Haftalardır, aylardır, yıllardır okumayı ertelediğim “Çizgili Pijamalı Çocuk’u “ tek solukta okudum ben dün akşam.
.
Canım Bruno. Saf kalbin, ancak bir çocuğun kalbinden fışkıracak güzelliklerin, anlaşmazlıkların, anlam veremediklerin, anlamadıkların ve anlamak istemediklerin… Ne güzel bir hikayeydi diyemeyeceğim, ne acı bir hikayeydi seninki…
.
Adolf Hitler Dönemi nazi Almanyası’nda gerçekleştirilen Yahudi soykırımı çerçevesi minicik Bruno ve arkadaşı Shmuel’in baktığı yerden anlatılıyor. Yok böyle yalın ama gerçek bir dil arkadaşlar. Savaş gerçek , şiddet gerçek, öfke gerçek, acı gerçek. Ama bunların hiçbiri bir çocuğun masumiyetini, arkadaşlığa verdiği saf değeri , sevgiyi ve kırılgan kalbi aşamıyor. Tek gerçek bu ! Tek farksa , çizgili pijamalar.. İşte bu yüzden acının ve öfkenin gerçek yüzünü bu kitapla tadın lütfen. Okuyun ve okutun!
Eleştireceğim noktaya gelirsek; ben bu kitabın bir çocuk kitabı olarak katagorilenmesini kabullenemiyorum ! Tatlı ve naif bir dille anlatılmış olsa da içerik çok acı ve bence ürkütücü. Siz de bu yüzden çocuk kitabı diyip kenara atmayın. Hele günümüzde ; yanıbaşımızda Yahudilerin gerçekleştirdiği soykırım göz göre göre gerçekleşirken bu kitap tam bir yetişkin kitabı. Ben ağlayarak kapattım son sayfayı.
.
Ben zaten yazarın dilini çok beğeniyorum ki ilk olarak “Saç Örgüsü” kitabını okumuştum. Size de önce onu okumanızı tavsiye ediyorum arkadaşlar , tam olarak bir devam kitabı olmasa da bazı yönlerden devam kitabı olarak adlandırabiliriz çünkü Uçurtma’yı.
🧚🏻♀️
Lena’nın Fransa’da karşılaştığı aklına gelmeyecek yıkımlardan sonra kendini Hindistan’da