Okumasını bilen için her insan ayrı bir kitap. Nasıl ki bazı kitaplar öğreticiyse, bazıları sıkıcı olabiliyor, bazı kitaplar ne kadar sürükleyiciyse, bazıları bilgi yüklü olabiliyor. Nasıl ki kitap okudukça iyi kitap seçmeyi öğreniyorsak, insanları tanıdıkça da kimi dinlemek gerektiğini, kimden uzak durmak gerektiğini öğreniyoruz.
Düşünüyorum da, insanı, yine başka insanlar üzüyor en çok... Taptığı, hayran olduğu, değer verdiği, muhtaç olduğu ve çok sevdiği insanlar...
Düşmandan çok dostlar üzüyor. Analar, babalar, çocuklar, kardeşler, sevgililer üzüyor
Anladım ki aşk ağlatırmış, aşk yokluğunda can yakarmış ve aşk asla senin olmayacağını bilsen bile dualar ettirir ve sana kavuşulamaz hayaller kurdururmuş
Öğrendim... Öğrendim; o gitse bile aşkı sende bırakırmış. Onsuz bir aşk ise acımasızca kanatırmış
Ama şunu bilmelisin ki insan hoşlandığı kişinin nasıl biri olduğunu tanışmadan zihninde çizebilir. Yani bunu kendine sipariş edebilir diyelim. Zihninde çizdiği kişiyle tanıştığında ise onunla hoş vakit geçirir çünkü ondan hoşlanıyordur. O kişi gittiğinde ise gözleri yerinden çıkacakmış gibi de ağlamaz... Ama insan aşık olacağı insanı önceden tahmin edemez. Onun kişiliğini, dış görünüşünü her ne kadar kendince belirlemeye çalışsa da gider, belki de aklının ucuna bile gelmeyecek kişilikte birine aşık olur. Çünkü sen ne istersen değil; AŞK ne isterse o olur ve AŞK öyle acımasızdır ki acıyla var olur..."