Ayyy, bayıldım!
Polisiye, romantizm, komedi, aksiyon, ne ararsan var. Karakterlerin hepsi kendine özgü ve harikalar, özellikle yaşlılar çok komik ve sevimliler. Kalabalık aile komedisine bayılıyorum. Ben okuduğum kitaplardan
10 Sürpriz Randevu'ya benzettim, üstelik bunda aksiyon ve gizem de var, onu sevdiyseniz bunu da seversiniz.
2000'lerin liseli gençleri içeren korku filmleri tadında, güzel bir kitaptı. Öyle 2000'ler, liseli ve korku dememe rağmen ucuz filmler gibi değildi kaliteliydi. Bu temaları seviyorsanız bir şans verebilirsiniz.
Öncelikle seriye başlamamış olan varsa, kesinlikle önce
Suikastçının Hançeri kitabından başlamasını tavsiye ederim. Ben direkt Cam Şato ile başlamaya çalıştığımda sıkılmış ve yarım bırakmıştım. Kitaba gelirsek başları sıkıcı olsa da bir noktadan sonra sizi tamamen içine çekiyor. Zaten
Sarah J. Maas yazdığı herhangi bir kitabın kötü olabileceğini düşünemiyorum. Karakterlerin hepsi, iyisinden kötüsüne çok iyi kurgulanmış. Chaol ve Celaena'nın aralarındaki ilişkiye bayıldımm. Bence mükemmel bir seri olacak.
Arada bir vampir kitapları okuyup ilk popüler oldukları zamanlara dönmek hoşuma gidiyor. Türü içinde güzel bir kitap olduğunu düşünüyorum, eğlenceli ve akıp gidiyor. Güçlü bir kadın karakter olması da başka bir artısı. Beni tek rahatsız eden şey vampirlerin gözlerinin yeşil yeşil parlamasıydı, bu da zamanında tür içinden sıyrılmak için bir farklılık olsun diye yazılmış bence.
Bir solukta bitirdim ve tek kelimeyle bayıldım. Farklı bir konu, karakterlerin hepsi çok iyi, 2000'ler romantik komedi filmleri tadında bir kitap olmuş. En sevdiğim karakter Mack oldu, onu da Liv ile göreceğiz galiba (en sevmediğim ikinci karakterle) Umarım seri bu tatla devam eder.
Assassin's Creed'in kadın karakterli ve daha eğlenceli olan versiyonu denilebilir. Seriye bu kitapla başlamak istedim bence iyi de oldu, Cam Şato ile başlamaya çalıştığımda karaktere alışamamış ve devam edememiştim. Çünkü ana karakter kibirli, alaycı ve umursamaz ama bu kitapta bunun nedenlerini görebiliyoruz. Harika bir seri olacak gibi hissediyorum, bitirir bitirmez Cam Şato'ya başladım bile.
İki kitaplık bir seri olmasına hiiiiç gerek yokmuş gerçekten. Kitabın girişi çok güzeldi, ne zaman okula gidildi o zaman kitap battı benim için. Çok güzel bir kitap olabilirdi ama yazar sakız gibi uzatmış, sırf smut yazmak için saçma sapan gerekçeler (yatağa veya tavana bağlanmak ne demek yani gerçekten gerek var mıydı buna?) uydurmuş. Başroldeki kız okula gittiğinde yapması gereken her neyse onu yapmak için kılını kıpırdatmadı anca flörtleşip durdu. Bunun tek yolu o adamla yakınlaşmak mıydı, keşke bir yandan da kendi kendine araştırmalar falan yapsaydı kitabın başındaki aksiyon devamında sıfır. Tam olarak 216. sayfada yarım bıraktım yani bitmeye yüz sayfadan az kalmışken, çok zorladım bu sayfalara gelene kadar ama ı-ıh kitap gram ilerlemiyor. Tek kitap ve uzatılmadan yazılsa daha güzel olabilirdi, bu kitap yüzünden reading slump yaşadım tam bir ay elim kitaplara gitmedi. Benlik değil kısacası.
Yazar değişik bir konu seçmek istemiş ama oturmayan çok fazla şey vardı. Kızın normalde içine kapanık biri olması, cinayet mahallinde çooook fazla zaman geçirmeleri -onların nasıl ailesi ve arkadaşları varsa o katillerin de olabilirdi mesela her cinayet mahallinde nasıl bu kadar vakit geçirebiliyor bu kız? Geçmişleri çok yüzeysel anlatıldı, öldürmeler sırasında diyaloglar çok yüzeyseldi, yazar zaten her şeyi çok yüzeysel yazmış. Bir de katiller hakkında çok fazla şey biliyorlar oturdukları yerler, katilin ölmüş annesinin yaptığı baskı falan eee polisin bulamadığı şeyleri bunlar nasıl biliyor bu bile anlatılmamış ya çok saçma. Yazar bu kadar yüzeysel anlatmasaydı on numara bir kitap olabilirdi. Kısacası çiğ kalmış bir kitaptı devam kitapları çıkarsa okuyacağımı sanmam.
Ortalama bir kitaptı, beklentisiz başlayınca sardı ve kolayca bitirdim. Ana karakterin seri katil takıntısı bı yerde sıkıcı olmaya başladı ama neyse ki yazar tam o safhada biraz azalttı bu takıntıları. Ana karakterlerden çok yan karakterleri sevdim. Elinizde varsa fazla bı beklentiye girmeden okunabilir.
Aşırı tuhaf bir kitaptı, sevdim mi sevmedim mi onu bile bilmiyorum çok arada kaldım. Karakterlerin hepsi çok tekinsiz, hiçbirine ısınmıyorsunuz. Sadece poppy ve Sara'nın ilişkisi çok güzeldi, onun dışında her şey gerim gerim geriyordu insanı.Ters köşe yapacağı başından belli, bu yüzden ters köşe de yapamayan bir kitap bence. Kitaplığınızda varsa vakit geçirmek için okunur.
Bu türün özel bir adı var mı bilmiyorum ama bu tarz cinayet vs. olaylarının normal vatandaş tarafından araştırılmasını konu alan kitaplara bayılıyorum. Yani vakayı bir polisin anlattığı kitaplardan çok daha hoşuma gidiyor bu tarz polisiyeler.
Serinin ilk kitabını da bir solukta okumuştum, bu kitabın da bir oturuşta yarıdan fazlasını okudum. Yazarın dili çok güzel, son sayfalara kadar sizi merakta bırakıyor ve kim sorusunun yanı sıra neden ve niçin soruları da son sayfalara kadar kafanızda dönüp duruyor. İlk kitaptan sonra yine beklentimi karşılayan bir kitap oldu.
SPOİLER
Yeni komşular tuhaf gelse de Stanley Forbes'un sekreterinden şüphelenmiştim, sonu benim için sürpriz oldu.
Kitabın arka kapak yazısını bile okumadan beklentisiz başladım ve çooook beğendim. Açıkçası katili ortalarda tahmin edebildim ancak bu yine de kitaptan aldığım keyfi düşürmedi. Zaten bu ara romantik kitaplardan ilerlemek istediğim için polisiye tarafı çok da önemli değildi benim için. Smut bölümleri de çok iyiydi ve bu bölümler dolayısıyla yetişkin okurlara daha uygun olduğunu düşünüyorum, kapak yanıltabilir. Normalde erkek karakterin gözünden okumaktan nefret ederim ama bu kitapta rahatsız olmadım, bu bölümler de başarılıydı.
SPOİLER
Mağara sahnesinde yardım çağrısının ardından Myles'ın aklından geçenler ile kahkahalara boğuldum gerçekten, ara sıra hala hatırlayıp gülüyorum "Amansızca yardım dileniyordu."
Yazarla tanışma kitabım oldu ve genel olarak sevdim, yazarın diğer kitaplarına da bir şans vermeyi düşünüyorum.
Olayların gidişatı tahmin edilebilirdi ama okuması zevkliydi, Richard karakterine bayıldım, smut sahneleri de güzeldi.
SPOİLER
Kimin öleceğini ve katilin kim olduğunu daha odada kocasıyla konuşurken tahmin ettim, ilahi bakış açısıyla yazılmamış olsaydı daha hoş olurdu.
Keyifli vakit geçirmek istediğim zaman, reading slump dönemindeyken Sophie Kinsella vazgeçilmezimdir. Bu yazar da onun gibi romantik komedilerin kraliçesi ve bu kitap benim yazarla tanışma kitabım oldu. İki yazarın adını da ilk defa, çok sevdiğim Selindrella romanında görmüştüm, ki kendisi muhteşem bir Türk romantik komedi kitabıdır türünün sevenleri mutlaka okumalı.
Gelelim bu kitaba; alışılmışın dışında karakterler, olaylar, yerler ve kararlar içeren güzel bir kitaptı. Yazarın anlatımı çok güzeldi, baş karakterin yaşadığı zor dönemi okuyucuya çok güzel aktarmıştı. Bu türün sevenleri bir şans vermeli.
Wattpad texting kitaplarının atası olabilir. Güzel başladı ama bir yerden sonra okumak sıktı neyse ki çabuk biten bir kitap çerezlik okunabilir. Çoğu yerde film vs. göndermeleri vardı çoğunu anlamadım çünkü balık hafızalıyım izlediğim şeyler konusunda. Okunmazsa da bir şey kaybedilmez.