Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ahmet

İbn Mes’ûd’un (ra) anlattığına göre, bir adam Hz. Peygamber’e (sav), “Amellerin en üstünü hangisidir?” diye sorunca Peygamber Efendimiz şöyle cevap verdi: “Vaktinde kılınan namaz ve anne babaya iyilik etmektir. Sonra da Allah yolunda cihad etmek gelir.” (B7534 Buhârî, Tevhîd, 48)
Reklam
Abdullah b. Ömer’in naklettiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Kevser, iki kıyısı altından, yatağı inci ve yakuttan olan cennette bir nehirdir. Toprağı miskten hoş, suyu baldan tatlı ve kardan beyazdır.” (T3361 Tirmizî, Tefsîru’l-Kur’ân, 108)
İbn Mes’ûd’dan nakledildiğine göre, Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: “Kıyamet gününde insanoğlu şu beş şeyden hesaba çekilmedikçe Rabbinin huzurundan bir yere kımıldayamaz: Ömrünü nerede ve nasıl geçirdiğinden, gençliğini nerede yıprattığından, malını nereden kazanıp nerede harcadığından, bildiği ile amel edip etmediğinden.” (T2416 Tirmizî, Sıfatü’l-kıyâme, 1)

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ebû Hüreyre’den rivayet edildiğine göre, Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: “Cennete, kalpleri kuş kalbi gibi (saf ve hassas) olan insanlar girecektir.” (M7162 Müslim, Cennet, 27)
Hem bütün mahlukatın yüzüne tebessüm eden bütün ziynetli nebatat ve hayvanattaki tezyinat ve gösterişler, bilbedahe perde-i gayb arkasında bu süslü ve güzel sanatlar ile kendini tanıttırmak ve sevdirmek ve bildirmek isteyen bir Zat-ı Zülcelal'in vücub-u vücuduna ve vahdetine delâlet ederler. Demek eşyadaki süslü vaziyetler, gösterişli keyfiyetler; tanıttırmak ve sevdirmek sıfatlarına kat'iyen delâlet eder. Sevdirmek ve tanıttırmak sıfatları ise bilbedahe Vedud, Maruf bir Sâni'-i Kadîr'in vücub-u vücuduna ve vahdetine şehadet eder.
Reklam
Çünkü o camid cirmleri, o şuursuz büyük kütleleri, nihayet derecede intizam ve mizan-ı hikmet içinde muhtelif şekillerde ve muhtelif mesafelerde ve muhtelif hareketlerde döndürmek, istihdam etmek, ne derece bir kudreti ve bir hikmeti ispat ettiğini kıyas et. Bu büyük ve ağır işe zerre miktar tesadüf karışsa öyle bir patlayış verecek ki kâinatı dağıtacak. Çünkü bir dakika, tesadüf birisini tevkif etse mihverinden çıkmasına sebebiyet verir, başkaları ile müsademe etmesine yol açar. Küre-i arzdan bin defa büyük cirmlerle müsademenin ne derece dehşetli olduğunu kıyas edebilirsin.
Yağmurun sesinin huzuru
Şimdi bulutlara bak! Yağmurun şıpıltıları, manasız bir ses olmadığına ve şimşek ile gök gürlemesi, boş bir gürültü olmadığına kat'î delil ise hâlî bir boşlukta o acayibi icad etmek ve onlardan âb-ı hayat hükmündeki damlaları sağmak ve zemin yüzündeki muhtaç ve müştak zîhayatlara emzirmek, gösteriyor ki o şırıltı, o gürültü gayet manidar ve hikmettardır ki bir Rabb-i Kerîm'in emriyle, müştaklara o yağmur bağırıyor ki "Sizlere müjde, geliyoruz!" manasını ifade ederler.
Şimdi kuşlara bak! Onların söyleşmeleri ve cıvıldaşmaları, bir Sâni'-i Hakîm'in intak ve söyletmesi olduğuna delil-i kat'î ise hayret verir bir tarzda birbirine o seslerle müdavele-i hissiyat ve ifade-i maksat etmeleridir.
Şimdi çiçeklere, meyvelere bak! Bunların gülümsemeleri ve tatları ve güzellikleri ve nakışları ve koku vermeleri; bir Sâni'-i Kerîm'in, bir Mün'im-i Rahîm'in sofrasında birer tarife, birer davetname hükmünde olarak muhtelif renk ve koku ve tatlarla her nev'e ayrı ayrı tarife ve davetname olarak verilmiştir.
Veyahut gündüz içinde gözünü kapamakla, dünyayı gece mi oldu zannediyorsun?
Sayfa 726
Reklam
109. Kullarım arasında, ‘Rabbimiz! Biz iman ettik; bizi affet, bize acı! Sen merhametlilerin en iyisisin’ diyen bir kesim de şüphesiz vardı. 110. Ama siz (ey müşrikler), işte onları alaya aldınız; sonunda bu tutumunuz size beni anmayı unutturdu; hep gülerdiniz onlara. 111. Bugün de ben onlara sabretmelerinin karşılığını veriyorum. Onlar hakikaten muratlarına ermişlerdir.” (Mü'minûn, 109-111. Ayet)
Mü’minler gerçekten kurtuluşa ermişlerdir. Onlar ki, namazlarında derin saygı içindedirler. Onlar ki, faydasız işlerden ve boş sözlerden yüz çevirirler. Onlar ki, zekatı öderler. Onlar ki, ırzlarını korurlar. Ancak eşleri ve ellerinin altında bulunan cariyeleri bunun dışındadır. Onlarla ilişkilerinden dolayı kınanmazlar. Kim bunun ötesine geçmek isterse, işte onlar haddi aşanlardır. Yine onlar ki, emanetlerine ve verdikleri sözlere riâyet ederler. Onlar ki, namazlarını kılmaya devam ederler. İşte bunlar varis olanların ta kendileridir. Onlar Firdevs cennetlerine varis olurlar. Onlar orada ebedî kalacaklardır. (Mü'minûn Suresi 1-2-3-4-5-6-7-8-9-10-11. Ayet)
440 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.