İktidar, tanımı gereği, düşmanlarını da beraberinde getiriyor. Düşmanları olmazsa olmaz. Düşmanların olmadığı nadir durumlarda da düşmanların bulunması, yaratılması, tahrik edilmesi hatta hayal edilmesi gerekiyor.
Ne kadar özgür olduğumuzu söylersek söyleyelim, canımızın istediğini yapabileceğimizi ne kadar iddia edersek edelim, yine de normların dışına çıkmaktan korkarız. Psikiyatristin bir bakışı ya da sözüyle normal olmadığımızın ilan edilmesinden ödümüz kopar. Biz, özgür olmaktan korkuyoruz aslında. Yerleşik düzenin dikte ettiği, herkesin de karşılıklı olarak kabullendiği tutum ve davranış sınırlarının içinde kalmak istiyoruz.
Tarih boyunca, halkların, başka toplumlardaki totaliter düzenleri eleştirdikleri; buna rağmen, kendi ülkelerindeki ırkçı, şovanist ve totaliter sistemleri destekledikleri çok görülmüştür.
Deli, uygarlığın anti-kahramanı olacaktır. Standartlaştırma ve totalitarizmin her yere ve her şeye nüfuz etmesine rağmen hâlâ deli olmayı başarabilenler, gerçekten çok güçlü ve eşsiz bireylerdir. “Deli” sözcüğünü hafife almamalı, çünkü bu ayrıcalık pek az insana verilebilir. Beraberinde çok büyük acılar getiren bir ayrıcalıktır bu.
…. Özgürlük, güç merkezleri tarafından sunulan şıklardan birini özgürce seçmekle sınırlı.
İnsanlar, bir dünya tüketicisinin önceden belirlenen standart normallik ölçülerine göre değerlendiriliyor.
… psikiyatriste giden kişi, yeniden yarış pistine çıkmadan önce yağlama servisinde teknik bakım gören bir yarış arabasına benzer. Yarışın kendisi asla sorgulanmaz. Tersine, yarışı sorgulayanlar psikiyatrist tarafından sorgulanırlar.
Psikiyatrist baskıcı bir rol oynar. Onun temel kaygısı bireyin sağlığı ve sözüm ona ruhsal sağlığı değildir. Onun temel yükümlülüğü, yönetici seçkin kesimin, sınıfın, partinin ya da kültürün buyurduğu onaylanmış standartları savunmaktır.
Bizi nihai bağımsızlığa götürecek adımı atmaya cesaret edemiyor, kendi içimizdeki sese kulak vermekten çekiniyoruz. Çünkü öyle yaptığımız zaman, bize genellikle deli deniyor. Bize deli denmesini istemiyoruz.
Ne kadar özgür olduğumuzu söylersek söyleyelim, canımızın istediğini yapabileceğimizi ne kadar iddia edersek edelim, yine de normların dışına çıkmaktan korkarız.