Savaş Barha
@1savasbarha
Sınıf Öğretmeni
Trakya Üniversitesi
Bingöl
Bingöl, 1 Eylül
375 okur puanı
Mayıs 2019 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Rastgele girdiğim bir kitapçıda öylesine incelediğim rafların birinde karşıma çıkan kitabı isminden etkilenip aldım.
Güzel bir kitap olsa gerek diye düşünüp okumaya başladım. Sayfalar ilerledikçe konu sarmaya başladı. Ne abartı vardı ne de çok sıradanlık.
Tatlı, şirin, hoş bir şekilde akıp güzel bir sonla bitti.
Ya Da Biz Masal Olsak 
Ezgi Durmuş
Okur Takip Önerileri
Yazarın önceden okuduğum kitaplarına nazaran okubenisi düşüktü. Taşlar kitabın sonlarına doğru yerine otursa da pek haz alarak okumadım diyebilirim. 
Amok Koşucusu 
Stefan Zweig
Her gördüğümde satın alıp okumak istediğim bir kitaptı Çavdar Tarlasında Çoçuklar. Bir hafta kadar önce aldım. Okumaya başladığımda bir sadelik ve sıradanlık ile karşılaştım. Sayfalar ilerledikçe aynı tek sadelik ve sıradanlık devam etti. Kitabın ortalarına gelince keyfim kaçmaya başladı. Son sayfalara yaklaşınca hâlâ haz alacak bir şeyler arıyordum, ama maalesef altı çizilecek bir kaç cümle dışında hiçbir şey bulamadım.
-Jerome_David_Salinger608.jpg)
Çavdar Tarlasında Çocuklar 
J. D. Salinger
-Jerome_David_Salinger608.jpg){kind=small}
Filmini üniversite yıllarında izlediğim bu kitabı okurken aynı heyecanlı duyguları tekrar hissetmek güzel hissettirdi. Kitabının bu kadar kısa olması ise beni üzdü. Daha uzun bir kurgu olmasını düşünmüştüm.
Filmi kitaptan daha mı güzeldi acaba? 
Benjamin Button'ın Tuhaf Hikayesi 
F. Scott Fitzgerald
Benjamin Button'ın Tuhaf HikayesiF. Scott Fitzgerald · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202021,3bin okunma
Neden? Neden kitaplığımda belki bir kaç yıldır öylece duran şu kitabı daha öncesinde okumadım? Bu harikulade eserin güzelliğine neden önceden varamadım? Neden bu kitabı daha önce kimse bana önermedi?
Sanırım yukarıdaki pişmanlıklarım öyle çabucak bitecek gibi görünmüyor. Keşkelerim beni yiyip bitirecek.
Uçurtma Avcısı'nı okuduğumda bir kaç duygunun tesiri altında kaldım. Bazı duygularım sonradan ağır basmaya başladı ve bazı yerlerde gözlerimin dolmasına mani olamadım. İçimde bir öfke birikti, lakin çaresizliğimden bu öfkemin yerini sessiz çığlıklar aldı.
Kitabımızın kahramanı Emir ve Hasan adındaki Afganistan'lı iki çocuk. Afganistan'da yapılan uçurtma yarışmalarında birinin uçurtmasını düşürdüklerinde koşarak o uçurtmayı alırlardı. Hasan bu konuda çok iyi bir uçurtma avcısıdır.
Kitap hakkında bu kadarcık kısa bilgi vermenin kitabı okumayanlar için doğru olduğunu düşündüğümden bana hissettirdiklerini yazmanın yerinde olduğunu düşünüyorum.
Kitabı okumaya başladığımda önce yüzümde çocuksu bir tebessüm yer edindi. Kitabın kapağındaki kardeşliği okudukça mutlu oldum. Sonra ilerleyen sayfalara gelince yüzümde bu sevinçten eser kalmadı. Keyfim kaçmaya başladı.
Her bir yeni bölüme geldiğimde keyifsizliğim öfkeye dönüştü. Koca bir ülkenin, o ülkede yaşayan milyonlarca insanın çaresizliğini bütün hücrelerimde hissettim. Sonra öfkemin elinden bir şey gelemeyeceğini anlayınca ağlamaklı bir ruh hali bedenimi kapladı. Sonra yine öfke ve yine çaresizlik.
Bu kitabı okumayan herkesin bir an önce okumasını şiddetle tavsiye ediyorum. 
Uçurtma Avcısı (Midi Boy) 
Khaled Hosseini
100 yıl önce yazılmış olan bu eserde 2010'lu yıllarda dünyayı bir salgının etkileyeceğini ve milyonlarca insanın bu salgında öleceğini yazmış.
Kitabın baş karakteri olan Profesör Granser, 60 yıl önce yaşadığı bu salgını Edwin ve Hu-hu isimli iki küçük çocuğa hikâye anlatır gibi anlatıyor. Tabi çocuklar kendilerinden çok çok büyük olan Granser'in anlattıklarını anlamadıkları için onu pek dinlemek istemiyorlar.
40 yaşında ölen Jack London, kalemi, hayal gücü, tasviri ve macera dolu kurgusuyla döneminin ötesinde bir yazar olduğunu kanıtlamış bence.
Kitabı okurken bilim-kurgu, korku tarzında bir film izlemiş gibi oldum.
Kızıl Veba 
Jack London
Sartre, öncüsü olduğu varoluş felsefesinin temelini günlük şeklinde kaleme aldığı bu kitabında atmış.
Bireyi ön plana alıp toplumsal düşünceleri eleştirmiş. Bunu anlatırken de içindeki yalnızlığı her defasında dile getirmiş.
Kitabı okumadan önce Bulantı'nın yalnızlık üzerine yazılmış bir roman olduğunu düşünmüştüm. Ama okuduktan sonra bilinçaltıma yalnızlığa dair onlarca, yüzlerce felsefik düşüncenin aşılandığını hissettim.
Yalnızlık üzerine yazılması gereken çok şey varmış. 
Bulantı 
Jean-Paul Sartre
Ferdinand, İsviçre'de yaşayan Avusturyalı bir ressamdır. Karısıyla birlikte mutlu mesut yaşarken bir gün eline ülkesinde askere gitmesi gerektiğine dair bir celp kâğıdı ulaşır. Özgür olmak isteği için bu duruma çok üzülür, fakat devlet gücünün kendi iradesi yanında çok büyük olduğunu düşündüğü için bu karara uymak zorunda kaldığını karısına söyler. Karısı ise özgür olduğunu, isterse askere gitmeyebileceğini ısrarla tekrar eder.
Zweig, yine kısa, öz ve iç dünyanın gerçekliğini akıcı bir dille ifade etmiş. 
Mecburiyet Stefan Zweig
Şiirlerini buzlara yazan buzdağının şairine misafir oldum. Yine kafamda onlarca soru işareti kaldı son sayfaya gelince.
Şiirin anlamına erişmek için her şiiri tekrar tekrar okumak, her satırı kendi içinde ayrı düşünmek gerekir.
İşaret Çocukları 
Cahit Zarifoğlu
