Nisan a Kaç var
Yazmadım seni daha,
Sevmeye ayırdım tüm zamanları,
Yazmaya bu yüzden vaktim olmadı.
Ben düşünmeye başlayınca seni
-Ki bu bir önceki düşünmenin sonundan çok öncedir.
İnan ki dağlar, taşlar, inan ki bulutlar, yağmur ve kar
Toprakla su ve gökyüzü, güneş ay ve yıldızlar
Onlar da benimle birlikte.
Ve onlar da benim kadar seni düşünürler...
Benim kadar diyemem ama
Yemin ederim onlar da seni özler.
Hep dalgınım bu günlerde.
Saati cezveye koyup yumurta tutuyorum,
Bir gün takvime bakmasam yılı unutuyorum.
Aklım başıma gelmiyor, başıma çarpmadan dallar.
Yolda yürürken dalıp dalıp gidiyorum.
Nisan’a kaç var diyorum saati sorarken.
Hiç böyle olmamıştım.
Bilenlere sordum.
‘aşk bu’ dediler.
Eğer yasamda gerçekten bir anlam varsa ,acıda da bir anlam olmalıdır.Aci da yaşamın kader ve ölüm kadar silinmez bir parçasıdır.Aci ve ölüm olmaksızın, insan yaşamı tamamlanmış olmaz...
Acı ne kadar büyük ve küçük olursa olsun insanın ruhuna ve bilincine tamamen yayılır. Dolasiyla insanın çektiği acının büyüklüğü kesinlikle görecelidir...