İnsanların hesâba çekilme zamanı yaklaştı. Hal böyle iken onlar, hâlâ gaflet içinde yüz çevirmektedirler.(1)
Andolsun ki biz, size içinde zikriniz,şan, şeref, ahkâm ve öğüdünüz bulunan bir Kitab indirdik. Hâlâ akıllanmayacak mısınız? (10)
"Allah (cc) manevi gerçeklikle fiziksel gerçeklik arasında günümüz ifadesiyle kablosuz bir bağlantı yaratmıştır. Manevi bir gerçeklik olan iyilik, âlemde yayıldığı zaman fiziksel iyilik de yayılır. Bu dünya iyilik sayesinde daha iyi bir yer olur. Bu, dinimizin kaidelerinden biridir."
"Münafıklarla ilgili en büyük sorun, onların dini düzeltmek istemeleridir. Oysa din bizzat insanın düzelmesi için gelmiştir..."
“De ki: Dininizi Allah'a mı öğretiyorsunuz?” (Hucurât, 16).
"Günümüzde yaşayan bir rol modeliniz, hayranı olduğunuz biri olabilir. Ama bu örneklik her zaman sınırlı kalmaya mahkûmdur, çünkü bu kişilerin, şeytanın vesveselerine hâlâ açık olmaları sebebiyle, ölmeden önce düşme ihtimalleri vardır. Ama vefat etmiş ve Allah'ın (cc) hidayetlerinde başarılı olduklarını tasdik ettiği kişiler gerçekten örnek alınacak insanlardır."
"Çölde kaybolmuş birine, helikopterle gidip bir şişe su bırakmanız, sonra da iyi şanslar dileyip geri dönmeniz yeterli olmaz. Ona verilebilecek en büyük hediye; hangi yöne gideceği bilgisi, yani hidayettir."
"Allah'ın Kitabı'nı okurken girmemiz gereken ruh hâlini hazırlamasıdır. Çünkü eğer Kitab'a yaklaşırkenki tutumunuz doğru olmazsa ve kalbiniz doğru yerde değilse o zaman, 'Allah birçok kimseyi onunla saptırır, birçok kimseyi de onunla doğru yola iletir.'(Bakara, 26) Aynı Kitap'la Allah (cc) kimilerini dalalete, kimilerini de hidayete eriştirir, çünkü çoğu yanlış bir tutumla gelmiştir..."
"Ey insanlar! Rabbinizden size, bir öğüt, gönüllerde olan kötü duygulara, batıl inançlara, dert ve sıkıntılara bir şifa, inananlara bir yol gösterici ve bir rahmet olan Kur’an gelmiştir."
"Ey sabırsız nefsim! Acaba geçmiş günlerdeki ibadet külfetini ve namazın meşakkatini ve musibet zahmetini, bugün düşünüp muzdarip olmak hem gelecek günlerdeki ibadet vazifesini ve namaz hizmetini ve musibet elemini, bugün tasavvur edip sabırsızlık göstermek hiç kârı akıl mıdır?"
"Çocuk/genç suçluluğu kavramı; kendi içinde bir önyargı taşımaktadır. Suç davranışı belli bir irade ile gerçekleşirse suç sayılmaktadır. Çocuklar ise yeterince gelişmemiş bir iradeye sahip olmaları nedeniyle yetişkinler ya da diğer bireyler tarafından sömürülmekte ve suçlu konumuna düşürülebilmektedirler. Dolayısıyla çocuklar suçlu olarak nitelendirilmelerine karşın gerçekte istismar edilmiş olmaktadırlar."
"İnançlarımız ve davranışlarımız arasında otomatik bir meka nizma yoktur. Davranışlarımız, ahlâkımız sadece ve birincil olacak bilinçli bir tercihin veya bir hayat felsefesinin fonksiyonu değildir; sonradan edindiğimiz felsefi veya siyasi görüşün sonucu olmaktan çok, çocukken alınan terbiyenin ve kabul edilmiş görüşlerin sonucudur..."