Dünya değişiyor dostlarım. Günün birinde gökyüzünde güz mevsiminde artık esmer lekeler göremeyeceksiniz. Günün birinde yol kenarlarında toprak anamızın koyu yeşil saçlarını da göremeyeceksiniz. Bizim için değil ama, çocuklar, sizin için kötü olacak. Biz kuşları ve yeşillikleri çok gördük. Sizin için kötü olacak. Benden hikayesi.
Neden bu belirsiz ve korkunç sorumlulukları olan durumun yarattığı eziyeti bir insan olarak yaşamak zorundayım? Mesela neden sandalyene ya da yatağa oturduğunda ya da yatağa uzandığında veya uyuduğunda seni görebileceğim odandaki gardırop olamıyorum? Neden o gardırop değilim? Çünkü bu son günlerdeki üzüntünü ve Viyana'dan ayrılışını görmüş olsaydım kederden parçalanırdım.
Ben, ben, Milena hangi kararı verirsen ver, ister Viyana'da kal, istersen buraya gel, istersen Prag'la Viyana arasında kararsız kal, ne istersen yap, ömrümün sonuna kadar her zaman en doğrusunu yapacağını biliyorum.
Ve her şeye rağmen, eğer mutluluktan ölmek mümkünse o zaman kesinlikle ben mutluluktan öleceğim. Ve eğer ölmek üzere olan biri mutluluk sayesinde hayatta kalabiliyorsa o zaman ben de hayatta kalacağım.
Allah bilir sen, aşkın insan yüreğine kendiliğinden girerek kendiliğinden çıkıp gidecek bir şey olduğunu düşünürsün en çok.
Bir de sevdalanmaktan utanırsın, bunu kim öğrettiyse!.. Utanılacak olan sevdalanmak değil be oğlum. Utanılacak olan, her şey için savaşan birinin, söz sevdaya geldi mi, orda savaşmaya yan çizmesi.
Adalet Ağaoğlu
" Sevdiğim, dünyanın üzerinden geçen ateşten bir sütundur. Şu anda beni yakınında tutuyor ama yakınında tuttuklarına değil sadece onu görenlere rehberlik eder."