Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
186 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Amak-ı Hayal: Hayalin derinliği "Bu kitabı, hakikat aşkıyla yanan, akılla kavranamayacak konuları merak eden insanların zevkle okuyacağı kanaatindeyim." diyor kitabın başında Ahmed Hilmi. Eseri okumadan önce felsefe, edebiyat ve dini bilgilere sahip olmak gerekir. Düz bir okumayla anlaşılmayacak imgelerle oluşmuş derin anlamlar yüklü
Amak-ı Hayal
Amak-ı HayalFilibeli Ahmed Hilmi · Dorlion Yayınevi · 201916,7bin okunma
104 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
. Duygulardan, düşüncelerden, düşlerden, özlemlerden süzülmüş yaşantı birikimleri olarak okuyucuda estetik duygular uyandıran bu yazın türünde şair, tüm kadınlarla hesaplaşıyor. İsimlerinin hayatlarının anlamını sorguluyor. Şairin şiirlerinin her birine kadın isimlerinin verdiği, kadınlarının yaşamlarına yer verdiği şiirlerden oluşan bir eseri
Küçük Harfler Büyük Aşklar
Küçük Harfler Büyük AşklarYerkan Kahraman · Edisyon Kitap · 20231 okunma
Reklam
384 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Zaferden sonra!
Bu topraklarda var olmamızı sağlayan Milli Mücadelemizin romanı usta işi bir kurmaca ve tarihi gerçeklik dengesinde kaleme alınmış. Yazarın milli mücadeleyi anlatan belgesel roman serisinden sonra muazzam bir milli mücadele romanı ortaya çıkmış. Tarihi gerçeklik ve kurmaca sağlam bir üslup dahilinde ele alınmıştır. Romanın başkarakteri Ahmet Muhtar, Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı'nın travmasıyla inandığı bütün değerlere sırtını dönmüştür. İttihatçı olan Ahmet Muhtar savaştan sonra yurdu terk eden İttihadçı kadronun üst düzey yöneticilerine kırgındır hatta onlardan nefret etmektedir. Büyük savrulma yaşayan Ahmet Muhtar Anadolu'ya geçip Mustafa Kemal Paşa ile yaptığı bir görüşme sonunda çok ağır, taşıması çok güç bir vazife alır ve bu vazifesini gerçekleştirmek için İstanbul'a geri döner. Kasım 1918'den 1923 Ekim'ine kadar işgal altında bulunan İstanbul'da yaşananlar birçok tarihçi tarafından anlatılmak istenmemiştir. Tarihimizin bu utanç yıllarında yaşananları anlatan tarihi gerçekliğin şekillendirdiği bir çalışma olmuş. Anadolu'daki varlık- yokluk mücadelesine ışık tutuluyor. Bu topraklarda devlet olarak özgür bir ulus olarak yaşamımızı sağlayan milli mücadele gelecek kuşaklara aktarılmalı ve onlar tarafından içselleştirilmesi sağlanmalıdır. Bu tür romanların yeni nesillerce okunmasının sağlanması yurtseverlerin en büyük görevidir.
Hain
HainSelim Erdoğan (Hidrojeolog) · Kronik Kitap · 2023155 okunma
254 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Bu kitabın bir yerinde o kadar sıkıldım ki bir an kitabı bırakacak gibi oldum ama sonrasında öyle güzel şeyler oldu ki çok sevdim kitabı. Ve o gün içinde kitabı bitirdim. Furkan karakteri çok güçlü bir karakter. Kitabın sonunda Furkan ve Ömer'in gizemli bir hayat yaşayarak hayatlarını devam ettirmek zorunda olmaları biraz zor olsa da vatan için gerçekten her şeye değer. Ama yine de sevdiğini görüp de varlık içinde onlara yokluk yaşatmak çok zor olsa gerek. Kitabın yine bir konusu olan Filistin'in yıllar boyunca zulüm altında kaldığında kaçan çobukalrı konu alan ve yapılan zulümleri gerçek anlamıyla yazıya döken siyasetten oluşan kesit benim kitabın en sevdiğim bölümü oldu kitap bence her telden almış bir kitap herkese öneririm. Yine bu günlerde İsrail'in Gazze'ye ve Filistin'e yaptığı zalimliği de göz önünde bulundurup okuduğumuz zaman kitap daha da ilgi çekici ve gerçekleri daha çok yansıtan bir kitap haline geliyor Uğur Tuna'ya teşekkürler.
Kardeşim İçin
Kardeşim İçinUğur Tuna · Uğur Tuna Yayınları · 2018458 okunma
344 syf.
·
Puan vermedi
Nazan Bekiroğlu: "Yazının hayata borcu."
Mücella'da sadece tüm ömür bir eve sığan Mücella değil de çok partili dönem, ihtilal zamanları, elektriğin evlere girişi, kıtlık, yokluk da işlenmiş usulca... Ben beğenerek okudum, biraz da yoruldum; bazen boğuldum Mücella'nın baş eğişleriyle. Kendi çevremden çok benzerlikler buldum. Eminim sizlerin de çevresinde yaşanmamış hayatlar vardır. Nazan Bekiroğlu bu kitabı için şöyle demiş:" Yazının hayata borcu vardır. Mücella yazının hayata borcunu ödemek için yazıldı."
Mücellâ
MücellâNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 202110bin okunma
144 syf.
9/10 puan verdi
Hem olmak, seyyah olmak
Bursa’ya bir seyahatimde bana eşlik eden yol arkadaşlarımdan birisiydi
Yaşadığımız Şehir - Otobüsname
Yaşadığımız Şehir - Otobüsname
. Mükemmel bir okuma süreciydi benim için.
Fatma Barbarosoğlu
Fatma Barbarosoğlu
bir Türkiye fotoğrafı için bir davranışlar albümü olarak tanımlamış kitabı. Bilmem daha bir ek yapmam gerekir mi? Bir seyahatimde okumamın etkisi de bir başka oldu. Kitabın her bir kısmı anlam kazandı gözümde. Yol
Yaşadığımız Şehir - Otobüsname
Yaşadığımız Şehir - OtobüsnameFatma Barbarosoğlu · Profil Kitap · 202088 okunma
Reklam
136 syf.
·
Puan vermedi
Ömrü boyunca hiç evlenmemiş, dünyaya evlat olarak rubâîler, felsefe sanatları ve astronomiye dair Arapça ve Farsça manzum ve mensur eserler yadigar bırakmıştır. Hayyam üzerine yapılan araştırmalarda, onun rubailerinin felsefi içeriğinin genelde yaşam ve kader, günah ve ahlak, Tanrı ve insan, ruh ve diriliş, karamsarlık ve zorunluluk, yokluk ve hiçlik gibi konular üzerinde odaklaştığı görülür. Bu yönü onu en tartışılır kişi yapmıştır. Zihinde kalın.
Tartışmalı Bilge: Ömer Hayyam
Tartışmalı Bilge: Ömer HayyamDeniz Yılmaz · Halk Kitabevi · 20213 okunma
352 syf.
·
Puan vermedi
·
28 saatte okudu
Vatan sevgisi imandandır. İşte o kadar.
Güzel milletimin, hakkındaki fikirlerle adeta ikiye bölündüğü biri Mustafa Kemal Atatürk. Tarihte başka bir örneği var mıdır bilmem. Başka hangi millet, gücü yetkisi olmadığı halde ültimatom vere vere , yokluk içinde bir millete, milli bir direniş sağlayan komutanı hakkında böyle bir ikiliğe düştü bilmiyorum. Yoktur. Ben Mustafa Kemal
Yarının Adamı Mustafa Kemal'i Anlamak
Yarının Adamı Mustafa Kemal'i AnlamakCon Sinov · Masa Kitap · 2022901 okunma
304 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Kitap geçmiş ve günümüz olarak ana karakterimiz Zülfü’nün ilkokul arkadaşı Veli’nin ağzından çocukluklarından başlıyor.  Yokluk, acımasızlık, ölüm ve bunların yanında öyle harika arkadaşlık ve dostluklarla karşılaşıyoruz ki okurken, hayran kaldım. Hayatımızda başarmak isteyipte yapamadığımız şeyler vardır mutlaka ama Zülfü’nün böyle bir şey değil, okuyamıyor. Gerçekten okuyamıyor, okumayı sökemiyor. Sürekli öğretmenden dayak yiyen Zülfü artık okula da dönmüyor. Okuyamıyor ama yaradan ona öyle bir yetenek vermiş ki, mucizevi gerçekten... Ela; evden bir boğaz daha eksilsin diye onsekiz yaşındayken yaşlı bir adamla evlendirilmek üzere eve istemeye gelirler de... Zülfü Meriç; nasıl bir adam olduğunu, nasıl yaşadığı tüm çaresizlik ve acımasızlıkların içinde yine de sevgi ve saygı çerçevesinden ayrılmadığını okuyunca göreceksiniz. Ben bu adamın karakterine hayran kaldım ki arkadaş ve dostları kesinlikle haklılar sevmekte.  Kötülükler, iyilikler, gizem dolu sırlar, kin, nefret, intikamın olduğu yerde iyi kalabilmek bir maharettir. Ben okuduğum her kitabın içine giremem fakat resmen bu kitabın içindeydim. Yaşananları direk yaşadım desem mübalağa etmiş olmam.  Yazarın yalın, duru kalemi ile mekan tasvirleri, betimlemeler çok çok iyi olmasıyla karakterlerin yanındaydım ben de. Mükemmeldi diyorum tek kelimeyle. Kesinlikle okuyun, kitabı elinize alınca bırakamayacaksınız, öneriyorum! 
Bir Aynanın İzinden
Bir Aynanın İzindenÖmer Faruk Kılıç · Düş Kurguları Yayınevi · 20245 okunma
192 syf.
·
Puan vermedi
·
50 günde okudu
YOK OLUŞUN SESİ
Dünya edebiyatının zirvelerinde dolaşan bir roman. Romanın oldukça ayrıntılı bir anlatım var. Konudan ziyade anlatım ön plana çıkıyor. Romanı okurken çok muhabbetli bir arkadaşınızın ağzından bal damlaya damlaya size hikayeler anlattığı izlenimine kapılabilirsiniz. Konusuna gelince, iki kızkardeş çocukluklarında ebeveynlerini kaybederek bir travma yaşıyorlar. Akrabalarının ellerinde büyüyorlar. Büyürken biri olağanüstülüğü düşlerken diğeri gerçekçiliği seçiyor. Yazarın ise olağanüstünün yanında yer aldığını görüyoruz. Romanda sürekli kardan kadın heykeller yapılıyor. Işıl ve karanlık, göl ve su, yokluk ve varlık konuları metaforlar kullanılarak işleniyor. Örneğin “göl”ün hem hayata hem de ölüme işaret ettiği söylenebilir. Konuların doğrudan verilmediğine, okuyucunun yorumuna bırakıldığına şahit oluyorsunuz. Yazar, bu romanla kadın edebiyatının nasıl olması gerektiğine cevap veriyor denebilir. Romanın kahramanı kahraman olmayı değil, ölümü öneriyor insanlara. Yazar yok oluşa ses kazandırıyor. Modern zamanlar öncesi insan kendini “toplumsal bir varlık” olarak görürken, modern zamanlarda kendini “bireysel bir varlık” olarak görme eğiliminde olduğu düşünülürse, roman sanki insana, “toplumsal bir varlık olmazsan, çözülürsün, yok olursun” gibi bir mesaj verdiği söylenebilir. Romanda kritik sayfalar: 56, 88, 134, 137, 156. Bu arada, kitap kapağının son zamanlarda gördüğüm en güzel kitap kapağı olduğunu söylemeden geçemeyeceğim.
Evlerden Uzak
Evlerden UzakMarilynne Robinson · Metis Yayınları · 2023103 okunma
Reklam
148 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Türk geleneklerinde ilk sırada aile gelir. Toprak Ana romanı da ailenin önemini göstermesi bakımından bana çok önemli gelmiştir. Cengiz Aytmatov bu eserinde aile kavramı üzerinde durmuş savaşın aile ve toplum üzerindeki etkilerini dile getirmiş. Olayın baş kahramanı Tolgonay ana üzerinde olayı anlatmış ve Tolgonay ana gözlemleri ile yaşananları bir bir dile getirmiş. Mükemmel ötesi olduğunu düşündüğüm bu eserde yer yer duygulandım yer yer ağladım yer yer hayaller içine daldım. Tolgonay ananın toprak ile dertleşmesi toprağın ona cevap vermesi bu ikili diyaloglar inanılmaz güzel ve can alıcıydı. Gerçekten her duyguyu bende resmetti. Türklerde toprak her zaman ana olarak görülmüş, Zira ölünce bu ana yavrusunu kucağına alıp sarıp sarmaladığı eserde sık sık dile getirilmiş. Bir ana gibi toprak da insanı besler. Nasıl bir ana evladı için elinde avucunda ne varsa verir ise toprakta insan için aynısını yapar denmiş, Cengiz Aytmatov, bu romanında hem kendi gerçek yaşamımda temel kaynağını ele aldığı için topraktan sık bahsederken hem de toprağın bu kutsallığından dolayı eserine Toprak Ana ismini vermiş. Toprak Ana romanında asıl anlatılmak istenen ise savaşın yokluk, sefalet, felaket ve insanların onuru ile oynayan bir durum olduğunu dile getirmesidir.
Toprak Ana
Toprak AnaCengiz Aytmatov · Ketebe Yayınları · 202161,3bin okunma
158 syf.
·
Puan vermedi
·
34 saatte okudu
Nobel Edebiyat Ödüllü Knut Hamsun'un aslında kendi hayatını anlattığı kitabı. Okurken yer yer çok zorlandım ancak kitabın dilinin akıcı olmamasından değil, konunun zorlayıcılığından... ''Göklerin, yerlerin Rabbi; bir mutlu saniye uğruna hayatımın bu gününü harcadım! Bütün ömrüm bir mercimek çorbasına fedadır! Yalvarışlarımı bari bu sefer duy!'' Bu alıntı kitapta sarsıcı açlık karşısında yaşadığı duyguların özeti niteliğinde. Özellikle bu yokluk karşısında verdiği mücadelenin yanında onurlu kalmak konusunda yaşadığı çelişkili sorgulamaları etkileyiciydi. Sonu, yeni umutlara yelken açtığını veya bunun hayalinden vazgeçmediğini tasvir edişiyle kıymetliydi. Kitabın çok sahici bir duygu ve durum anlatısı olduğunu söyleyebilirim.
Açlık
AçlıkKnut Hamsun · Varlık Yayınları · 201727,8bin okunma
88 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Demedim mi?
Demedim mi? Şiiri Oraya gitme demedim mi sana, seni yalnız ben tanırım demedim mi? Demedim mi bu yokluk yurdunda hayat çeşmesi ben'im?Bir gün kızsan bana, alsan başını, yüz bin yıllık yere gitsen, dönüp kavuşacağın yer ben'im demedim mi?Demedim mi şu görünene razı olma, demedim mi sana yaraşır otağı kuran ben'im asıl, onu süsleyen, bezeyen ben'im demedim mi?Ben bir denizim demedim mi sana? Sen bir balıksın demedim mi? Demedim mi o kuru yerlere gitme sakın, senin duru denizin ben'im demedim mi?Kuşlar gibi tuzağa gitme demedim mi? Demedim mi senin uçmanı sağlayan ben'im, senin kolun kanadın ben'im demedim mi?Demedim mi yolunu vururlar senin, demedim mi soğuturlar seni. Oysa senin ateşin ben'im, sıcaklığın ben'im demedim mi?Türlü şeyler derler sana demedim mi? Kötü huylar edinirsin demedim mi? Ölmezlik kaynağını kaybedersin demedim mi? Yani beni kaybedersin demedim mi?Söyle, bunları sana hep demedim mi
Leyla ile Mecnun
Leyla ile MecnunFuzuli · Ren Kitap · 20221,925 okunma
378 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Uzun süre 2. Dünya Savaşı olaylarını anlatan kitaplar okuduğumda dolayı yerli yazarlarımızın dilini unutmuşum. Ki Orhan Kemal ile çok genç tanıştığıma fazlasıyla pişmanım. Yazarın " El Kizi" kitabından sonra okuduğum 2. Kitabi olay 2. Dünya Savaşı sonrası Adana sıcağında geçmektedir. Gerek betimlemelerin sağlamlığı gerekse pamuk işçiliğinin zorlukları en ince ayrıntısına kadar anlatılır okuyucuyu içine çeken bir kitaptı. Kitapta k8 her karakteri fazlasıyla mantıksız bulup hiçbirine kızamıyorsun. Çünkü hepsini affettiğin nokta yokluk içindeki insanın taşıdığı umut. Hayatın gerçekliğini öyle bir vermiş ki yazar " Evet diyorsun. Insanlar yoklukta bel bağlıyorlar karşılarına çıkan her işe her kisiye" bazen baba olup evladı affediyorum bazen evlet olup babayı... Bizde de öyle değil midir? En yokluk zamanda biri çıkar karşına ya da bisey olur bu ışık benim ışığıdır bırakmayalım dersin. Hayallere dalarsın, büyük planlar ve eline kalan hayal kırıklığı. İnsandan çıkıp insanı anlamanı sağlayan güzel bir eserdi.
Eskici ve Oğulları
Eskici ve OğullarıOrhan Kemal · Everest Yayınları · 20216,6bin okunma
198 syf.
·
Puan vermedi
·
12 günde okudu
Herkese merhabalar Bu akşam sizlerle Ercan Kesal kaleminden Peri Gazozu ile buluşturmak istiyorum.
Peri Gazozu
Peri Gazozu
İstiyorum ki yazarımıza bir değinelim. Ercan Kesal Sosyoloğ, Doktor , Oyuncu , Senarist, Yazar daha ne diyebilirim. Bizler için kıymetli bir değer. Çok yönlü başarılara sahip ve üretken bir kişilik. Ama çok geç tanınmış olmasına
Peri Gazozu
Peri GazozuErcan Kesal · İletişim Yayınevi · 20194,130 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.