden ve Santiagonun ufkunu açacak bir çok şeyden daha bahseden bir bilge kralla tanışır.Bu değer uğruna koyunlarından ayrılır,bir billuriyecide çalışır,çölleri aşar ve hatta aşık olur. Ve bir gün ondan ayrılmak zorunda kalır ve ağzından şu büyülü sözcükler çıkıverir; "SENİ SEVİYORUM ÇÜNKÜ BÜTÜN EVREN SANA ULAŞMAM İÇİN İŞ BİRLİĞİ YAPTI." Sanırım gözlerimde parıltıya sebep oldu bu cümle. Bir de kitabı okurken kendime sürekli şunu söyledim "Ya asıl hazine gözünün önündeyse de görmüyorsa.. Ya o kadar yolu boşuna aşacaksa." Kitap büyüleyici olduğu kadar eğitici de. Kendi kişisel menkıbemin peşine düşmem konusunda oldukça motive etti beni.Ayrıca evrenin bizler için iyi bir pusula olduğu , işaretleri takip edersek, kendi kişisel menkıbemize en doğru şekilde ulaşacağımızı ve onu tamamlayacağımızı anlatıyor. Gerçi kendi hayatımıza kör olmuş,başkalarının hayatlarından gözlerimizi alamadığımız bu zamanda işaretleri ne kadar görebiliyoruz ki?
Simyacı
SimyacıPaulo Coelho · Can Yayınları · 2023207,1bin okunma
Reklam
552 syf.
7/10 puan verdi
Öncelikle şunu itiraf etmeliyim ki kitaba büyük bir heyecan ve merakla başladım. Fakat ortalara geldiğimde ana karakterimiz Lucy'nin başından geçenler ruhumda koca bir karanlığa neden oldu. Kitabın yazarını bilmeden okumaya başlasaydım muhtemelen bu kitabın yazarı Charlotte Bronte derdim. Jane Eyre'deki hikaye akışı, mistik hava ve betimlemeler tıpatıp aynı. Kısaca konudan bahsedecek olursam ana karakterimiz Lucy Snowe genç yaşta ailesini kaybetmiş, hikayenin başında vaktini vaftiz annesi ve onun oğluyla birlikte geçiren bir kız. Fakat Lucy birilerinin yanında sığıntı gibi yaşamaktansa, kendi ayakları üzerinde yaşamayı ister. İngiltereden ayrılıp, Fransanın Vilette şehrine gider. Buradaki amacı Madame Beck i bulup, ondan genç kızlar okulunda çalışmak için iş istemektir. Tesadüf bu ya gece kalabilmek için han ararken ansızın kendini genç kızlar okulunun önünde bulur. Ve böylece (bana göre)Lucy Snowe'un öyküsü başlar. Yukarıda da belirttiğim gibi tesadüfleri, tanrının bizim için yazdığı yazgıyı sıkça görürüz kitapta. Ayrıca kitapta Lucy'nin kendini nasıl geliştirdiğini, o dönemde kadınlara yapılan ayrımcılığa rağmen nasıl ayakları üzerinde dimdik durduğunu ve yaşadığı aşkı görürüz.
Villette
VilletteCharlotte Brontë · Kırmızı Kedi Yayınevi · 2011146 okunma
·
Puan vermedi
Bu eser gerçek adı Eric Arthur Blair olan George Orwell'ın yazdığı yedi denemeden oluşmaktadır. Bana göre, Orwell tıpkı diğer eserlerinde olduğu gibi, bu eserinde de (her nasıl oluyorsa) günümüz dünyasına bir ayna tutmuştur. Bir yandan toplumu hiciv ederken diğer yandan kitapçıda çalıştığı günleri anlatıyor bizlere. Hatta alaycı bir tavırla bir itirafta bile bulunuyor.  "ödünç alıp geri vermediğim kitaplar,benden ödünç alınıp geri verilmeyen kitaplarla hemen hemen kendini dengeliyor o yüzden sorun yok" Ve son olarak söylemeliyim ki, eğer siz de İngiliz dili ve edebiyatı okuyorsanız denemelerden oluşan bu kitabı mutlaka okuyun derim
Kitaplar ve Sigaralar
Kitaplar ve SigaralarGeorge Orwell · Sel Yayıncılık · 20133,309 okunma
131 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitabın ilk sayfalarından da anlaşılacağı üzere yazar Victor Hugo idama karşı biridir. Hatta bu kitap açıkça ölüm cezasının kaldırılmasına yönelik bir savunma niteliğindedir. Yazarın ölüm cezasına karşı olmasının ve bu kitabı yazma kararı almasının da nedeni var tabikii. Victor Hugo, bir gün Gréve Meydanı'ndan geçerken giyotin aletinin altında, idama mahkum edilmiş olan insanların, bedenlerinin oluşturduğu kan göletini görür. Bu görüntü onun vicdanına ve zihnine öyle dokunur ki darağacını devirmeyi kendine kutsal bir görev bilir. Tabii yıllar sonra ister suç, ister girişim olsun ayırt etmeyip insanları ölüme gönderen bu yasa değişir. Nedeni de üst sınıftan 4 bakanın giyotine maruz kalmasının istenmemesi. Dahası Victor Hugo'nun kuvvetle inandığı bir şey de özgürlüğün ve sağlığın birbirine benzetilmesi. Tabi bunun gerçekleşmesi için suç, bir hastalık olarak görülecek ve bu hastalığın iyileşmesi için doktorlar hakimlerin, hastaneler de hapishanelerin yerini alacak. Sanırım burada pek yazara katılmadığımı belirtmek istiyorum. Her toplumda ve her dönemde yozlaşmış ve sapkınlıkları olan insanlar var. Bu insanların kolay kolay düzeleceğini ve yaptıklarından ders alıp yüreklerinin iyileşeceğini pek sanmıyorum. Kitabın konusuna gelecek olursam, kitap adından da anlaşılacağa üzere idam edilmek üzere olan bir insanın hayatının son 6 haftasını bize anlatır. Bunu gerek kalplerimize dokunarak gerek gülümsetecek nüktelerle yapar. Ve bitiminde kitap bizlere şu soruyu sorar: Suçlu, cinayeti işleyen katil mi yoksa idamı ve insanların ölümünü şölen izliyormuşcasına izleyip, eğlenen toplum mu?
Bir İdam Mahkûmunun Son Günü
Bir İdam Mahkûmunun Son Günü
Victor Hugo
Victor Hugo
Bir İdam Mahkûmunun Son Günü
Bir İdam Mahkûmunun Son GünüVictor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2023120,5bin okunma
116 syf.
·
Puan vermedi
Kara Kedi Edgar Allan Poe'nun okuduğum önceki kısa hikayelerinden çok daha ürpertici bir hikayeydi. Alkolün içinden çıkılmaz bir bataklığa sürüklediği baş kahramanımızın başına gelen dehşet verici olayı anlatıyor bu hikaye. Baş karakterimiz eşi, hizmetçileri ve sahiplendikleri hayvanlarla yaşamaktadır. Başlarda ne kadar yufka yürekli ve merhametli olsa da alkol bataklığına sürüklendiği zaman bu tanımların tam tersine dönüşür. O kadar gözü döner ki sahiplendikleri siyah kedinin gözünü bile oyar bu cani insan. Psikolojisi o kadar bozulmuştur ki kedisini artık kendisini sevmediği gerekçesiyle kediyi bahçelerinde bulunan ağaca asıyor. Sonraki günlerde evlerinde nedeni belirsiz bir yangın çıkıyor ve tüm ev yanıp kül oluyor. Evin sadece bir duvarı bu büyük yangından etkilenmemiştir fakat duvarda siyah bir karartı vardır. Adam bu karartıya dikkatle baktığında karartının ağaca asılmış bir kedi görünümünde olduğunu fark eder
Kara Kedi
Kara KediEdgar Allan Poe · Kolektif Kitap · 20122,123 okunma
112 syf.
8/10 puan verdi
Eser bir spoilerla başlar ve yazar ana karakterin öleceğini kitabın ilk satırında bizlere söyler. Hayata gözlerini yuman ana karakterimizin adı Santiago Nasar'dır ve Santiago bir namus cinayetine kurban gider. Cinayeti namus cinayeti olarak adlandırınca biraz tuhaf kaçıyor ama durum böyle. Santiago Nasar, Pablo ve Pedro Vicario isimli ikiz
Kırmızı Pazartesi
Kırmızı PazartesiGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202177,8bin okunma
Reklam
284 syf.
10/10 puan verdi
Çoğu insan Otto Frank'in (Anne'nin babası) bu kitap ve Anne'nin üzerinden rant sağladığını ve gelir elde etmek amacı ile bu günlüğü yayınlattığı kanısındalar. Fakat benim görüşüm Otto Frank kızının vasiyetini yerine getirmek, kızının istediği gibi onu öldükten sonra da yaşatmak istediği yönünde. Anne Frank 12 haziran 1929'da
Anne Frank'ın Hatıra Defteri
Anne Frank'ın Hatıra DefteriAnne Frank · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20177,6bin okunma
8/10 puan verdi
Bu yazı spoiler içeren, inceleme niteliğinden çok kişisel düşünce barındıran bir yazıdır.♡ Okurken kah yorulduğum,kah güldüğüm,kah ağladığım kitap. Kitap başlarda lekesiz bir saflığa sahipken ruhunu satıp,kendisini zehirlemiş,zihnini ahlaksızlıkla doldurmuş ve düşüncelerine fesat karıştırmış birini anlatıyor.Bu gencin adı Dorian Gray. Dorian'ın bu büyük değişiminin ardında iki isim vardır. Lord Henry ve Basil Halward. Lord Henry insanları konuşasıyla ve sözleriyle etkisine alan biridir ve oldukça da kurnazdır.Lord Henry'nin sözlerinin etkisinde kalır ve Dorian'a göre dünyada sadece güzellik ve gençlik önemlidir artık. Başlarda Lord Henry'e çok kızıyordum. Bu kadar zalim olmasına,böyle sözcükler kullanmasına. Ama sonra anladım ki o hep realist bir kişilikmiş ve hep doğru şeylerden söz etmiş. Basil'e gelince zavallı Basil. Arkadaşına eşcinselliğe varacak kadar büyük bir hayranlığa sahiptir. Ah Sybil, senin için saatlerce ağladım desem az kalır. Saf aşkın ve sanatın bir simgesidir. Sybil Vane tüm benliğiyle sevmiş ancak sevilmemiştir. Aşk kurbanıdır.
Dorian Gray'in Portresi
Dorian Gray'in PortresiOscar Wilde · Can Yayınları · 201873bin okunma
·
Puan vermedi
Daha önce okuduğum fakat tekrar okumak istediğim şahane bir eser. İçinde dram, dostluk, umut, aşk, yazılan dönemdeki toplumun eleştirisi ve birçok şey daha barındırıyor. Ana karakterimiz Pip ablası ve ablasının eşi Joe ile yaşamaktadır. Pip'in annesi ve babası ne yazık ki o daha küçükken ölmüştür. Bir gün Pip, ailesinin mezarlığını ziyarete
Büyük Umutlar
Büyük UmutlarCharles Dickens · Can Yayınları · 201714,3bin okunma
115 syf.
7/10 puan verdi
·
19 günde okudu
Bir İngiliz edebiyatı öğrencisi olarak söylemeliyim ki Shakespeare oyunları ve diğer oyunlar arasında en sıkılarak okuduğum romantik komedi oyunuydu. Shakespeare eserlerini oynanmasından ziyade okunması için yazmıştır ve her eserinde hat safhada betimlemelere yer vermiştir. Fakat bu oyunda bu betimlemelere sık rastlamadım desem yalan olmaz. Oyunun geneli sıkıcıydı belki ama aralarda tebessüm ettiğim, güldüğüm sahneler de vardı tabii. Soytarı ve Olivia'nın diyalogları gerçekten eğlendirdi beni diyebilirim. Ayrıca oyunda simgelemelere ve mitolojik öğelere de oldukça yer vermiş yazar.
On İkinci Gece
On İkinci GeceWilliam Shakespeare · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20105,5bin okunma