Kadının biri Hasan el-Basrî'ye (rehimehullahu) gelir, «genç bir kızım vardı, öldü,
onu rüyamda görmek istiyorum, onu rüyada görmemi sağlayacak bir dua
öğretesin diye sana geldim» der.
Hasan el-Basrî (rehimehullahu) da kadının arzusunu yerine getirir. Kadın kızını
rüyasında görür ki, aman Allah'ım! Üzerinde katrandan bir elbise, boynuna
bukağu ve ayaklarına prangalar vurulmuş.
Durumu Hasan el-Basrî'ye bildirir, veli de bu hale üzülür.
Aradan zaman geçer, bu defa kızı rüyasında Hasan el-Basrî görür. Kız cennettedir
ve başı taçlıdır. Kız «Veli»ye «beni hatırladın mı? Ben sana gelerek şöyle şöyle
ricada bulunan kadının kızıyım» der.
Hasan el-Basrî «seni gördüğüm duruma getiren sebep nedir» diye sorar. Kız şu
cevabı verir, «Adamın biri bizim mezarlığın yanından geçerken Peygamber'imize
(S.A.S.) bir defa selât-ü selâm getirdi, mezarlıkta azâb çeken beşyüz elli ölü
vardık. O adamın selât-selâmı sayesinde —bunlardan azabı kaldırın— diye emir
geldi.»
177 - İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı taraflarına çevirmeniz(den ibaret) değildir. Asıl iyilik, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitap ve peygamberlere iman edenlerin; mala olan sevgilerine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, (ihtiyacından dolayı) isteyene ve (özgürlükleri için) kölelere verenlerin; namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren, antlaşma yaptıklarında sözlerini yerine getirenlerin ve zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda (direnip) sabredenlerin tutum ve davranışlarıdır. İşte bunlar, doğru olanlardır. İşte bunlar, Allah'a karşı gelmekten sakınanların ta kendileridir.
Bakara 177.ayet