Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

ALA

ALA
@ALA01
"okumak yaşamaktır"
Lisans
antakya
Antakya
467 okur puanı
Mart 2020 tarihinde katıldı
Korku insancıldır, sadece aptallar korkmadığını düşünür.
Reklam
Sahip olduklarını ona Tanrı mı vermişti, bilmiyordu. Ama bildiği bir şey varsa o da maddi anlamda sahip olduklarının hiçbirinin, gerçekten Tanrı tarafından kendisine verilmiş olan kızının yerini tutamayacağıydı.
Sayfa 115 - myrina yayınlarıKitabı okudu
Aşka Dair
...Çok iyi biliyordu ki aşk, acı ya da tatlı diğer bütün duygulardan üstündü.
Sayfa 124 - Myrina YayınlarıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Umut Adlı Şiir
Okul dediğimiz bina tek odadan oluşuyordu ve birden beşe kadar olan tüm sınıflar bu tek odadaydı... Yokluğa dayalı bu sıra dışı eğitim modelinin çocuklara tek faydası, hepsinin bir aradayken daha fazla ısınabilme ihtimaliydi.
Sayfa 140 - KDYKitabı okudu
zihinsel ölüm bilmemekten geçer
doğan kitapKitabı okudu
Reklam
Karşılarında tanıdıkları sandıkları adamın, sokakta yanlarından geçen herhangi biri kadar deli olma ihtimalinin farkına varırlardı...
Sayfa 196Kitabı okudu
Dünyada bir tek insana inanmıştım. O kadar çok inanmıştım ki, bunda aldanmış olmak, bende artık inanmak kudreti bırakmamıştı. Ona kızgın değildim. Ona kızmama, darılmama, onun aleyhinde düşünmeme imkan olmadığını hissediyordum. Hayatta en güvendiğim insana karşı duyduğum bu kırgınlık, adeta bütün insanlara dağılmıştı; çünkü o benim için bütün insanlığın timsaliydi.
Yerçekimi, düşünce değildir. Ama uçmak bir düşüncedir. Uğruna ölenlerin gerçekleştirdiği bir düşünce
doğan kitapKitabı okudu
Ancak suç, var olan en güçlü tutkaldır. Suçun işlenmesinde payı olanların her biri, birbirine yapışır. Her ne kadar birbirlerinden kaçmaya çalışsalar da suç çekimi onların ayrılmasını engeller. Sanıldığı gibi suçun işlendiği yere değil, birbirlerine dönerler.
doğan kitapKitabı okudu
"Hiçbir yere ait olmayanları iyi tanırım. Her yere aitmiş gibi davranırlar"
doğan kitapKitabı okudu
Reklam
Çocukluğumun sona ermekte olduğunu hissettim. Gözyaşı dökmeden ama kurşun gibi ağır bir yürekle çocukluğuma veda ettim.
Fillerin ölümü muhteşemdir çocuk, Çekilir ormanların derinliğine... Nereye gittiğimi, Neden bittiğimi sorma artık; Gömülürüm belki kendi yüreğime...
Geleceği tahmin etmek imkansızdır. Ama şimdiki zamanı çok iyi bilirsen geleceği kontrol edebilirsin.
Kararlar doğru veya yanlış değildir. Kararlar karardır. Sen, sana göre en iyisini seç.
Aslında onu hoca, haham ve papa ile karşılaştırmak haksızlık etmek demekti. Çünkü Hocaefendi, bütün dinleri onlardan daha iyi bilir, işine geldiği zaman, "kafir avcılığını" hepsinden daha iyi yapardı. Kİmleri "kafir" ilan edip kelle isteyeceğine ise o sırada iktidarda kimlerin olduğuna, kendi çıkarlarına hangi grubun en iyi hangi grubun hizmet edeceğine bakarak karar verirdi. Önce iktidardaki gruba karşı "düşmanlar" üretir, sonra bunları "kafir" ilan eder, en sonunda da kellerini isteyerek, egemen grubun ne denli sadık bir hizmetkârı olduğunu kanıtlardı.
Sayfa 36 - remzi kitabeviKitabı okudu
Tanıdım kadınları. Biliyorum nasıl yaşadıklarını. Neler içip neler yediklerini. Rimelli gözleriyle süzdükleri hayatı nasıl elekten geçirip yaşadıklarını da biliyorum... Ama yetmedi. Hiçbiri yetmedi. Ne onların birer melek olması, ne de ancak ağaçları kabuğuna kazındığı takdirde kalbi andıracak bir organa sahip olmam işe yaradı. Kadınlar bana fazla geldi.
Sayfa 34 - doğan kitapKitabı okudu
Reklam
Dürüst olalım... Dinler ve Tanrılar! Hepsi ben ölünceye kadar.
Sayfa 120 - doğan kitapKitabı okudu
Romeo ve Juliet'in yaptıkları gibi beraber ölmeyi tercih edenlerin sayısı çağımızdaki kadar az olmasaydı, belki inanırdım ben de sadakate...
Sayfa 112 - doğan kitapKitabı okudu
Burası zamandan adeta bağımsız, her şeyden uzakta, göğe yükselen devasa bir karaağacın sarı yapraklarının oluşturduğu kubbenin koruması altında saklı bir yerdi. Işık burada gerçekdışı bir hal alıyordu. Sanki ışık kanatlı kelebekler gökte cirit atıyordu. Esen hafif rüzgar kızıl yaprakları kıpırdatıyor, ıslak toprak ve çürümekte olan yaprakların kokuları havayı doldutuyordu. Bu açıklığın ortasında banka uzanmış bir kadın uyuyordu.
Sayfa 286 - koridorKitabı okudu
Maşüş isimli öyküden
"... Aslında hepimiz birer hırsızız. çocukken bir şey çaldığımızda ebeveynlerimiz bize kızmış gibi yaparlar. ama sonra kendi çocuklukları gelir akıllarına ve hepsi de hayatlarında en az bir defa çaldıkları için bize kızamazlar. çocukluğun masum bir suçudur ufak tefek hırsızlıklar, ama iş yetişkinliğe gelince en büyük suç oluverir çalmak. oysa çalmak bir içgüdüdür ve biz bu içgüdümüzü bastırabilmek için roman kahramanı olan hırsızlara yönlendiririz sevgimizi. bunun en güzel örneğini az önce siz verdiniz." "Nasıl?" "Bernie Rhodenbar örneğiyle. ve size en sevdiğiniz roman türünü sorsam, polisiye dersiniz. siz inkar etmeye kalkışsanız da raflarınızdan anlaşılıyor zaten. nitekim dünyanın en güçlü kalemleri bile polisiyeyi okuyor. onlar polisiyeyle hayal güçlerini besliyorlar. geri kalanlar, yani okuyucular kendi yapamadıklarını kitaplarda buluyorlar. yani öldürmek içgüdüsünün yansımasını. polisiye bu yüzden bu kadar çok sevilen bir tür, insanlığın karanlık tarafı olduğu için.
Sayfa 13 - KDYKitabı okudu
Umut Adlı Şiir Öyküsünden
Üç yıl önce bu topraklara atandığımda ve gelip hiçliğin ortasındaki bu toprakları gördüğümde öleceğim sanmıştım. alışık olduğum o büyük şehir yaşamından sonra bu küçücük köye gelmem beni alt üst etmişti. üniversiteden mezun olduktan tam altı yıl sonra atanınca ne yazık ki şımarıklık yapıp, "Ben gitmiyorum oraya arkadaş!" diyemezdim, demedim de. Ama buraya geldiğimde gördüklerim, daha doğrusu göremediklerim bende büyük bir yıkıma neden oldu. Doğu'nun sıradan bir köyüydü burası, evet, çok büyük umutlarla gelmemiştim, doğru. Sinema, tiyatro ya da belediye binası olmasını beklemiyordum ama öğretmen olarak atandığım bu köyde yılın neredeyse dokuz ayı boyunca elektrik yoktu. Ve b u dokuz ay da benim burada bulunduğum on ayın içindeydi. Anlayamadığım noktaysa, yılın büyük çoğunluğu boyunca elektriğin olmadığı bu köye (Bu köyde kar dışında neredeyse hiçbir şey yoktu.) elektronik sistemle nasıl atandığımdı!
Sayfa 139 - KDYKitabı okudu
Umut Adlı Şiir
Bu sefer de şaşırma sırası ondaydı. başta ne dediğimi anlamadı. Yüzüme boş boş baktı, sonra, "Nasıl ya!" diye çığlık attı. ve tam on bir yıl önce olması gereken oldu. onun ılık ve nemli dudaklarının muazzam tadıyla tanıştım. onu daha önce öpememiş olmak, dünyanın en lezzetli meyvesine sahip olup yıllarca onu yemeden izlemekle yetinmeye benziyordu. şimdi Âdem'le Havva'nın o meyveyi niçin yediklerini anlayabiliyordum. Herhalde sorsalar, doğrudan o meyveyi tarif ederdim.
Sayfa 155 - KDYKitabı okudu