Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

muammer

muammer
@7muammer
Karnın dolu olsun yeter Gılgamış, sen ona bak, gece gündüz eğlenmene bak, gününü gün et, keyif sür, çalgılarla gece gündüz gül oyna, hep güzel giysiler olsun üstünde, başın temiz olsun, bedenin yıkanmış olsun, elinden tutan yavruna bak, karın mutluluğu tatsın göğsünde, budur insanoğlunun tek yapacağı
Reklam
İçkicibaşı Gılgamış’a dedi ki: Nereye gidiyorsun böyle, Gılgamış? Eline geçmeyecek aradığım yaşam. Tanrılar insanoğlunu yarattıklarında yalnız ölüm oldu ona verdikleri, kendi ellerinde tuttular yaşamı!
Elimden tut kardeş, gel birlikte yürüyelim, yüreğin savaş ateşiyle tutuşsun, ölümü hiçe say, yaşamı yücelt! Bir kimseden sorumlu kişi dayanıklı olmalı her şeye; önde yürüyen kişi yoldaşını kollayıp gözetir, sağlam bir ad bırakır kendinden sonrakilere

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kardeş, sen ki vuruşmayı bilirsin, ustasın kavgada, dövüşte, ölümden korkmazsın büyülü otlarla ovarsan gövdeni, Sesini bir davul gibi gümbürdet, bitsin kollarının uyuşukluğu, dizlerinin güçsüzlüğü!
Gılgamış ağız açıp dedi ki Enkidu’ya: İnsanoğlunun sayılıdır günleri, yapıp ettikleri bir yel esintisidir ancak. Şimdi sen korkuyorsan ölmekten yiğitliğin, üstünlüğün ne işe yarar ?
Reklam
Tasarım, kitaplardan okuyarak veya derslerde dinleyerek öğrenebileceğiniz bir şey değildir; Tasarımı ancak yaparak, pratikte deneyimleyerek öğrenebilirsiniz.
Kişinin bireysel yeteneği ne düzeyde olursa olsun, yaratıcılık her zaman dışsal etkilenimler, geçmişte öğrenilenler ve bunları daha da geliştirme isteğine bağlıdır.
Çoğu sanat yapıtını yalnızca gözlemleyerek anlayamayız. Bunun yanında sanatçıların yazdıklarını, ikinci el kaynakları ve biyografileri okumamız gerekir. Birçok sanatçı, çalışma yöntemleri ve yönelimleri üzerine kapsamlı metinler kaleme almıştır.
Mimarlık ile diğer sanat dalları arasındaki en önemli farklılıklardan biri şudur: Sanatsal emeller bir yana, mimarlık öncelikle, tüm insanların yaşamak, çalışmak, uyumak ve çevresel etkilerden korunmak için bir yere duyduğu temel gereksinimi karşılamak zorundadır.
Büyük çoğunluğun ortak kanılarından ortaya bir “nesnelleştirilmiş öznellik” çıksa bile algı genel anlamda nesnelleştirilemez. Toplum ve eğitim kişilik oluşumunu büyük ölçüde belirlediği için, bu öznellik çoğunlukla dar bir sosyal, tarihsel ve kültürel çerçeveyle sınırlı kalır. Bir Tasarım probleminin tarihsel, sosyal ve kültürel arkaplanını irdelemek çoğu zaman işin iç yüzünü kavramayı sağlar.
Reklam
Düşünce kalıpları; kişisel deneyimler ile sosyal ve kültürel bağlamlardan oldukça etkilenir. Bu da insanların bir olay veya yapıyı neden farklı şekillerde algıladığını açıklar
Susuyorlardı: İkisinin de yüreği sözlerin karışıklığından, insanların koydukları yasalardan kurtulmuş sonsuz özgürlüğün içinde uçuyordu.
…İnsan bir halkın üyesi olabilir, fakat halkı çıldırdığında kendisinin de çıldırması gerekmez. Sen onlar için bir rakamdan, bir sayıdan ibaretsin, bir alet, anlamsızca ve vicdansızca ölüme gönderilen bir askersin yalnızca…
…Özgür kalmak için yeterince istekliysen karşındakiler kim olabilir, kötü kalpli deliler yalnızca! Sen özgür olmayı yeterince istemezsen işte o zaman seni ele geçirirler, o zaman deli sen olursun…
Montag, neden hayatı boyunca bir daha asla hiçbir şey yakmaması gerektiğini biliyordu. Güneş her gün yakıyordu. Zaman’ı yakıyordu. Dünya hızla çember çiziyor ve kendi ekseni etrafında dönüyordu, zaman da Montag’ dan yardım almadan seneleri ve insanları yakıyordu zaten.
42 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.