"Sende memleketin başına gelen büyük adamların daha gençliklerinde gösterdikleri müstesna kabiliyet ve zeka emareleri görmekteyim."
Mustafa Kemal Atatürk'e dair çok sayıda yazardan çok sayıda kitap okudum bugüne kadar. Fakat bu kadar çok etkilendiğim ve bu kadar çok beni tarihin içine çeken, bu kadar sade ve anlaşılır dil ile etkisi altında alan kitap çok az olmuştur. Okumam esnasında eşimin "Yeter artık gözlerin yoruldu" demesine rağmen bir çırpıda ve bitene kadar tüm iş dışı vakitlerimi geçirdiğim bence nadide bir eser.
Başlıkta paylaştığım söz gibi gençliğe ilk adımına attığı lise yıllarından itibaren 1919 yılına kadar geçen hayat hikayesinin detaylarıyla birlikte kaynakçaya, dipnotlara ve çeşitli alıntılara boğmadan anlatmış yazar durumu eserinde. Daha kitabın yarısına gelmeden serinin devamı olan kitabını almaktan başka çarem olmadığını anlamıştım.
Çoğumuz Mustafa Kemal Atatürk'ü meşhur tarihi anıları ile tanırız ve hafızalarımızda öyle yer etmiştir. Bu ilk kitapta özellikle Suriye, Filistin, Diyarbakır, Şam ve özellikle Paşalığa kadar her rütbesinde bulunduğu ordu komutanlıkları ile birlikte Makedonya, Selanik ve İstanbul üçgeninde yaşadığı gerilimleri ve mücadeleler anlatılmış.
Bir söyleşisinde yazar, 'Yarının Adamı hepimizin bir parçası' diyordu. Gerçekten de bir parçamı tarihin o anlarında hissettiğim bir eserdi. Okunmalı ve okutulmalı... Eline sağlık
Yazarın 1. Dünya Savaşı sırasında yaşadıklarının anlatıldığı, düşündüren ve Osmanlı Devleti'nin son dönemindeki hem siyasi çekişmeleri ortaya koyan hem de Kudüs meselesinin tarihinin nerelere dayandığını ortaya koyan oldukça başarılı bir eser.
Falih Rıfkı'nın yalnızca gazeteci ve yazar olarak değil dönemin ünlü komutanı ve İttihat Terakki'nin liderlerinden olan Cemal Paşa'nın emir subaylığını yapıyor olmasıyla birlikte birçok olayın bizzat şahitliği ile kitap daha gerçekçi bir hal alıyor. Üstelik ne derece dikkatli ve yaşananları zamanın ruhu ile aktarması yazarın yine öne çıkan ve başarılı bir eserin oluşmasındaki dikkat çeken noktalar. Üstelik bunu yaparken çok yalın ve başarılı Türkçesi ile eserin kolayca okunmasını da sağlıyor.
Eserin ismi ise Kudüs'e yakın bir tepenin ismi olan Zeytindağ'dan geliyor. Kudüs ile birlikte Şam, Halep, Filistin gibi dönemin ünlü ve önemli şehirlerindeki atmosfer ve toplumsal yapısı da yine eserde başarıyla ortaya konmuş.
Sonuç olarak, dönemin toplumsal ve siyasi konjonktürü eserde oldukça kuvvetli şekilde okuyucuya aktarılıyor. Günümüzdeki sorunlara ışık tutacak tarihi gerçeklerle birlikte daha iyi anlamlandırılacak kitap, okuyucuya hem zamanda yolculuk hem de çok farklı açılardan olayları değerlendirme fırsatı sunuyor.
Sıradışı bir distopya… Okurken biraz zorlansam da neden 1984 ve Cesur Yeni Dünya’ya öncülük ettiğini anladığım bir kitap oldu. Günümüzde de çokça lanse edilen Tek Dünya Devleti’nin geçmiş bir senaryosu gibi. Zaman zaman kitaptan kopsam da toplumun içindeki yalnızlık, her şeyin ve her yerin sıkı denetimi insanın içindeki bunalımı artırarak duyguyu okura geçirebiliyor. Zor ama düşünsel manada oldukça kuvvetli bir metin.
BizYevgeni İvanoviç Zamyatin · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20229,2bin okunma
“Tutunacak bir şey bulamadımı yuvarlanır insan”
Kitabın özeti gibi tek cümlelik bir anlatı… Toplumun içinde yalnızlığı ile mücadele eden ve onu aşabileceğine inandığı tek şeyin sevgi olabileceğine inanan bir başkahraman; C.
Aylak bir adamın iç dünyasına ve yaşadıklarına ışık tutan başarılı bir eser. Zaman zaman hikayeden kopsam da genel olarak hepimizin zaman zaman hissettiği o yalnızlık duygusunun güzel bir tasviri…
Aylak AdamYusuf Atılgan · Yapı Kredi Yayınları · 201759,6bin okunma
Buket Uzuner’in okuduğum ilk kitabıydı. Gayet güzel bir kurguya sahip ancak tahmin edilebilir bir yol ile ilerledi hikaye, yine sürprizi olan güzel bir romandı. 1915’teki efsane savaşımızın insani ve diğer milletlerin de gözünden olan algısını başarılı yansıtan bir kitap olmuş… Gelibolu’num ayazı yamandır, çarpar insanı :)
“Allah’ın insanlığa en büyük lütfu akıldır… eğer akıl dininden büyük bir din olsaydı, Allah akıl yerine onu verirdi… Bu memleketin akla ihtiyacı vardır… akıl…”
Bir süredir incelemeyi düşündüğüm Amerikan Bağımsızlık mücadelesiyle ilgili iyi bir başlangıç yapan kitap... İngiliz parlamentosunda o dönem yaşananlar ve savaşın başlangıcındaki politik durum güzel özetlenmiş.
Okuduğum en samimi ve akıcı anı kitaplarından biriydi. Türkiye’nin yakın tarihine tanık olmuş güçlü bir kalemin elinden çok güzel anılar yer alıyor kitapta. Ayrıca çok sayıda olay ve kişinin pek bilinmeyeni de ilginizi çekecek.