Milyarder "Komik değil mi? Kendimizi ülke ve ırklara göre ayırsak da yağmurla ıslanan toprak kokusu her yerde aynı."
Diye mırıldandı.
Keşiş "Evet, insanlar farklılaşabiliyor ama doğa öyle değil."
Anadolu’nun tarihine, özellikle de onun Hellenistik ve Roma dönemlerine meraklı olanlar için çok yararlı bir eser. Farklı konulara değinen farklı yazarların makalelerinden oluşuyor. Hellenistik devletlerin tümünden bunların önemli kentlerine, basılan sikkelerden Roma’nın inşaa ettiği yollara kadar pek çok hususta özet ve derli toplu bilgiler
Yakın Tarih Dersleri
İkinci bir adam Atatürk sonrası Türk Cumhuriyeti devletini yönetemedi.
Mustafa Kemal Atatürk gibi bir ileri görüş dahisinin yerini doldurmak kolay değildi.
İkinci dünya savaşı birinci dünya savaşının başarısızlığı emperyalizmin tarafından giderilmek istendi.
Bugün devam eden birinci dünya harbidir.
Batı emperyalizmi
Öncelikle bizi andıran bir hikayeyi okuduğunuz kanısına varıyorsunuz kitabı son sayfasını çevirdiğinizde. İtalyan yakın tarihinden ayırt eden farkımızın bizim 2. Dünya savaşında taraf olmamamız dışında tabi ki. Fakat baktığımızda 1945 sonrasında emperyalist savaşın ortasında kalan her ülke de olduğu gibi İtalya da gladio nun etkisinde kalıyor. 80lere yaklaşınca da sağ sol tartışmaları onlarda da alevleniyor. 80 sonrası ise tüketim toplumun bütün yasaları uygulanıyor. Yazar bize bir gazete projesi üzerinden bizlere dayatılmak istenen her türlü algının nasıl da organize edildiğini aktarıyor. Umberto Eco hep merak ettiğim biriydi. Bir türlü fırsatım olmamştı baştan sona bir kitabını okumaya. Sanırım çok şeyler kaçırmışım.
Sıfır SayıUmberto Eco · Doğan Kitap · 20151,114 okunma
Bir devlet adamı, kendi insani duygularına dayanacak şekilde bir devlet sorumluluğunu çözemez o yetkiye de sahip değildir. Ülke,hiç kimsenin duygu dayanağı değildir...
II. Abdülhamid İran’la saltanat yılları boyunca sıcak bir ilişki içerisine girmeye çalışmıştır. İran hükümeti de bu duyarlılığa kayıtsız kalmamıştır. Örneğin Bâbıâli’nin isteği üzerine sünnî öğretiyi rencide eden kutlama ve törenlere yasak getirilmiştir. 1890’lardan itibaren Osmanlı topraklarında bulunan Hıristiyanların kendi içlerinde birlik sağlamak adına yaptıkları bir takım faaliyetler II. Abdülhamid’in Şiî ve Sünnî’lerin birlikte hareket etmeleri gerektiği konusunda daha hassas olmasını sağlamış, bunun bir tezahürü olarak Şiî ve Sünnî yakınlaşmasının mümkün olup olmadığına dair Cemaleddin Efgâni’den bir rapor kaleme almasını istemiştir. Keza Efgâni’den İttihad-ı İslam’ın gerçekleşmesi için bir takım faaliyetlerde bulunması bu doğrultuda mezhep ayrılıklarını ortadan kaldırması ve İstanbul’da İranlılar’dan oluşan bir cemiyet kurmasını da istemiştir. İstenilen cemiyeti kuran Efgâni, İttihad-ı İslam’ın ve Şiî-Sünnî yakınlaşmasının önemiyle ilgili tanıdığı tüm nüfûzlu kişilerden bu konu hakkında birer mektup yazmalarını istemiştir. Ancak bu faaliyetler Nâsıruddin Şah’ın Cemaleddin Efgâni’nin bir talebesi tarafından öldürülmesiyle sonuçsuz kalmış, ayrıca Efgâni iki ülke arasında diplomatik bir krize de yol açmıştır.
Kitap basılır basılmaz ülkesinde, Çin Kültür Devrimi’ni eleştirel biçimde anlattığı için yasaklanmış ve hala bu yasak kaldırılmamış.
Ülke komünizmle yönetiliyor. Bu sisteme göre özel mülkiyet kavramı yok ve ülke sınırları içerisinde bulunan toprak, hayvan gibi tüm mallar devlete aittir ve halk bu malları ortaklaşa kullanır. Hal böyle olunca miras, stok, birikim, yatırım gibi kavramlar ortadan kalkıyor. Az çalışan ile çok çalışan arasında hiçbir fark yok. Bu da ekonomide yozlaşmaya sebep oluyor bildiğim kadarıyla. Buna rağmen Çin’in ekonomisi malumunuz.
Yazar bütün bu olayları bir aile üzerinde işlemiş ve okurken bir komünizm yöneticisi için bu kitabın gerçekten ne kadar tehlikeli olduğunu anladım. Hala devam eden bir sistemi bu kadar cesur eleştirebilmek gerçekten çok iyi
Bir anlık öfke zamanla yerini mutluluğa bırakır,öfkenin sıcaklığı ise zamanla geçer;ancak bir ülke yok olursa geri dönüşü yoktur ve savaşta ölenleri de kimse geri getiremez.
Bir ülkenin topraklarının altında altına eşdeğer bir şeylerin olması büyük modern lanetlerden biridir. Güney Afrika'nın elmasları, Bolivya'nın kalayı, Kongo'nun ya da Sierra Leone'nin değerli taşları, Ortadoğu'nun ya da Angola'nın petrolü: Kana ve ateşe boğulan onca bölge ya da ülke, kinik ve yırtıcı hesapların kozları haline gelmişlerdir.