İman sürekli yenilenmesi ve güçlendirilmesi gereken bir şeydir. Çünkü imanın mahalli olan kalp sürekli değişir ve bu nedenle onun her değişim sonrasında yeniden imana ermesi gerekir. Zaten kalp kelimesi de “sürekli değişip duran” manasına gelir.
Aslında hırs iki türlüdür. Hakiki hırs , mecazi hırs….
Mecazi hırs dünya için kullanılandır. Hakiki hırs, Allah’ın hoşnutluğunu ve ahireti kazanmak içindir.
İnsanın zayıf bir tarafı da şudur ki onun sevgi, öfke ve hırs gibi duygularına sınır konulmamıştır. Kendi iradesiyle bunları sınırlandırarak yükselişe geçebilsin diye bu duyguların ipleri insana verilmiştir. Bu sebeple insan pek şok kez haddi aşar.
İnsanların bazıları düşünceyi durdurmak ister çünkü düşünce onlara azap vermektedir. Birçok insanın sıkıntısının altında yatan şeydir düşünce… Şu düşüncelerimi söküp atabilsem, onun sürekli bana sıkıntı üretmesini durdurabilsem, diye düşünen pek çok insan vardır.
Allah’ın bizim hangi yönü tercih edeceğimizi önceden biliyor olmasındaki “önceden” ifadesi, insana bakan yöndedir, ilahi boyuta dönük tarafıyla değildir.
Allah’ın yaratma tarzı olan Sünnetullahın bir sonucu olarak nimetler vasıtalarla, aracılarla bize ulaştırılır. Gelgelelim insana düşen nimetleri o vasıtalardan bilmemektir. Nimetleri gerçek kaynağını düşünerek almaktır.
İyiliğin ilk karşılığı, o iyiliği yapabilmiş olmaktır. O iyiliği yapan insana yaşattığı duygudur. Aslında başka bir karşılığa gerek bırakmayacak kadar etkili ve isabetli bir karşılıktır bu. Manevi ve kalbi bir ödüldür.
Meşayih şöyle buyurmuştur: Aylar arasında Ramazan-ı Şerif ayının durumu, Ya’kub Aleyhisselam’ın çocukları içerisinde Yusuf Aleyhisselâm’ın hali gibidir.