Deniz ekmek kapısı,deniz hayat,deniz sevgili,deniz zalim,deniz suskun,deniz sevecen ,deniz öfkeli.bazen acından öldürür balıkçıyı,bazen de verdikçe verir.deniz her olta sallayana,her ağ atana teslim etmez kendini.
Yaşamak ayıpmış gibi geliyordu oğlundan sonra.pişmanlık ilk günkü kadar tazeydi.eğer en büyük günah olduğunu bilmese ,kendini de boğardı o azgın sularda.
Geçen uzun yıllar,onu da sanki yosun gibi, balık gibi,kaya,kum,çakıl gibi denizin bir parçası yapmıştı.denizle birlikte soluk alır;o hırçınsa hırçın,durgunsa durgun,hüzünlüyse hüzünlü olurdu.
Ailenin ona düşman gözüyle bakmak bir yana duydukları iğrentiyi belli etmeden hoşgörüyle bakması ve davranması gerekiyordu.aile olmanın getirdiği bir yükümlülüktü bu