"Dünya'yı bize büyük gösteren bizim küçüklüğümüz oğul. Hırsımız, sabırsızlığımız, bencilliğimiz. Önce bu yüzden küçülüyor sonra da çok büyük görüyoruz"
Her insanın ölünceye kadar yapabileceği bir şeyler vardı. Her insan da, kör topal bunu yapıyordu. Mesele iyiyi kötüden ayırabilmek de idi ve her şeyin, ama her şeyin iyisi de, kötüsü de oluyordu.
Günler geçer, haftalar, aylar ve yıllar geçer, sonunda da saniyeler geçmez olur da, kafa bir takıldı mı sılaya! Sıcak terletir, soğuk üşütür, humma sayıklatır, sıla büyücü gibi çeker. İş yakalanmamakta.
Kadir bilmek, kıymet bilmek; bağlılığın, saygının, güvenin karşılığını vermek, değerli olmanın, sayılmanın, güvenilmenin ilk şartıdır; böyle düşünmektedir Osman Beğ.