Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Atilla

Atilla
@Ati4
...memnun olmalıydı ama değildi, kör gözlerinden iki damla yaş aktı ve kendine ilk kez, yaşamaya devam etmesi için bir neden olup olmadığını sordu. Bu sorunun yanıtını bulamadı, yanıt hep ona ihtiyaç olduğunda gelmez akla, çoğu kez de beklemek verilebilecek tek yanıttır.
Reklam
Nasıl ki cüppe giymekle keşiş olunmuyorsa, eline asa almakla da kral olunmaz, bu asla unutulmaması gereken bir gerçektir.
Bazı sorunlar, üzerinde uzun uzun konuşunca kötüye gidebilir, yerinde söylenmiş birkaç sözse onları kolayca çözebilir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
...ki herkesin bildiği gibi, kötülük, daima en kolay yapılan şeydir.
... körlük bulaşmaz, Ölüm de bulaşmaz, buna rağmen herkes ölür...
Reklam
Nasılsınız, doktor bey, diye sormuştu kuşkusuz, zayıflığımızı belli etmek istemediğimizde, İyiyim, deyip geçiştirirİz ya öyle söylemişti, hatta ölecek durumda olsak bile iyiyim deriz, kabaca buna yiğitliğe bok sürdürmemek denir, olayları böyle mantıksızca tersine çevirmek yalnızca insan türüne özgüdür
Kısıtlı bir zamanımız yok, sadece çoğunu boşa harcıyoruz. Yaşam yeterince uzun ve tamamı iyi düzenlenirse, en büyük işlerin başarılmasına fazlasıyla yetecek kadar bahşedilmiştir, buna karşılık yaşam herhangi bir iyi şeye adanmadığında, lüks ve umursamazlık yüzünden tükenir ve kaçınılmaz sonun baskısıyla, bizden uzaklaştığını anlamadığımız yaşamın çoktan geçip gittiğini kavrarız.
Görünüşte iyi olanı değil, sağlam,doğru ve kendi saklı bünyesinde daha güzel olanı arayalım, onu bulup çıkaralım o uzak bir yere konmuş değil, elini nereye uzatman gerektiğini bildiğin takdirde onu bulacaksın.Şimdi ise adeta karanlıkta,arzuladığımız şeylere çarparak yakınımızdaki şeyler arasından geçip gidiyoruz.
Dünyada, gerçekten değerli olana saygı gösterilmez ve saygı gösterilenin de hiçbir değeri yoktur. Bu yüzden kendi köşesine çekilmiş olmak, değerliliğin ve seçkinliğin kanıtı ve sonucudur.
Sayfa 134Kitabı okudu
...Buna göre, ilişkilerimizin olabildiğince basit olması ve hatta yaşam tarzımızın, can sıkıntısına yol açmayacak ölçüde tek biçimliliği, bizi mutlu kılacaktır...
Sayfa 129Kitabı okudu
Reklam
... bugünkü günün yalnızca bir kez geldiğini ve bir daha asla gelmeyeceğini sürekli aklımızda bulundurmalıyız. Oysa bugünün, yarın yeniden geleceği kuruntusuna kapılırız: Ne var ki yarın başka gündür ve o da yalnızca bir kez gelir.
Sayfa 127Kitabı okudu
Yani planlarla ve kaygılarla, sadece ve sonsuza dek gelecekle meşgul olmak yerine ya da kendimizi geçmişe özleme adamak yerine, tek gerçeğin ve tek kesin olanın bugün olduğunu asla unutmamalıyız...
Sayfa 125Kitabı okudu
Çünkü çok mutsuz olmamanın en güvenilir yolu, çok mutlu olmayı istememektir.
Sayfa 118Kitabı okudu
Bir insan, istemeyi aklından bile geçirmediği malların yokluğunu kesinlikle duymaz, onlar olmadan da bütünüyle hoşnuttur; öte yandan, ondan yüz katı daha çok şeye sahip olan bir başkası, istediği bir şeyden yoksun kaldığında, kendini mutsuz hisseder.
Örneğin felsefem bana asla bir şeyler getirmedi, ama çok şeyi benden uzak tuttu.
Dışarıdan bir şeyler kazanabilmek için içeriden bir şeyler yitirmek, yani şan şöhret, mevki, şatafat, ün, san kazanmak için huzurunu, boş zamanını ve bağımsızlığını bütünüyle ya da önemli ölçüde feda etmek büyük bir budalalıktır. (bkz: sosyal medya fenomenleri)
Reklam
Sıradan insanlar sadece zamanı geçirmeyi düşünürler; herhangi bir yeteneği olan kimse ise ondan yararlanmayı düşünür.
Sokrates, satılmak için sergilenen lüks mallara bakarak, “Gereksinmediğim ne çok şey var” demişti. (bkz:minimalizm)
İç dünyası zengin insan tamamen yalnızken, kendi düşünceleriyle ve hayalleriyle eşsiz bir eğlence bulur; öte yandan, ruhsuz biri sürekli dernekten derneğe, oyundan oyuna, yolculuktan yolculuğa ve şenlikten şenliğe koşsa bile can sıkıntısından kurtulamaz.
... iç dünyası zengin olan bir kişi yazgıdan çok şey beklemez ; buna karşılık bir aptal, sonuna dek bir aptal olarak, bir hödük olarak kalır; isterse kendisi cennette, etrafı hurilerle çevrili olsun.
Elbette genel olarak tüm zamanların bilgeleri hep aynı şeyi söylemişlerdir ve tüm zamanların budalaları, yani ezici çoğunluğu da, tam tersini yapmışlardır.