Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yaren

410 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
171 günde okudu
Önermeye bile kıyamayacağım kitabı sonunda bitirdim. Orhan Kemal'in kitaplarını elimden geldiğince erteleyerek okuyorum ki bir gün hepsi tamamen bittiğinde ne yapacağımın çaresizliğiyle hemen karşı karşıya kalmayayım. Anadolu insanının, Adana halkının içinden hapishaneye, Nazım Hikmet'e yolu uğrayan Orhan Kemal'in eserlerinde
Vukuat Var (Hanımın Çiftliği 1)
Vukuat Var (Hanımın Çiftliği 1)Orhan Kemal · Everest Yayınları · 2017836 okunma
Reklam
438 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
İşte... Dağ aştık, tepe aştık, köyden köye koştuk, kurşun hançer kuşandık, Hatçe'ye vurulduk, adam vurduk, başkaldırdık, boyun eğmedik, haksızın hakkından geldik, yoldaşımızı gömdük toprağa kendi ellerimizle, acı çektik, göz yaşı döktük Memed'le; İnce Memed'le. Şimdi ne zaman bir dağın, bir ormanın eteğinden geçsem aklıma gelir İnce Memed. Şu doruklarda mıdır acaba, şu birikmiş yağmur damlası gibi görünen ormanda mıdır? Belki ayağımı bastığım yere ayak basmıştır İnce Memed, belki onunla yıllar öncesinden buluşmuştur böylece izlerimiz... Ölmez İnce Memed, bir ölür bin doğar. Elbet birinden biriyle rast gelmiştir yollarımız. Kim bilir, belki her birimiz İnce Memed'iz. Her birimizin içinde yatar bir İnce Memed, gözümüzden sarı bir ışık geçer. Yüreğimize düşer o kor, oturur içimize o sancı. Yeryüzünde dolaşır durur ya onca köpek; masumun, güçsüzün elinden hakkını alanlaradır bizim davamız. Diren yoldaş, hakkını yedirme, haksızlığa göz yumma, kızılcık şerbeti içtiğini söyle, kan kussan bile diren zalime! Yaşa be İnce Memed!
İnce Memed 1
İnce Memed 1Yaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202358bin okunma
330 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Veee tüm sürprizlerini sona saklayıp beni şaşkınlıktan şaşkınlığa sürükleyen bir kitap, işte bitti. Livaneli'nin romanlarını çok seviyorum. Sade, anlaşılır, hap bilgiler barındıran, akla gelmeyecek sürprizler yapan kitaplar. Okuru gayet tatmin eder buluyorum. Yalnız bu kitapta her şeyi sona saklaması biraz sıktı beni. Kitabın geneli akıcı, sürükleyiciydi ama sürekli hadi bir şey olsun deyip durdum sonuna gelene kadar. Bu adam okurda merak uyandırmayı iyi biliyor. Bu kitap da biraz polisiye, biraz aşk, biraz ucundan felsefe, belki biraz da psikoloji romanıydı. Sevdim.
Kardeşimin Hikayesi
Kardeşimin HikayesiZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2019105,6bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
168 syf.
9/10 puan verdi
·
31 saatte okudu
Bu yıl okuduğum ikinci kitap, çok sevgili Livaneli'den... Tamamıyla tarihi bir roman diyemeyeceğimiz, tarihi kurgu demenin daha yerinde olacağı bir kitaptı. Osmanlı'da geçtiği kitapta da belirtilen olayları merak edip baktığım için karakterlerin 18. Osmanlı padişahı İbrahim Sultan ve annesi Kösem Sultan olduğunu anladım. Anladım diyorum çünkü yazar özel isim belirtmeden yazmış. Olaylar bir harem ağasının ağzından anlatılıyor. Dili akıcı, hikâyeler de cezbedici. Aslında tarihi kişilikler hakkında araştırma yaparken özel hayatlarıyla, cinsel tercihleriyle, fantezileriyle pek ilgilenmem. Bu tür konuların, kişilerin tarihi başarısını gölgede bırakması bana pek doğru gelmiyor. Ama kitabı okurken demeden edemedim, vay bee, ne saraymış, ne haremmiş, ne fantezilermiş, ne kuralmış bunlar diye. Hayret edip durdum. Güzel kitap, tam da Livaneli'den beklendiği gibi...
Engereğin Gözü
Engereğin GözüZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 201916,3bin okunma
72 syf.
9/10 puan verdi
Bu kitabı okumadan hemen önce çok sevgili Sabahattin Ali'nin Değirmen adlı öykü kitabını bitirmiştim. Değirmen'de en belirgin konu, devlet kararnamelerinin uygulanmaması, memurların üzerine düşen vazifeyi gerekli şekilde yerine getirmemesiydi. Gogol de Palto adlı kitabında bunlara bir şey daha ekleyerek aynı durumu eleştiriyor: devletin yüce isminin küçük düşürülmesi. Palto, astların üstlerinden korkarak onlara hayranlıkla baktığını, etkinlikten uzak bir güç hiyerarşisinin güçsüz aracıları olduğunu, Rus yetkililerinin o asalakça, tembel, sahte dünyalarını sistematik olarak aşağılamakta adeta. Kitapta anlatılan olay aslında oldukça basit, tabii hikayenin sonunda yer alan Victor Brombert'in yazısı bu düşüncemi çürütüyor. Brombert, Gogol için "Onun sanatsal kumarı, bu konuşmayan karakteri konuşturmaya çalışmaktı." diyor. Dediği gibi, ana karakterimiz Akakiy Akakiyeviç neredeyse hiç konuşmayan, silik biri. Kitap olayları gözlemci bakış açısıyla anlatırken, zaman zaman Akakiy'in duygu ve düşüncelerini tahminlerde bulunarak anlatmış, ilahi bakış açısına dokunup dokunup geri çekilmiş, böylece hiç konuşmayan birini konuşturmuş bizlere.
Palto
PaltoNikolay Gogol · İtihaki Yayınları · 201737,1bin okunma
Reklam
264 syf.
6/10 puan verdi
·
8 günde okudu
İncelememe kitabın beklentimin altında kaldığını belirterek başlamak istiyorum. 260 sayfalık kitabın yarısından fazlasına geldiğimde bile "henüz asıl olaylara girmedi, ama girecek herhalde" diyordum. Kapağını ve adını görünce çok daha hareketli, canlı bir şeyler bekledim. Belki Hippi kavramını yanlış bildiğimden oldu bu. Ülkemizde
Hippi
HippiPaulo Coelho · Can Yayınları · 20182,896 okunma
336 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
58 günde okudu
Yazılmış kitaplar arasında en iyi olanlardan birini daha bitirdim. Bu düşünce ben mahvediyor. Keşke şimdi hafızamı sıfırlasam ve bu kitabı tekrar okusam. Bir yoldaş ısrarla okumamı istedi. Başta sıkıcı bulup yavaş okudum. Ama ikinci bölüme geçtiğimde yoldaşımın neden bu kadar ısrarcı olduğunu anladım ve beni bu kitapla tanıştırdığı için ona minnettarım. Ana karakterimiz Arthur, biricik Montanelli'si tarafından ihbar ediliyor. Aşık olduğu Gemma onu işbirlikçi olmakla suçluyor. Olaylar böyle başlıyor. Montanelli kendini adadığı kilise uğruna hem Arthur'a ihanet ediyor, hem de ona baba sevgisini vermekten mahrum kalıyor. Bütün bunları kaldıramayan Arthur, kendine bir intihar süsü vererek ortadan kayboluyor. Ömrünün geri kalanını eziyet, aşağılanma, azap ile geçiriyor ve bir gün bambaşka biri olarak çıkıyor Gemma ve Montanelli'nin karşısına. Artık Montanelli'ye nefret doludur, kilise onun düşmanıdır. Sonrasında içindeki nefreti Atsineği adıyla hicivler yazarak kusacaktır ve tabii devrimci kişiliğini de kaybetmemiştir. Kitap hem insanların davalarına bağlılığını, o dönem kilise otoritesinin insanları ne kadar yozlaştırdığını, ihaneti, aşkı, sadakati konu edinmiş kendine. Daha fazla bilgi vermeyeyim. Sadece okuyun, okuyun, okuyun... Mükemmel bir kitap. Artık yeni bir "favori kitap" bulana kadar herkese Atsineği'ni anlatıp önereceğim.
Atsineği
AtsineğiEthel Lilian Voynich · Yordam Edebiyat · 20201,845 okunma
288 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Bittiği için ağlayabilirim! Eğer okuma gibi bir düşünceniz var da baştan bir incelemek için bakıyorsanız mutlaka okumalısınız. Zaman kaybetmeyin ve bu kitabı alın :) Sanırım artık hikaye okumayı seviyorum. Önceden hikaye okumaktan hiç hoşlanmıyordum (roman delisiyim) ama böyle mükemmel eserleri kaçırmışım, bunu fark ettim. Bu kitabı bitirmemin üstüne gidip bir güzel hikaye kitabı alışverişi yapacağım. Kitapta on beş hikaye var. Yazarın hayal gücüne, sade ama etkileyici anlatımına hayran kaldım. Hikayeler çoğu zaman şaşırtıyor, bazen de tahmin ettiriyor olacakları okura. Ama bu rahatsız etmiyor okurken, sonunu görseniz bile okumak isteyeceksiniz emin olun. Son hikaye olan Kâbus Odası'nı beğenmemekle birlikte; Tot'un Yüzüğü, Yeni Yeraltı Mezarı ve Brezilya Kedisi adlı hikayelerine bayıldım. Bu müthiş kitabı kimin yazdığına baktığımda yazarın Sherlock Holmes serisinin sahibi olduğunu gördüm. Doğrusu henüz bu seriyi hiç okumadım, ama ne kadar methedildiğini hepimiz biliyoruz. Sherlock Holmes serisinin yazarının adını bilmemek benim hatam :) Seriyi daha okumadan neden bu kadar fanatiği olduğunu bu hikaye kitabı sayesinde öğrenmiş oldum. Tekinsiz Hikâyeler artık en sevdiğim hikaye kitabı, şimdiden favoriler listeme ekliyorum.
Tekinsiz Hikâyeler
Tekinsiz HikâyelerArthur Conan Doyle · Can Yayınları · 2013246 okunma
192 syf.
7/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Kitabın ismine bakarak gece yolculuğu üzerine yazılan hikayelerden oluşuyor sanmıştım. Aslında ismiyle içeriği arasında bir alakasızlık yokmuş. Kitap iki bölümden oluşuyor. İlk bölümünde geceye yolculuk yapıyor, rüyalara dalıyoruz. Birbirinden ilginç ve başarılı, kısmen sürrealist hikayelerden oluşuyor ilk bölüm. İkinci bölümse her birinin içinde deniz feneri olan hikayeler bütünü. İlk bölüme göre biraz iç sıkan, insanın içine karamsarlık çöktüren hikayeler bunlar. Ama hikayeler oldukça güzel.
Gece Yolculuğu
Gece YolculuğuErtuğ Uçar · Can Yayınları · 201719 okunma
64 syf.
·
Puan vermedi
·
50 günde okudu
Kitap 64 sayfa ve ben sanırım hemen her cümlenin altını çizdim. Bütün cümleleri alıntı diye paylaşmak istiyorum ama biri de çıkıp, "E güzel kardeşim, sen tüm kitabı paylaştın biz nereyi okuyacağız?" der diye kendimi tutuyorum şimdilik :) Sokrates, bilge Sokrates, "Bildiğim tek şey, hiçbir şey bilmediğimdir," diyecek kadar bilge Sokrates... Bu söz aslında Platon'ca Sokrates'e atfedilmiştir. Kitap da Sokrates'in ölümünden sonra öğrencisi Platon tarafından yazıya geçiriliyor. Böylece üstünden 2400 yıl geçmesine rağmen Sokrates ismi hala dilimizden düşmüyor, onun idamına sebep olanların ismiyse asla aklımızda yer etmiyor; bu güne kadar güzel insanları öldüren, hafızamızda sadece birer kara leke olarak kalanlar gibi... Sokrates Tanrı'yı reddettiği, gençleri yozlaştırdığı gibi ithamlarla yargılanıyor. Kendisine verilen sürede olabilecek en iyi savunmayı yapıyor, ithamlardaki tutarsızlıkları onun adını kirletmek isteyenlerin yüzlerine vuruyor, para karşılığı bilgi satan Sofistlerle bir tutulamayacağını savunuyor. Ancak kendisinin de söylediği gibi "Zor olan ölümden kaçmak değil, adaletsizlikten kaçmaktır; zira adalet ölümden daha hızlı koşar."
Sokrates'in Savunması
Sokrates'in SavunmasıPlaton (Eflatun) · Panama Yayıncılık · 201853bin okunma
Reklam
184 syf.
6/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Kitabı aynı yazarın Kafes romanından sonra okuyan sevgili okurlar, ikisini kıyasladığı için bunun biraz vasat kaldığını söylemiş. Bazı incelemeleri okuduktan sonra başladım kitaba. Gölün Dibindeki Ev'i, Kafes kitabına bağlı kalmadan değerlendirdiğimde ortalara doğru gerilimin yükseldiği, sonlara doğru arttığını söyleyebilirim. Hoş bir macera kitabı olarak okunursa keyif alınabilir. Gerilim-korku tarzı bir şey bekliyorsanız hüsrana uğrayacaksınız baştan söyleyeyim.
Gölün Dibindeki Ev
Gölün Dibindeki EvJosh Malerman · İthaki Yayınları · 20172,897 okunma
327 syf.
7/10 puan verdi
·
32 günde okudu
Oscar Wildeee! Bayılıyorum yazdıklarına. 21 hikayeden oluşuyor bu kitabı. Hikayelerin hemen hepsini beğenmemin yanı sıra en sevdiğim hikayeleri Genç Kral ve Lord Arthur Savile'in Suçu oldu. Hikayelerinin çoğunda ince, güzel mesajlar veriyor. Tabaka ayrımını sık sık eleştirmesi dikkatimi çekti. Hayatın, kaderin, sistemin, düzenin sebep olduğu adaletsizliği vurgulayıp durmuş. Derdini çok güzel bir dille, birbirinden güzel hikayelerle anlatmış. Bir de hikayeleri ve biricik romanı Dorian Gray'in Portresi'nden anladığım üzere bir kadınınkinden çok daha güzel bir yüze sahip olan erkeklere takmış durumda. Yalnızca iki hikayeden pek bir şey anlayamadım ve kopukluk yaşayınca yarıda bıraktım: Mr. W.H.'in Portresi, Canterville hayaleti.
Mürver Ağacı
Mürver AğacıOscar Wilde · Can Yayınları · 2017661 okunma
112 syf.
8/10 puan verdi
·
13 günde okudu
Cemil Kavukçu'yla tanışmamı sağlayan kitap. Aslında hikaye okumayı çok sevmiyorum. Roman gibi uzun olmayınca sanki bir şeyler ben ne olduğunu anlamadan birden yarıda kesilip bitecekmiş gibi bir endişeye kapılıyorum ve genelde yazarların hikayeleri, kısacık kurgularını çarpıcı kılmak için biraz abartılı yazdıklarını düşünüyorum. Gereğinden fazla abartı "bak sen, ne kadar hikmetli olaylar bunlar" dedirtince hikayeyi okumak içimden gelmiyor. Ama bu kitabı okurken bir kere bile böyle düşünmedim. Cemil Kavukçu bence oldukça iyi bir hikaye yazarı. Hikayelerde her şey o kadar olağan, o kadar hayatın içindendi ki hiçbir şey iğreti gelmedi. Önemli olanın da bu olduğunu düşünüyorum: hem çok çarpıcı hem de olağan bir anlatı. Hikayeler kitabın adına sadık kalmış ve yalnız insanların iç dünyalarını dökmüş sayfalara; yalnızlığına alışmış ve bundan şikayetçi olmayan insanların iç dünyalarını... Tabii bulantı oluşturacak bir yalnızlık edebiyatı değil kesinlikle. Adından etkilenip de okumak isteyenlerdenseniz okumalı ve yazarla tanışmalısınız.
Yalnız Uyuyanlar İçin
Yalnız Uyuyanlar İçinCemil Kavukçu · Can Yayınları · 2016514 okunma
270 syf.
8/10 puan verdi
·
14 günde okudu
İnsan uzun süre ağır kitaplar okuyunca rahat bir nefes almak istiyor. Bu kitap da benim soluklanmak için okuduğum bir kitap oldu. Kitabın beni korkutacağını düşünerek başlamıştım okumaya, ama yazarın hiç böyle bir kaygısı olmamış. Başarılı psikolojik çözümlemeler yapmış. Beklemediğiniz basit ama etkileyici ters köşelerle dolu olay örgüsüyle yazılmış, sürükleyici bir romandı. Buldukça yazarın diğer kitaplarını da okuyacağım mutlaka.
Gecenin Sesi
Gecenin SesiDean R. Koontz · Altin Kitaplar · 2009111 okunma
254 syf.
10/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Kitaplığımda beş yıldır bulunan İçimizdeki Şeytan'ı okuyup bitirmiş bulunmaktayım. Sevgili Sabahattin Ali'nin üçüncü ve maalesef son romanıydı bu. Eğer bunu bitirirsem okuyacak başka Sabahattin Ali romanım olmadığı için bir süre direndim ama sonunda pes ettim. Bir miktar hüzünle yapıyorum yorumlarımı. Olaylar, karakterlerin psikolojik çözümlerimi
İçimizdeki Şeytan
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019172,2bin okunma
34 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.