Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
TARİHLER VE OLAYLAR (1960-1975) 13 Ocak 1960: Atsız, Falih Rıfkı Atay'a yayın yolu ile hakaretten İstanbul Toplu Basın Mahkemesi'nde yargılanıyor. 27 Mayıs 1960: İhtilal. 38 subay ve general iktidara el koyuyor. İhtilal bildirisini, 27 Mayıs sabahı 04:36'da, 1944 sanıklarından Alparslan Türkeş okuyor. Cemal Gürsel Devlet Başkanı,
Bedriye Atsız, Almanya'ya Gidiyor: Yağmur Atsız Almanya'ya gidişlerini şöyle anlatıyor: "1959 Yılı'nda Annem, eşi Atsız'la arasındaki şiddetli geçimsizlik dolayısıyla, zamanın Maarif Vekili (Millî Eğitimi Bakanı) ve yakın gençlik arkadaşı Tevfik İleri'den kendisini yurtdışında bir göreve tâyin etmesini ricâ etdi. O da Bonn Büyükelçiliği'ne bağlı Talebe Müfettişliği ve Kültür Ataşeliği'ne Muâvin olarak gönderdi. O sıra asıl Müfettiş, Âile Dostumuz Adnan Ötüken'di. Annem 'adam olmamız için' yanına beni ve küçük kardeşim Buğra'yı da aldı... Gidiş o gidiş..." (Yağmur Atsız 2005: 10). Atsız'ın 26 Eylül 1958'de Fahrettin Kırzıoğlu'na yazdığı mektupta ise şöyle bir kayıt var: "Bedriye ve Buğra, Almanya'dan döndüler. 18 Eylül'de, Buğra'nın mektebi başladı." (Hacaloğlu 2013: 53). Tevfik İleri'nin ikinci defa Millî Eğitim Bakanlığı 13 Nisan 1957-25 Kasım 1957'dir. Demek ki Almanya'ya gitmek için teşebbüs 1957'de yapılmış ve muhtemelen 1957 güzünde Almanya'ya gidilmiştir. Belki de başlangıçta Yağmur beraber götürülmemiş ve o ancak 1959'da annesi ile kardeşine katılmıştır. Yine de Deliorman'ın, Atsız'dan naklettiği cevabı, yıllar sonra hatırlayıp yazdığını göz önünde bulundurmak ve tırnak içinde verilen cevabın, Atsız'ın bire bir sözleri olduğunu düşünmemek gerekir.
Reklam
Bir insana tavsiyeler
1. Utanç bir prangadır. Kendini azat et. 2. Yeteneklerin hakkında endişelenme. Sevme yeteneğin var. Bu yeter. 3. Diğer insanlara karşı nazik ol. Evrensel boyutta onlar sensin. 4. İnsanlığı teknoloji kurtarmayacak. İnsanlar kurtaracak. 5. Gül. Sana yakışıyor. 6. Meraklı ol. Her şeyi sorgula. Şimdinin gerçeği gelecekte bir hikaye olacak sadece. 7.
Sayfa 261Kitabı okudu
1940'ların Sonları ve Atsız: 1948 sonlarında Atsız, Yeni Sabah gazetesine yazılar da yazmıştır. 03 Ocak 1949'da İsmail Hakkı Yılanlıoğlu'na yazdığı mektupta şöyle diyor: ( Bu mektup, Hacaloğlu'nun Atsız'ın Mektupları kitabında yoktur.) "Ben 15 aydır Yeni Sabah gazetesine yazı yazıyorum. Haftada bir yazı koyuyor ve
1940'ların Sonları ve Atsız 1948 sonlarında Atsız, Yeni Sabah gazetesine yazılar da yazmıştır. 03 Ocak 1949'da İsmail Hakkı Yılanlıoğlu'na yazdğı mektupta şöyle diyor: "Ben 15 aydır Yeni Sabah gazetesine yazı yazıyorum. Haftada bir yazı koyuyor ve makale başına 15 lira veriyorlar. Görüyorsun, kazancım yolunda. 20 lira verecekleri hakkındaki sözlerini tutsalardı, büsbütün zengin olacaktım ve parayı koyacak yer bulamayacaktım. Gazeteci olmak hoşuma gitmiyor ama ne yapalım, felek utansın." (Deliorman 2013: 81). Bu mektup, Hacaloğlu'nun Atsız'ın Mektupları kitabında yoktur ve "15 aydır" ifadesinde bir hata olmalıdır. Atsız'ın Yeni Sabah'taki ilk yazısı 25 Kasım 1948'de çıkmıştır. 26 Kasım 1948 tarihli Yeni Sabah'ın birinci sayfasında da "Nihal Atsız da Yeni Sabah'a iltihak etti" başlıklı haber vardır. Atsız'ın Yeni Sabah macerası uzun sürmemiş, altı yazıyla sınırlı kalmıştır (25 Kasım, 29 Kasım, 04 Aralık, 15 Aralık, 24 Aralık, 31 Aralık).
1940'ların Sonları ve Atsız: 1948 sonlarında Atsız, Yeni Sabah gazetesine yazılar da yazmıştır. 03 Ocak 1949'da İsmail Hakkı Yılanlıoğlu'na yazdığı mektupta şöyle diyor: "Ben 15 aydır Yeni Sabah gazetesine yazı yazıyorum. Haftada bir yazı koyuyor ve makale başına 15 lira veriyorlar. Görüyorsun, kazancım yolunda. 20 lira
Reklam
Mearic suresi
19. Gerçekten insan pek hırslı (ve sabırsız) yaratılmıştır. 20. Kendisine fenalık dokunduğunda sızlanır, feryat eder. 21. Ona imkân verildiğinde ise pinti kesilir. 22,23. Ancak şunlar öyle değildir: Namaz kılanlar ki onlar namazlarında devamlıdırlar (ihmal göstermezler;) 24,25. Mallarında isteyene ve (isteyemediği için) mahrum kalmışa belli bir hak tanıyanlar; 26. Ceza (ve hesap) gününün doğruluğuna inananlar; 27,28. Rablerinin azabından korkanlar ki Rablerinin azabı(na karşı) emin olunamaz; 29,30,31. Irzlarını koruyanlar -ancak eşlerine ve cariyelerine karşı müstesna çünkü onlar kınanmaz, bundan öteye (geçmek) isteyenler ise onlar taşkınların ta kendileridir- ; 32. Emanetlerine ve ahitlerine riayet edenler; 33. Şahitliklerini (dosdoğru) yapanlar; 34. Namazlarını koruyanlar; 35. İşte bunlar cennetlerde ağırlanırlar.
Yani Türkiye son derece deneyimli diplomatlara sahipti Ama onların çoğu İstanbul hükümetine bağlıydı. Bu durumda Ankara kimleri gönderecekti? Mevcut Hariciye Vekili (Dışişleri Bakanı) Yusuf Kemal (Tengirşek) bu görüşmelere başkanlık edecek vasıfta bir diplomat olarak görülmüyordu. TBMM Başkanı Mustafa Kemal, arkadaşı İsmet Paşa'yı önerdi... Fakat İsmet Paşa bakan değildi. Mustafa Kemal bu işin de kolayını buldu. Yusuf Kemal'i istifa ettirip yerine İsmet Paşa'yı getirdi. Böylece asker İsmet Paşa önce "bakan", ardından da "diplomat" oluverdi (Bu formül 12 Mart 1971 darbesinden sonra Orgeneral Faruk Gürler'i cumhurbaşkanı yapmak isteyen darbeciler tarafından da aynen uygulanacak ama bu kez siyasi partilerin dik durmaları sebebiyle yürümeyecekti). İsmet Paşa böylece 26 Ekim 1922'de de Dışişleri Bakanı olarak Bakanlar Kurulu'na girdi. Trabzon Milletvekili Hasan Bey (Saka) ve Sinop Milletvekili Dr. Rıza Nur başta olmak üzere, kendisine yardımcı olmak üzere 25 kişilik bir heyet oluşturuldu (Temsilciler Kurulu). Artık Lozan'a gidecek "Türk Murahhas Heyeti" hazırdı.
Arif bey ve manyakları
- Arif amca 23 Nisan için şiir yazdım, okuyorum... "Bugün 23 Nisan, neşe doluyor insan... Yarın 24 nisan öbür gün 25..." 26, 27 diye devam ediyo... - İyi de Murat'cım bu şiir olmamış ki takvim olmuş... - Fak yu Arif amca anladın mı fak yu! - Heh heh hadi bakalım...
Sayfa 85 - Mürekkep Basın Yayın 25. BaskıKitabı okudu
18. Dikkat edin, iyilerin (amel) kitabı Illiyyîn’dedir. 19. Illiyyîn’in ne olduğunu sen nereden bileceksin? (Bilemezsin.) 20. (O) yazıl(ıp mühürlen)miş bir kitaptır (ki yücelerde, iyi amellerin kütüğüdür). 21. (Allah’a) yaklaştırılmış (melek)ler ona şahit olurlar. 22. Şüphesiz ki iyiler, bol nimet (cenneti) içindedirler. 23. Tahtlar üzerinde
Sayfa 587 - Muttaffifîn/18-36Kitabı okuyor
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.