Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ayşe Erol

Ayşe Erol
@Ayserol
Don't Forget to smile
Aşçı
15 Aralık
13 okur puanı
Nisan 2019 tarihinde katıldı
“Bu da,” diye veciz bir ifadeyle ekledi Müdür, “Mutluluk ve Erdem’in sırrıdır; yapmak zorunda olduğun şeyi sevmek. Tüm şartlandırmaların anacı budur: insanlara, kaçınılmaz toplumsal yazgılarını sevdirmek.”
Sayfa 42 - ithakiKitabı okudu
Reklam
İnsan. İnsan, sahip olduğumuz tek gerçek düşmandır. İnsanı ortadan kaldırırsanız, açlık ve aşırı çalışmanın temel nedeni de ilelebet ortadan kalkar.
Bir hayvanın yaşamı sefalet ve esarettir : işte yalın gerçek budur.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Loş bir dünyası vardı ama henüz bunu bilmiyordu çünkü başka dünyadan haberi yoktu.
Sayfa 62
Karın içine yatıp kar tavuğunu arkasına koydu ve alçak bir ladin ağacının iğneli Yaprakların arasından önünde sahnelenen Hayat oyununu izlemeye koyuldu. Bekleyen Başak ve bekleyen kirpiydiler, Şaşmaz bir hayat iradesine sahip diler ve işin tuhaflığı oydu ki biri için hayatın yolu ötekini yemekten, öteki için hayatın yolu berikine yem olmamaktan geçiyordu.
Sayfa 56
Reklam
Ne zaman ne olur asla bilinmezdi çünkü canlılar söz konusuysa olaylar bir şekilde hep farklı geliştirdi.
Sayfa 55
Bütün bunlar olurken dişi kurt oturmuş gülümsüyordu. Tuhaf bir şekilde kavgadan mutluluk duyuyordu Çünkü vahşi hayatını Aşk yapma yöntemi buydu. Doğada çiftleşme trajedisi, sadece ölenlerin trajedisi idi. Hayatta kalan için bu bir trajedi değil, başarmak ve isteklerini hayata geçirmek demekti.
Sayfa 44
Bir süre daha oturdu kızağın üzerinde. Gidip orada neler olduğunu görmesine gerek yoktu. Sanki gözlerinin önünde olmuş gibi biliyordu her şeyi. Bir keresinde niyetlendi, hızla kalkıp kızaktan baltayı aldı eline. ama sonra yine oturup ellerini şakaklarına dayayıp uzun uzun düşündü. Kalan iki köpek, dizlerinin dibine sinmiş, titriyordu.
Sayfa 27
Sonunda canımıza okuyacaklar, Henry sonunda kesin okuyacaklar canımıza. Henry Keskin bir tavırla, bu şekilde konuştuğuna göre Zaten yarı yarıya okumuşlar demektir, diye tersledi arkadaşını. Insan yenildiğini düşünürse, yarı yarıya öyle sayılır.
Sayfa 23
"Lanet kahve, nasıl da güzel olmuş."
Sayfa 19
Reklam
Kuzey topraklarının Yollarında ölen bir köpeğin anısına ancak bu kadarcık konuşulurdu. Başka köpeklerden ve başka insanlardan çok daha kısa olurdu onların mezar kitabesi.
Sayfa 11
Kendi zihinlerinin en ücra köşelerine iterek sıkıştırıyor, Gözü hiçbir şey görmeyen doğanın Muazzam güçlerinin itiş, kakışları arasında küçük kurnazlıkları ve azıcık bilgelikleri ile kıpırdanıp Duran ufak ve sınırlı zerrecikler olduklarını anlayana kadar, insan ruhunun kendine boş yere yüklediği ne kadar aşırı değer, Ne kadar sahte heyecan, ne kadar Nafile yücelik varsa, üzümün suyunu çıkarır gibi ezerek çıkarıp alıyordu onlardan.
Sayfa 5
Issiz diyar hareketi sevmez. Hayat buna karşıdır, Çünkü hayat, hareket demektir. Issız diyar ise hareketi yok etmek ister hep. Denize koşmasın diye suyu dondurur, kalplerine kadar buz gibi olana dek ağaçların öz suyunu çeker alır. ancak ıssız Diyar'ın en beter zalimliği eziyet ederek, ezerek insana boyun eğdirilmesidir. Insan ki hayatı en kıpır kıpır yaşayan ve hareket sonunda mutlaka nihayete erecektir hükmüne her daim başkaldırandır.
Sayfa 4
Bir şeyi yapmak için yeni bir yol, ya da yapılacak yeni bir şey getirir. Yeni bir şarkı söyleme biçimi veya yeni bir ölüm şekli. bunu dünya, zaman ile düş zamanı arasındaki köprüden getirir. Bunu yaptığında, Artık yapılmıştır. Dünyada var olan şeyleri, düşe geri gönderip orada duvarlar arasında tutarak, olmadığını fark edemezsin. Bu deliliktir. Var olan, vardır. Rol yapmanın yararı yok, artık öldürmeyi bilmediğimizi söyleyemeyiz.
Sayfa 130Kitabı okudu
Zayıflar güçlüye karşı işbirliği yapardı, Güçlü adam tek başına ayakta kalmak ve kendine dikkat etmek zorundaydı. Bu işler hep böyleydi.
Sayfa 119Kitabı okudu
Gerçekçi, hem dünyayı hem de kendi düşlerini bilen kişidir.
Reklam
"Çokluk içindedir yaşam ve yaşamın olduğu yerde umut vardır"
Peki imgelemini uyanık hayata çevirebilen olabilir miydi: Athsheliler için aynı derecede önemli, Bağlantıları yaşamsal ama muğlak olan iki gerçeklik arasında, düş zamanla , dünya zamanı arasında köprü görevi yapan. Köprü: bilinçaltı algılarını yüksek sesle söyleyebilen. O dilde "söylemek" yapmaktır yeni bir şey yapmak. Değiştirmek ya da değiştirilmek, temelinden, köklerinden, çünkü, Kök düştür.
İnsan doğasının ne olduğunu bilmiyorum. Belki, yok ettiklerimizden geriye betimlemeler bırakmak da insan doğasına dahildir.
Çünkü ğer İntihar edenin öldürdüğü Biz diğerleriysek, katilin öldürdüğü de kendisidir; Ancak bunu tekrar, tekrar, tekrar yapması gerekir.
Düş görmeyi tamamen uyanıkken yapmayı bir kez öğrendiğiniz, ruh sağlığınızı aklın bıçak sırtında değil de çifte yanakta, akılla düşün ince dengesinde dengelediğinizde, bunu bir kez öğrendiğinizde, artık unutamazsınız, Tıpkı düşünmeyi unutamayacağınız gibi.
Reklam
Nitelik önemli bir meseledir ama nicelik de öyledir : Görece büyüklük. çok daha küçük bir kişiye yetişkin birinin vereceği tepki kibirli olabilir. koruyucu, emir verici, şefkatli , ya da zorbaca, Fakat ne olursa olsun bu bir yetişkine oranla çocuğa daha uygun bir tepki olur. Dahası, çocuk büyüklüğündeki kişi tüylü ise daha fazla bir tepki verilirdi, Lyubov bunu oyuncak ayı tepkisi adını vermişti. Sarılmak Athshelilerin bu kadar sık yaptıkları bir hareket olduğuna göre, bu tepkinin gösterilmesi yakışıksız değildi. fakat dürtü hala şüpheliydi. Son olarak da kaçınılmaz Hilkat garibesi tepkisi gelirdi; "İnsani olan her şeyden kaçınmak ama pek de öyle görünmemek"
Duygularının ne kadar hassas olduğuna, incinmesin onu ne kadar incittiğine hep çok şaşırırdı.
Sadece bilerek dinlediğinizde duyabilirsiniz yağmurun sesini, zihnin kavrayamayan kadar kalabalık bir müzik, tüm ormanda çalınan, bitimsiz tek bir akor.
Sayfa 78 - MetisKitabı okudu
Ormanın gerçekten içindeysen rüzgarın estiğini bile zor fark ederdin; Sonra açıklığa çıkardın ve küt! Rüzgarla ayakların yerden kesilir ve yağmurun açık zemini dönüştürdüğü kırmızı sıvı çamura baştan aşağı bulanmış olurdun, ormanda yeteri kadar çabuk geri kaçamazdın. Orman karanlık, sıcak ve içinde kaybolması kolaydı.
Sayfa 67 - MetisKitabı okudu