Yurttaşların yalnızca bir kesimi ( çoğunluk ya da azınlık olmaları farketmez) kendi görüş ve eylem biçimlerini, kimseyle müzakere etmeden,kimseyle”mutabakata varmadan”, kimsenin görüş ve duygularını sormadan kalan herkes üzerine dayattığında ortaya çıkar. Bu görüş ve eylem biçimleri, söz konusu kesimin hiç sorgulamadan kabullendiği bir otorite tarafından belirlenen fakat toplumun kalan kesimi tarafından reddedilen görüş ve eylemlerdir ( ki bu “ kalan kesimin” görüş ve eylemleri de, “ kalan kesimin” sorgulamadan benimsediği başka bir otorite tarafından belirlenen görüş ve eylemlerdir)
Modern dünyadaki siyasi partilerin ve devrimlerin tarihi gibi, eski dinler ve ekoller tarihinin bize öğrettiği şey, hayatta kalmanın bedelinin bizzat sürece katılım olduğu, yani ideaların toplumsal yönetime hakim olması gerektiğidir...