ÇANAKKALE'Yİ ANLAMAK İÇİN...
“Çanakkale, son haçlı ordularını Boğaz'a gömerek Cennet’e uçanların destanıdır. Fakat bu destan bize öyle pahalıya patladı ki yüz sene geçtiği halde hâlâ belimizi doğrultabilmiş değiliz. Tarih, gelecektir. Tarih doğru okunmazsa, maalesef tekerrür eder.
Cennetmekân Sultan Abdülhamid Han’a yapılan darbe ile 600
AKP 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'nın önüne 29 Mayıs İstanbul'un Fethi; 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nın önüne, önce Kutlu Doğum Haftası ve 17/25 Aralık 2013'ten sonra Kut-ul Amare Zaferi; 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nın önüne 18 Mart Çanakkale Zaferi ve/veya "15 Temmuz Destanı" gibi paralel yeni törenler ihdas ederek, Kemalist ulus-devletin sağlığı olan resmi törenleri silikleştirmeye/anlamından boşaltmaya, yenileriyle değiştirmeye çalışmıştır. Bütün bu girişimlerden amaç, Kemalist ulus-devletin belleğini ve onlardan kaynaklanan anlam borcunu yeniden yazmaktadır.
Sayfa 151Kitabı okudu
18 Mart Zaferi’nin 109.yılında destansı bir mücadele ile vatan toprakları için şehit düşmüş tüm kahramanlarımızı rahmet ve minnetle yâd ediyoruz.
18 Mart Çanakkale Zaferi’mizin 109.yılı kutlu olsun.
Bir kıyı mavilerle yalazlarla süslenmiş,
Karşısında bir kıyı daha, aldan
İki bıçak gibi parlamakta
Geceler içre aldan.
Gün doğmuştur neler neler bekleyen kocaman bir gün
18 Mart 1915 dir,
Gök kocaman bir bir kuş, ağzı açık,
Sayfa 14
18 Mart 1915 Çanakkale Zaferi
🇹🇷 18 Mart 1915 Çanakkale Zaferinin 107. Yılı Kutlu Olsun🎉
Canını vatana siper etmiş, cesaretiyle destan yazmış tüm şehitlerimizi saygı ve rahmetle anıyoruz…
kitapyurdu.com/index.php?route...
Mustafa Kemal Çanakkale'yi Anlatıyor
Mustafa Kemal, gazeteci Ruşen Eşref Unaydın ile yaptığı görüşmede, Çanakkale Savaşı'na katılan ve bir çoğu şehit düşen Türk kuvvetlerine şöyle teşekkür etmiştir:
"İngilizler, Arburnu çıkarmasında, bu cephedeki muharebelerde kumandanlarının, askerlerinin gösterdikleri cesareti, metaneti, cengaverce meziyetleri son derece övücü bir dille anmakta ve ilan etmektedirler. Fakat düşünün ki bütün muharebe vasıtalariyle mükemmel surette donatılmış olarak büyük bir inat ve azimle Arıburnu kıyılarına ayak basan düşmanımız gene o kıyı kenarlarında kalmağa mecbur olmuştur. Bundan dolayı subaylarımız, askerlerimiz vatanseverlikleri ve dini hisleriyle, milletlerine yaraşır yiğitlikleriyle bu derece kuvvetli bir düşmana karşı taht şehrinin (İstanbul'un) kapılarını korumakla gerçekten iftihar etmeğe değer bir mevki kazanmışlardır. Kumanda ettiğim bütün kıt'aları subaylarını, erlerini birer birer takdir ederim. Bu ulu maksat uğrunda canlarını kahramanca feda eden mukaddes şehitlerimizi derin ve ebedi bir saygı ile yadederim.
