Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Baki Eren

Baki Eren
@BakiEren
29 okur puanı
Mart 2018 tarihinde katıldı
Eskiden bildiğimiz yerler, kendilerini kolaylık olsun diye yerleştirdiğimiz mekânlar âlemine ait değildirler sadece. O zamanlarki hayatımızı oluşturan, birbirine bitişik izlenimlerin ince bir dilimidirler; belirli bir görüntünün hatırası belirli bir ânın özleminden ibarettir ve evler, yollar, caddeler de, heyhat, seneler gibi uçup gider.
Sayfa 398Kitabı okudu
Reklam
Ama bir inanç yok olduğu zaman, yeni şeylere gerçeklik kazandırma gücümüzü kaybettiğimizde, bunun yokluğunu telafi etmek üzere inancımızın bir zamanlar hayat verdiği eski şeylere fetişistçe bir bağlılık, sanki ilahi güç bizim içimizde değil, onların kendisindeymiş ve inançsızlığımız tesadüfi bir sebepten, tanrıların ölümünden kaynaklanırmış gibi, gitgide güçlenerek varlığını sürdürür.
Sayfa 396Kitabı okudu
Çünkü çoğunlukla her mevsimde, başka bir mevsime ait, yolunu şaşırmış günler bulunur; bu günler, derhal ait oldukları mevsimleri kafamızda canlandırarak, bizi alıp o mevsime götürerek, bize o mevsime has zevklerin arzusunu aşılarlar ve kurmakta olduğumuz hayalleri bölerek, parça parça birbirine eklenen Mutluluk takviminde bir başka bölüme ait olan bu kopuk sayfayı daha öne ya da arkaya yerleştirirler.
Sayfa 362Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Çünkü insan eski benliğinin duygularına boyun eğmeyi sürdürerek değişemez, yani başka birisine dönüşemez.
Sayfa 352Kitabı okudu
İnsan bir şeyi kafasında canlandırabilince öyle sakinleşiyor ki! Asıl korkunç olan, hayal edilemeyen şeyler.
Sayfa 341Kitabı okudu
Reklam
Ne var ki hayatta bir kere var olmuş olan her şey tekrarlanma eğilimi gösterir;
Sayfa 340Kitabı okudu
Sanki müzisyenler cümleciği çalmaktan ziyade, cümleciğin ortaya çıkmak için şart koştuğu törenleri yerine getiriyorlar, bu mucizeyi yaratıp birkaç saniye sürdürebilmek için gereken büyülü sözleri söylüyorlardı; cümleciği, sanki morötesi bir âleme aitmişçesine göremeyen ve ona yaklaştığında maruz kaldığı geçici körlükte adeta bir başkalaşımın tazeliğini bulan Swann cümleciğin varlığını hissediyor, onu aşkının koruyucusu ve sırdaşı olan bir tanrıçaya, kalabalığın içinde Swann'a ulaşıp onu bir kenara çekerek kendisiyle konuşabilmek için kılık değiştirmiş ve ses görünümüne bürünmüş bir tanrıçaya benzetiyordu.
Sayfa 325Kitabı okudu
Bilmek her zaman engelleyebilme imkânı sağlamaz, ama hiç değilse bildiğimiz şeyleri, avcumuzun içinde tutamasak da zihnimizde kullanıma hazır bulundururuz ve bu da bize üzerlerinde hâkimiyet kurduğumuz yanılgısını yaşatır.
Sayfa 296Kitabı okudu
"O"nun ne olduğunu anlamaya çalışıyordu; çünkü aşkla ölüm arasındaki en büyük benzerlik, her zaman sözü edilen muğlak benzerlikler değil, her ikisinin de bizi gerçekliğini kavrayamamaktan, elimizden kaçırmaktan korktuğumuz kişiliğin sırrını daha derinlemesine sorgulamaya itmeleridir.
Sayfa 289Kitabı okudu
Bir şeye sahip olan herkes gibi Swann da ondan bir an vazgeçse ne olacağını görmek için onu zihninden atar, ama zihnindeki diğer her şeyi o varken olduğu haliyle bırakırdı. Oysa bir şeyin yokluğu bununla sınırlı kalmaz, basit, kısmi bir eksiklik değildir, diğer her şeyin altüst olmasıdır; önceki durumda kestirilmesi mümkün olmayan yeni bir durumdur.
Sayfa 286Kitabı okudu
Reklam
Swann gündüzlerini Odette'siz geçiriyordu; ara sıra, bu kadar güzel bir kadının Paris'te tek başına sokağa çıkmasına izin vermenin, sokağın ortasına mücevher dolu bir kutu bırakmak kadar büyük bir ihtiyatsızlık olduğunu düşünüyordu. O zaman, yoldan geçen herkese hepsi birer hırsızmışçasına kızıyordu.
Sayfa 277Kitabı okudu
Odette'i görmeden önce bile, hatta onu hiç göremese de, onun belirli bir anda nerede bulunacağını bilmeden, aniden karşısına çıkıvermesi ihtimalini her yerde hissederek o yörede dolaşmak ne büyük bir mutluluk olacaktı; Odette yüzünden oraya gittiği için güzelleşen şatonun bahçesi, gözünde romantik bir havaya bürünen kentin tek tek her sokağı, yoğun, yumuşacık bir günbatımıyla pembeleşen orman yolları, hepsi birbirinden farklı sayısız sığınak, kararsız beklentiler içindeki mutlu, başıboş, koşuşan yüreğini aynı anda barındıracaktı.
Sayfa 275Kitabı okudu
Bir insanın, bilinmeyen bir hayatın parçası olduğunu ve ona olan aşkımız sayesinde bu hayata nüfuz edebileceğimizi zannetmek, bir aşkın doğmasında en temel unsurdur ve başka hiçbir şeyin önemsenmemesine yol açar.
"Evimde gereksiz eşyaların hepsi var şüphesiz. Sadece gerekli olan şey eksik: Buradaki gibi kocaman bir gökyüzü parçası. Hayatınızın üstünde hep bir gökyüzü parçası bulundurmaya çalışın yavrucuğum" diye eklerdi bana dönerek. "Ender bulunur nitelikte, zengin bir ruha, bir sanatçı mizacına sahipsiniz, ihtiyaçlarını karşılayın onun."
400 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Swann'ların Tarafı
Swann'ların TarafıMarcel Proust
8.6/10 · 4.204 okunma
543 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.