Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Zeynep

Zeynep
@zeynepmrv
Bana, gençliğinizde sizin de yaşadığınızı söylediler. Sonradan edindiğiniz ölü kabuklarınız yokmuş.
Sayfa 15
Reklam
Şu insanlar, şu dünyada var oldukça her şeye akıl erdirecekler, kartalın uçuşuna, karıncanın yuvasına, ayın, günün doğuşuna, batışına, ölüme, kalıma, her şeye akıl sır erdirecekler. Karanlığa ışığa, her şeye, her şeye akıl erdirecekler, tek insanoğluna güçleri yetmeyecek. Onun sırrına ulaşamayacaklar.
Evet, çocukları yetiştirmeye geldik ve burada kendi çocukluğumuzla yüzleşiyoruz.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Senin öleceğini düşünmek dünyayı ufacık yapıyor.
"Her bir dakikamın elli dokuz saniyesi," diye söylendim sokaklarda, "acıya ya da... acı fikrine vakfedilmiş. Keşke bir taş olabilseydim! 'Yürek': Bütün azapların kökeni...
Sayfa 32
Reklam
Belirgin bir dertten mustarip olan kişinin şikayet etmeye hakkı yoktur: Onun bir meşgalesi vardır. Ağır hastalar hiç sıkılmazlar: Hastalık içlerini doldurur, tıpkı büyük suçluları vicdan azabının beslemesi gibi. Zira her yoğun acı, doluluk benzeri bir durum yaratır ve bilince, içinden çıkamayacağı korkunç bir gerçeklik sunar; oysa sıkıntı denen o zaman matemindeki madde'siz acı, bilincin karşısına, onu kazançlı bir girişime zorlayan hiçbir şey çıkarmaz. Yeri belirlenemeyen ve hiç sarih olmayan, iz bırakmadan vücudun üstüne çöken, ruha işaret vermeden sızan bir dert nasıl iyileştirilir? Bu dert, atlattığımız, fakat imkanlarımızı, dikkat rezervlerimizi kurutan; bizi, boğucu sıkıntılarımızın yok olması ve ıstıraplarımızın uçup gitmesinin ardından gelen boşluğu doldurmaktan aciz bırakan bir hastalığa benzer. Zaman içindeki bu yurtsuzlaşmanın yanında, bakışlarınımız altında çürüyen evren manzarasının dışında hiçbir şeyin göze batmadığı o boş ve bitkin çöküntü halinin yanında, cehennem bile bir sığınaktır.
Sayfa 21
Fiiliyatımızın kaynağı, kendimizi zamanın merkezi, nedeni ve sonucu zannetmeye bilinçsizce meyilli olmamızdadır. Reflekslerimiz ve gururumuz, teşkil ettiğimiz et ve bilinç parçasını bir gezegene dönüştürür. Eğer dünyadaki konumumuzu doğru olarak anlayabilseydik; eğer kıyaslamak, yasamaktan ayrılmaz olsaydı, mevcudiyetimizin ufaklığının açığa çıkması bizi ezerdi. Ama yaşamak, kendi boyutlarına karşı körleşmektir…
Sayfa 13
Her yürek ses veren bir uçurumdur zaten. Belki kendi yüreğine dayanır kulağın. Duyarsan eğer, sahiden duyarsan, bundan sonra daha iyi olursun. Kendi hayatına ermiş olursun. Lakin herkes kendi uçurumunu yüreğinde taşır kızım. Boşuna gelmişsin dağ doruklarına... Bana bakma sen, ben bir tek çadırla karşı koymaktayım bu devrin töresine. Yörük sancağını bir başıma omuzlamışım, dikilir dururum şu dağın başında. Yüreğimin sarplığından değildir bu. Yitirecek hiçbir şeyim kalmadığındandır.
Kitaplardan edinilmiş bir yalnızlık değil onunki. Ama gene de kitaplardan edinilmiş yalnızlık sözcükleriyle açıklanıyor.
Zamanı Tanrı yaşar. İnsanoğlu hep ölmek için türemiş.
Reklam
Bir sürü sorunun yanıtını biliyormuş gibiydim. Çünkü henüz o esas soruyla karşılaşmamıştım: Kendimle!
Çevremdeki dünya, kendini duyuramayan seslerle dolu sanki…
Sayfa 140Kitabı okudu
379 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.