Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yüzyıllık yalnızlığa mahkum edilen soyların, yeryüzünde ikinci bir deney fırsatı olamazdı.
Sayfa 461Kitabı okudu
“Nerede okumuştum, hani bir idam mahkûmu ölümünden biraz önce şöyle söylemiş ya da düşünmüştü: ‘Yüksek ve sarp bir kayalıkta, ancak iki ayağımın sığabileceği, dar bir çıkıntıda, dört bir yanım uçurumlar, okyanuslar, sonsuz bir gece, sonsuz bir yalnızlık ve hiç bitmeyecek bir fırtınayla sarılmış durumda yaşamak zorunda olsam ve bütün ömrümce, bin yıl boyunca, hatta sonsuza kadar o bir karış toprakta durmamda gerekse o şekilde yaşamak, şu anda bir yarım saat içinde ölecek olmaktan çok daha iyidir.’ Yeter ki yaşasam, sırf yaşasam! Nasıl olursa olsun, ama yeter ki yaşasam!”
Reklam
Yalnızlık
“Berlin'de yalnızsınız değil mi?" dedi. "Ne gibi?" "Yani... Yalnız işte... Kimsesiz... Ruhen yalnız... Nasıl söyleyeyim... öyle bir haliniz var ki..." "Anlıyorum, anlıyorum... Tamamen yalnızım... Ama Berlin'de değil... bütün dünyada yalnızım... küçükten beri..." "Ben de yalnızım..." dedi. Bu sefer benim ellerimi kendi avuçlarının içine alarak: "boğulacak kadar yalnızım..." diye devam etti, "hasta bir köpek kadar yalnız..."
"Yalnızlık tek başına kalmak değil, tek başına kalmaktan kaçmaya çalışmaktır. Bunun için ne kadar uğraşırsan durumun o kadar acıklı hale gelir. Geceyi uzatmak, son bir sigara yakmak, bir kadeh daha içmek, ayak sürümek, bin dereden su getirmek… Bütün bunlar kapının arkasına gizlenmiş seni bekleyen tekilliğinle karşılaşmanı geciktirmekten ve çaresizliğini arttırmaktan başka işe yaramaz. Durumu sükunetle kabullendiğin ve onunla savaşmaktan vazgeçtiğinde ise aniden daha az yalnız biri haline gelirsin. Bu konuda bilinmesi gerekenler fazla değildir. Yalnızlıkta "çat kapı" yoktur ve yalnız biri kimsenin hayatının doğal uzantısı olmadığından biriyle buluşmak için daima randevulaşmak zorundadır. Kimsenin hayatını tamamlamaz bunun karşılığı olarak da kimse onun hayatını bütünlemez. Kimileri böyle olmasını tercih ettikleri için, kimileri de kimse onları tercih etmediği için yalnızdır. Yalnız biri sadece bir aksesuardır. Süslü bir toka, zarif bir kolye, b.ktan bir kemer ya da bir çift güzel küpe… O kadar. Yoklukları üzüntü verici olsa da kimseyi öldürmez."
Sayfa 153Kitabı okudu
Ölümü umursadığı yoktu; ama yaşam çok şey demekti. O yüzden de idam hükmü verildiği andaki duygusu korku değil, özlem oldu.
İnsanın oturduğu toprakların altında ölüleri yoksa, o adam o toprağın insanı değildir.
Reklam
Yalnızlık koleksiyoncusuyum ben. Ama hiç yalnız kalmadım, yalnızlık oldum hep. Beni hiç yalnız bırakmadı yalnızlıklarım. Çok terk ettim onları. Ama dönüp dolaşıp yine onları seçtim. Aslına bakarsan ne kazandığım yalnızlığa seviniyorum ne de kaybettiğim kalabalığa üzülüyorum. Tek başınayım ama hâlâ ayaktayım. Bir tek içimde sakladığım acılar, alnımdaki çizgilerden kendini ele veriyor o kadar. Acıyı çözdüm mesela. Onunla ayakta durabilmeyi... Acılardan kaçılmaz, biliyorum ama nasıl en az zararla çıkılır öğreniyor işte insan. Hayatın benden çaldıklarını hayattan çalıyorum şimdi. Acıya katlanmayı öğrendim de işte yine de bitmiyor içimin sızısı...
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.