Kovit sevdiklerimizi, yakınlarımızı bir bir bizden alırken, hayatımıza kaldığımız yerden devam etmek ne acı değil mi? Ama hayat devam ediyor. Ölenle ölünmez diye bir söz vardır. Biz geride kalanlar da bu söze uymak zorunda kalıyoruz. Evet zor da olsa insanlar hayatlarına kaldığı yerden devam ediyor. Neden böyle bir giriş yaptım ben de bilmiyorum.
Hani bazı kitaplar vardır okuduğunuz zaman suratınıza tokat yemiş gibi hissedersiniz. İşte ben şu an öyleyim. Kaç gündür suratıma tokat yemiş gibi dolaşıyorum. Yediğim lokmalar boğazıma düğümleniyor. Hüseyin'in, Fatma'nın, Sefer'in yokluktan yiyemediği için, bu dünyadan göçüp gittiği, o lokmalar boğazımdan bir türlü geçmiyor.
Kitap bitene kadar
‘Yakarsa dünyayı garipler yakar’ ekolünün vakur temsilcisi Martin Eden’le tanışacağım için oldukça hevesli ve heyecanlı bir vaziyette açtım kitabın kapağını... Bu heves ve heyacan –dürüst olmam gerekirse- son sayfalara yaklaştıkça Martin Eden’le artık vedalaşacak ve onu hayatımdan çıkaracak olmanın hazzını besledi. Yangın hiç sönmedi kitap
Mülkü Süleyman’a, aşkı Mecnun’a
Dervişliği Yunuslara bıraktım
Dolanıp durdum da, bir hiç uğruna
Kazanmayı ahilere bıraktım
Uzattım elimi, tutar mı diye?
Terk edince bir aşk, biter mi diye?
Sonsuza dek böyle, sürer mi diye?
Yokluk denileni, “var”a bıraktım
Dünya, sana telaş etmem bir daha
Bu konu da değmez, türlü izaha
Aldanıp durup da, türlü günaha
Girmemeyi nasuhlara bıraktım
Bir olan Allah' tır, bir O, bilirim
Varlığında hiçlik olur, eririm
Kâh düşerek, kâh kalkarak yürürüm
Enel Hakk’ı, Mansurlara bıraktım
Giderim, gitmeler varır mı diye?
Öteler ötesi, kalır mı diye?
Sonsuzluk kefenim olur mu diye?
Yaşamayı, belkilere bıraktım!
25.03.2018
"Beni yüzüstü gömün, çünkü yeterince gördüm!" (Hakan Günday)
Böyle bir cevheri yeni yeni tanıyan benden, yeni yeni tanıyacaklara özel olsun bu inceleme;
Şule Gürbüz, Dolmabahçe sarayında antika saatleri tamir eden bir yazarımızmış. Çok boyutlu ve çok katmanlı metinler yazmasının yanı sıra, karakter ya da kurguya değil daha çok
Bağımsızlığımızın Timsali olan 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız Kutlu Olsun!
* * *
“Cumhuriyetimiz öyle zannolunduğu gibi zayıf değildir. Cumhuriyet bedava da kazanılmış değildir. Bunu elde etmek için kan döktük. Her tarafta kırmızı kanımızı akıttık. İcabında müesseselerimizi müdafaa için lâzım olanı yapmağa hazırız.” 1923, Gazi Mustafa Kemal Atatürk
▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀
❝ ℂ̧𝕠𝕔𝕦𝕜𝕝𝕦𝕜 𝕥𝕒𝕓𝕦𝕥 𝕘𝕚𝕓𝕚 𝕦𝕫𝕦𝕟 𝕧𝕖 𝕕𝕒𝕣, 𝕜𝕖𝕟𝕕𝕚 𝕜𝕖𝕟𝕕𝕚𝕟𝕖 𝕚𝕔̧𝕚𝕟𝕕𝕖𝕟 𝕔̧ı𝕜𝕞𝕒𝕜 𝕞𝕦̈𝕞𝕜𝕦̈𝕟 𝕕𝕖𝕘̆𝕚𝕝.❞
▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀
Farklı ülkelerin edebi eserleri hep dikkatimi çekmiştir. Kendimi her zaman yeniliğe açıp farklı türlerde kitaplar okumayı deneyimliyorum. Bu kitap da yine Danimarka edebiyatından bir otobiyografi
" On beş günlük ömrü on beş seneye sığdıramazsın da, on beş senelik ömrü on beş günde yaşayıverirsin!"
Sabahattin Ali
Okumadım yaşadım.
O kısacık ömrüne birbirinden güzel hikayeleri nasıl sığdırdın ? Ah ne yaptın gözlerimde okyanuslar.
Köylüyü, yokluğu, devletin ne derece etkin olduğunu ne güzel dile getirmişsin..
Bu benim kitabı ikinci