Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nurcan

Hani biriyle tanışırsın, çevrende görmeye alıştığın insanlardan çok farklı biri. Öyle biri ki herşey bambaşka gözle görür ve seni de bakış açını değiştirmeye yöneltir. Dünyaya onun gözleriyle bakmaya başlarsın. İçine ve dışına da. Etkilenirsin.Etkilenmek ne kelime, büyüye kapılırsın. Gene de ilk başlarda araya bir mesafe koyabileceğini, yüreğini kontrol altında tutabileceğini zannedersin. Oysa rüzgar sandığın fırtınadır. Sınır sandığın yer oynak ve kaygan bir zemindir. Bir bakmışsın, farkında bile olmadan açılmış, karadan uzaklaşmışsın. Okyanusun tam ortasındasın.
Sayfa 324Kitabı okudu
Reklam
Bir aptala gerçek acı ve sevimsiz gelir. Yalan ise tatlı ve inanılanıdır.
On ikinci kural: Aşk bir seferdir. Bu sefere çıkan her yolcu, istese de istemese de tepeden tırnağa değişir. Bu yollara dalıp da değişmeyen yoktur.
Sayfa 118Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Senden yepyeni ve taptaze bir “sen” zuhur edebilmesi için zorluklara,sancılara hazır olman gerekir.
Sayfa 117Kitabı okudu
Çünkü Şems öyle geçinilmesi kolay bir insan değildir. Bir kere fazlasıyla gururlu ve açıksözlüdür. …… Cahiller onu anlamaz, okumuşlar ise kıskanır katlanamaz.
Sayfa 110 - öKitabı okudu
Reklam
İnsan sevdiklerinin iyiliğini istediği içim onlara müdahale etmeden duramıyor ama bunun bir faydasını da görmüyor aslında. Kendi adıma ben, ancak başkalarına müdahale etmeyi bırakıp, “tevekkül” ettiğim zaman rahat ettim biliyor musun ? Pek çok insan için tevekkül etmek, pasif kalmak demek; halbuki tam tersine. Tevekkül, kabulün ve uyumun getirdiği som bir huzur halidir. Edilgen değil, etkindir. Kainatta değiştiremeyeceğimiz tam anlamıyla vakıf olamayacağımız haller arz edebilir. Bu haller de dahil, tüm varoluşa aşkla yaklaşmak mümkün. En azından deneyebiliriz. Rumi aşkın hayatın can suyu olduğuna inanırdı. Öyleyse eğer, tek bir katresi bile heba olmamalı.
Mevla aramakla bulunmaz, bu doğrudur amma Mevla’yı ancak arayanlar bulabilir.
İnsanoğlu nedense anlayamadığını kötülemeye meyilli. Kaç kez bizzat tecrübe ettim bu şaşmaz kaideyi.
Saatin kendisi mekan, yürüşü zman, ayarı insandır. Bu da gösterir ki; zaman ve mekan, insanla mevcuttur.
Bilirim efendim, bildiğim için büle sülerim. Al duvağı; al bayrağ, şehitliğe; yeşil duvağı, namusa, zevcenin vazifelerin, iffete işaret ettiğini; yeşil duvağı kaldırmanın " namusun namusumdur. Korumam altındadır, bunun için seve seve canımı veririm" manasına geldiğini benden iyi bilirsin. Eğer, Rus askeri Tuna'yı geçmişse, namusumu namusun nasıl bileceksin ? Onu nasıl koruyacaksın ? Büle bir yükün altına nasıl gireceksin? Bunun için Rus'un Tuna'yı geçmediği kesin anlaşılmadan yeşil duvağı kaldırma derim. Yine de sen bilirsin, istersen hemen kaldırabilirsin. Arzun, arzumdur, öleceğimi bilsem boyun bükerim.
Reklam
Bu, Zeynep'in yüzünü örten al duvak ! Bu al duvak, yüce dinimiz, al bayrak, vatan, namus uğruna şehit olmanın işaretidir, diyerek elleriyle sevdiceğinin boynuna bağlamış. Aliş de vatan düşman çizmeleri altındayken bunu boynundan çıkarmamak için yemin etmiştir. Zeynep'e gelince " kadının namusunu korumasının, ailesi, sevdiceği için feda, kurban olmasının işareti olan yeşil duvağı, vatan düşman işgalinden kurtulmadıkça yüzümden çıkrmayacağım" diye yemin etmiştir.
Sayfa 372Kitabı okudu
Evladım, onlar mazlum. onlar, Allah'ın sevgili kulları. Onların Allah'ı var. Onlar, daha vafat ederken cennetteki yerini görürler ve ölüm acısını hissetmezler. Bütün bu başa gelenler, bizler , eli ayağı tutanlar, mazlumlara sahip çıkmak zorunda kalanlar için, sen, ben ve diğerleri için büyük bir imtihan. Eğer bu zulmün meydana gelmemesi için çalışmamış, geldikten sonra gerekli gayreti göstermemişsek o zman suçluyuz. İşte o zaman acınası mazlumlar değil, bizleriz. Zalimlere, bu kötülükleri yapanlara gelince; merak etme, onlar cezalarını daha dünyada görecekler. Zulümleri gönüllerini kör edecek, ebedi hakikati görmeyecekler, bundan büyük ceza olur mu ?
Sayfa 378Kitabı okudu
Türkler kadar ölüme severek, düğüne gider gibi giden bir millet olduğunu zannetmiyorum. Onlar için ölüm, yemek içmek gibi hayatlarının bir parçası."ölümden niçin korkmuyorsunuz ?" Diye sorulduğunda " ölümden korkulur mu hiç ? Ölüm sevgiliyi, sevgiliye kavuşturan bir köprüdür"diyorlar. Ölümle hiç bu kader iç içe, ölüme bu kadar tabii, hayatın bir parçası diye yaklaşan, ondan korkmayan başka bir millet görmedim.
Sayfa 194Kitabı okudu
Yeryüzünde herşey iyi ile kötü arasındaki mücadeleden ibarettir. İnaisana düşen, bu ikisi arasında kendi safını seçmektir.
Sayfa 180Kitabı okudu
Hiç bulamamaktan daha acısı var biliyor musun Setrerhan ? Her kapıyı çalacaksın. Her defasında buldum sanacaksın ama hiç bulamayacaksın.
Sayfa 436Kitabı okudu
92 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.