Derler ki : Belh diyarında bulunan, Tanrı'
dan korkan istidatlı üç yüz müftünün hepsi bir Cuma gecesi
Muhammed Mustafa hazretlerini (Tanrının selat ve selamı
onun üzerine olsun) rüyada gördüler. Şöyle ki: Bir sahranın
içinde büyük bir çadır kurmuşlar, içine de bir yaygı sermiş
ve yastık koymuşlardı. Peygamber o yastığa yaslanmıştı.
"...Paris Üniversitesi (1208), üniversitenin 'farklı disiplinlerde araştırmalar yapan öğrenci ve hocalar kurumu' olduğunu ve bu tanımı da ilk olarak ancak kendi kurumlarının karşıladığı kanısındadır. "
Sayfa 145 - Batı Medeniyeti - Bünyamin KasapKitabı okudu
Nasrettin Hoca’ya sormuşlar:
“Kimsin?”
“Hiç” demiş Hoca, “Hiç kimseyim.”
Dudak büküp önemsemediklerini görünce, sormuş Hoca:
“Sen kimsin?”
“Mutasarrıf” demiş adam kabara kabara.
“Sonra ne olacaksın?” diye sormuş Nasrettin Hoca.
“Herhalde vali olurum” diye cevaplamış adam.
“Daha sonra?” diye üstelemiş Hoca.
“Vezir” demiş adam.
“Daha daha sonra ne olacaksın?”
“Bir ihtimal sadrazam olabilirim.”
“Peki, ondan sonra?”
Artık makam kalmadığı için adam
boynunu büküp son makamını söylemiş:
“Hiç.”
“Daha niye kabarıyorsun be adam.
Ben şimdiden senin yıllar sonra gelebileceğin makamdayım:
“Hiçlik makamında!”
Nasreddin Hoca (d. 1208 - ö. 1284), Orta Çağ döneminde Akşehir de yaşayan ve filozof olan bilgeydi. Kendisi Akşehirlidir.