Mevlâna Celâleddîn-i Rûmî (ks) Hz:
"Her şey yerinde güzel, ormanda fakat zincire vurulmuş bir aslan, kum üstünde çırpınan bir balık, mahmur bir halde ötemeyen bülbül, doğal özelliklerini kaybetmiştir.” [4]
Başka bir vesileyle ise adalet ve bunun kendisiyle anlaşılabildiği zıt kavram olan zulüm terimlerini şöyle açıklar:
Adalet nedir? Bir şeyi yerli yerine koymaktır. Adaletsizlik nedir? Bir şeyi layık olmadığı, kötü bir yere koymaktır.[5]
Adalet nedir? Ağaçlara su vermektir. Adaletsizlik nedir? Dikene su vermektir. Adalet, bir nimeti yerine koymaktır. Her su emen kökü sulamak değildir. Yani hakkı hak sahibine vermektir. Bir şeyi lâyık olmayana vermek ise adaletsizliktir. Adaletsizlik nedir? Bir şeyi konmaması gereken yere koymak. Bu hâl de sadece belâya (felakete) kaynak olur."[6]
[4] Şefik Can, Dîvan-ı Kebir, Seçmeler, Ötüken, İstanbul 2009, V/181
[5] Mesnevi, VI/2596, (Eva De Vitray-Meyerovitch/Djamchid Mortazavi, Mathnawi, La quête de l'absolu, édition du Rocher, Paris 2004, s.1537; Can, s.522, Karaismailoğlu, s. 565).
[6] Mesnevi, V/1085-1090 (Meyerovitch/ Mortazavi, s.1153)