İlk defa bir kitabı anlatırken nereden nasıl başlayacağımı bilemiyorum. Bu kitabı ilk defa sanıyorum lisenin ilk yılında okumuştum ve gerçekten etkilendiğim bir kitap olarak hatırlıyorum. 10 yıl sonra yeniden bu kitabı okumak… Tully ile Kate’in dostluğunu okurken, çoğu yerde Tully’ye kızmak ve hatta sövmek, ama bazen de ona acımak… Tam bir duygu karmaşası içinde okuduğum bir roman oldu. Kate’in başlarda kendisini görmeyen bir adama delicesine aşık olması ve en sonunda ona açılıp bir yuva kurması ve hatta bu adamın başlarda arkadaşı Tully’ye aşık olması beni derinden üzen ilk şey olmuştu. Kate’in, Tully’nin yanında hep sönük kaldığını ve Tully’nin bencil biri olduğunu düşündüm hep. Ama kitabın sonları beni mahvetti. Kate’in hastalığı Tully’nin ilk defa özür dilemesi, yaşadıkları şeyler, anılar… Bir parça kendimi buldum ben bu kitapta, çünkü benim dostum dediğim insan da beni yarı yolda bıraktı, hem de düğün günümde… Kitabın sonunda yaptığım tek şey deli gibi ağlamak ve kalkıp bir sigara yakmak oldu. Hayat çok kısa, sevdiklerinize dört elle sarılın ve yaşamın kıymetini bilin ve lütfen ama lütfen bu kitabı bir kez de olsun okuyun. Kristin Hannah’nın ne kadar güçlü bir kalemi olduğunu anlayacaksınız. Sevgiler…