Mustafa Çevik sözleri ve alıntılarını, Mustafa Çevik kitap alıntılarını, Mustafa Çevik en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Mevlânâ, varlık dünyasının dar olduğunu, bunun da insanı dar zindanlar gibi sıkıntıya sürüklediğini söyler. Ona göre insanın bu dünyadaki en temel işi, bütün işleri bırakıp Üveyk kuşu gibi "kû, kû" - "nerede, nerede" demesidir.
"Hz Muhammed'in ölümü sonrasında halife kavramı, dört büyük halife döneminde 'peygamberin halifesi' daha sonra ise 'Allah'ın halifesi' olmuştur.
Bu konumlandırma, dinin siyasal erk yoluyla kontrol altına alınmasına yol açmıştır. İşte bu, İslam kültüründe vesayet sisteminin temelidir.
İslam'ın ilahi yüzünün beşerileştirilmesi, ilahi otoritenin yeryüzünde yürümekte olan ekonomik ve askeri egemenlik için araçsallaştırılmasından başka bir şey değildir bu durum."
Mevlana, evreni veya içindekileri iyi veya kötü olarak nitelendirmez. Ona göre dünya, bir yönüyle iyi bir yönüyle kötü olan varlıklarla doludur. Mesela; bütün dünya için güzel olan Yusuf'un güzelliği kardeşleri için kötüydü.
Ona göre evrende esas olan zıtlığa dayalı bir ikilikten çok uzlaşı ve uyuma dayalı birlik vardır. "Mecusiler derler ki: Tanrı ikiliklerin yaratıcısıdır. Ehrimen kötülükleri, hoşa gitmeyen şeyleri yaratır. Biz de karşılık olarak deriz ki: Sevilen hoşa giden şeyler hoşa gitmeyenlerden ayrı değildir. Çünkü sevilmeyen olmadan sevilenin, hoşlanılmayan olmadan hoşa gidenin olması imkansızdır. Sevilen hoşa gitmeyenin zevali demektir ve hoşa gitmeyen bir şey olmadan da onun zevaline imkan yoktur. Sevinç, kederin yok olmasıdır. Keder, keder olmadan yok olmaz. O halde fail birdir ve bir olur; parçaya ayrılmaz.
(Fihi Ma Fih s.199)
Aşk, Mevlana için bir anlama, inanma ve olma sürecinden başka bir şey değildir. Aşk, olup biten bir durumdan çok, sürekli devam etmesi gereken bir süreçtir. Aşk bir farkında olma durumu ve sürekli bir bilinç halidir Mevlana için..
Felsefe; yerel değerleri, inançları ve sorunları görmezden geldiği zaman yapılan şey 'ötekinin' kültürünü ve düşünce sorunlarını taşımaktan öteye gitmeyeceği gibi çoğu zaman toplumsal tabanı olmayan kimi yapay felsefi sorunlar ile boğuşmak durumunda kalınır. Belki doğru olan felsefenin evrensel, kapsamlı ve eleştirel tarzından yola çıkarak yerel değerleri ve inançları evrensel tarzda ele almaktır. Bu bağlamda Mevlana'nın genelde felsefe; özelde din felsefesi konusu sayılacak konulardaki düşüncelerinin işlenmesi bu tarzda yapılması gerektiği aşikardır.