Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

İrem Aygül

Cahilsin; okur, öğrenirsin. Gerisin; ilerlersin. Adam yok; yetiştirirsin, günün birinde meydana çıkıverir. Paran yok; kazanırsın. Her şeyin bir çaresi vardır. Fakat insan bozuldu mu, bunun çaresi yoktur.
Sayfa 91 - Dergah YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Kargaşa düzenden doğar, korku cesaretten doğar, zayıflık güçten doğar. Düzen (ya da) düzensizlik sayıdadır (örgütlenmededir). Cesaret (ya da) korkaklık tavırdadır. Güçlülük (ya da) güçsüzlük görünümdedir.
Sayfa 14 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Yemle ve kandır, kargaşa çıkart ve ele geçir, dirençliyse ona göre hazırlan, güçlüyse ondan sakın, sinirliyse onu kızdır, tevazu göster ki gerçek sanıp mağrurlaşsın, dinleniyorsa rahatsız et, aralarında birlik varsa ayır, ona hazırlanma fırsatı vermeden saldır, beklemediği anda ortaya çık. Bunlar savaş erbabının başarı sırlarıdır, önceden kestirilemez.
Sayfa 2 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Ateş ile korku iyi birer uşak, kötü birer efendidir.”
Sayfa 234 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Ulaşılacak bir sonu olan bir yolculuk yapmak iyidir, ama asıl önemli olan yolculuktur.
Sayfa 226 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
“Söylesenize, Genri, nedir bilinen? Kesin, tahmin edilen, kaçılmaz olan sizin ve benim geleceğimize dair bildiğimiz tek kesin şey nedir?” “İkimizin de öleceğimiz.” “Evet, işte, cevabı olan tek bir soru var, Genri ve o yanıtı da zaten biliyorsunuz. Hayatı mümkün kılan şey sürekli, dayanılmaz belirsizliktir; yani bir sonra ne olacağını bilememek.”
Sayfa 84 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Zamana ve sancıya dayanmanın en basit yolu, sonunda muhakkak geçeceğini unutmamak. Evet, her şey geçiyor. Sevmek bile, acı çekmek bile, kanamak bile, yaşamak bile, dünya bile, azalmayı dahi beklemeden bitiveriyor. Ağrı diniyor.
Sayfa 311 - Hep KitapKitabı okudu
Ne çok cezası vardı herkesin birbirine verecek. Ama sorsanız, kimsenin zerrece suçu yoktu.
Sayfa 211 - Hep KitapKitabı okudu
Bakmakla görmenin aynı manaya gelmediğini çipil gözlüler bile bilir. Baktığımızla gördüğümüzün aynı şey olmayabileceğini de…Mesela kimi ağaca bakar, yaşını görür, kimi sarkan tazecik yemişini. Kimi yangına bakar, ateşi görür, kimi çoktan küle dönmüş bir şeyleri. Kimi gökyüzüne bakar, yıldızları görür, kimi ölmüş annesini.
Sayfa 126 - Hep KitapKitabı okudu
“Ben de zamanla yavaş yavaş bıraktım başkalarına sarılmayı. Çünkü siz tek birinin sıcaklığının peşindeyseniz, koca dünya sarıp sarmalasa ne fayda! Üşümekten kurtulamazsınız.”
Sayfa 74 - Hep KitapKitabı okudu
Reklam
Çünkü bazı sızılar bir defa başladı mı artık geçmiyor. Bazı yaralar hiç kapanmıyor. Bazı eller bazı saçları okşamayınca, bu minicik, aptal, önemsiz şey yaşanmayınca, bazı hayatlar geri dönüşsüz biçimde tarumar oluyor.
Sayfa 74 - Hep KitapKitabı okudu
“Bir yere dönmek, baştan sona yanılgıdan ibaret. İnsan, döndüğünü zannederken, aslında sadece kaybettiği şeyi arıyor. Esasen aradığı yerin, kaybettiği şeyin ve tabii kendisinin üzerinden çok sular aktığı, zahir ve tezahür fazlasıyla aşındığı için, bulmanın imkansızlığını görmeye Nobelli fizikçi zekası gerekmiyor.”
Sayfa 51 - Hep KitapKitabı okudu
“Televizyonda söylüyorlardı geçen, karadelikler yakınlarındaki yıldızlardan kopan parçaları yutarak büyüyormuş. Tıpkı insanlar gibi. İnsanlar da içlerinin karanlığını, ruhunu emdikleri başka insanların aydınlığıyla besliyor. Anlasana, herkes birbirinin katili. Ama sorsan, herkes Çobanyıldızı, herkes incitildi, herkes aldatıldı. Peki o zaman inciten kim, kim kırdı bunca insanı? Şunu kafana sok artık, kötülülük bu türün hamurunda var.”
Sayfa 31 - Hep KitapKitabı okudu
“Ne var ki insan ölürken en çok hayallere geç kalıyordu. Vakit daralınca bütün kolaylar zorlaşıyor, mümkünler imkansızlaşıyordu. Böyle düşündükçe büsbütün gönül koyuyordum kendime. Ruhun büyük mesafeler kat etmesine vesile olacak ufacık adımları atmayı akıl edebilmek için, ille de ölmek üzere olmak mı gerekiyordu?”
Sayfa 30 - Hep KitapKitabı okudu
Herkese kulağını ver, sesini verme. Herkese akıl danış, kendi aklını sakla. Kesenin elverdiği kadar iyi giyin, Zengin ama gösterişsiz olsun giydiğin. Çünkü kıyafet insanın mihengidir çok kez; Fransa’da da en kibar kimseler En çok giyinişle gösterirler soyluluklarını. Ne borç ver ne de borç al; çünkü borç vermek Çok kez hem paranı yitirmektir hem dostunu. Borç almaksa tutum gücünü yıpratır. Her şeyden önce de kendi kendinle doğru ol. O zaman, gece gündüze varır gibi, Sen de aldatmaz olursun kimseyi.
Sayfa 22 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
282 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.