"Onca güzel şairin ve belagat sahibi hatibin arasındayken sağır olduğum düşünüleceğine, cıvıldayıp şakıyarak basit şarkımı söylemeye, yahut dedikleri gibi, kuğular arasında bir kaz misali ıslık çalmaya cüret ettim."
RABELAIS
Gargantua ve Pantagruel
3. Kitap; "Yazarın Önsözü" nden.
Bizi hayvandan çok insan kılan her ne ise, teselliyi ve umudu, sanırım, insanların gündelik kaygıları, günahları ve dertlerinde değil; maddenin uçsuz bucaksız, sonsuz yasalarında aramalı.
Yine de, ne tuhaftır ki, insanlık alemine geri dönüşümden sonra, görmeyi umduğum güven ve anlayış şöyle dursun, adada kaldığım süre boyunca yaşadığım güvensizlik ve korku daha da büyümüştü.
...doğaya aykırı ve itici gelen pek çok şey çok geçmeden doğal ve olağan görünmeye başlamıştı. Galiba var olan her şey rengini içinde bulunduğumuz ortamın ortalama
renk tonundan alıyor.
Çığlıklar dışarıda daha da yükselmişti. Sanki dünyanın bütün acıları bu çığlığa yansımıştı. Yine de, böylesi bir acının yan odada sessizce çekiliyor olduğunu bilseydim sanırım pekala katlanabilirdim - hep düşünmüşümdür. Duyulan acı dile gelip de yüreğimizi sızlatmayagörsün, o acıma duygusu
insanı harap eder.
Sıradan bir okuyucu o sekiz günü hayal bile edemez. Belleğinde o sekiz günü hayal edebilmesini mümkün kılacak hiçbir anı bulunmadığı için şanslı sayılmalıdır.