Edebiyat kelimesini her okuduğumda aklıma Flaubert gelir.Flaubert'i uzay boşluğuna bıraksalar aklına birkaç fikir gelir ayrıca onu roman haline getirir.
Salambo'da en çok dikkatimi cekense karakter tasarıları oldu.
Özellikle kral Hannonla beni çok şaşırttı.
Sadece flaubert'in kitaplarını okuyarak yaşayabilirim.
Knut Hamsun'in şaheseri, Açlık.
Aclikta bahsedilen olgu o kadar ince bir yerde ki
Sizi kitabin yalnızca bir drama oldugunu düşünmeye itebilir.
Fakat fukaralik ile sanat arasındaki incecik çizgi sizi uyarır.
Daha çıkma ekmek bile alacak parası olmayan karakterimiz kalem almak için ceketinin düğmelerini satmaya çabalar.
Sanat için sanatın yansımasıdır bu fakat sonu hiç beklendigi gibi bitmez.
Sanat oracıkta can verir Hamsun için
Kırmızı Pazartesi Marquez'in bana kalırsa en güzel eseridir.
Marquez resmen edebiyatla alay eder.
Kitabın başını okurken sonunu, sonunu okurken başını anlarsınız her olgudan haberdarsinizdir fakat bir o kadar da değilsinizdir.
Kitabın estetik devamliligi çok hoştur.
Beni intihardan vazgeçiren kitaptır.
Çünkü Ivan İlyiç'in ölümündeki periyod gerçekleşmiştir.