Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yaşar ÖZEN

"Bana yalan söylediğin için değil, sana artık inanmadığım için sarsıldım."
Sayfa 96 - Türkiye iş bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Ucubeler ile savaşanın bu arada kendisinin de bir ucubeye dönüşmemeye dikkat etmesi gerekir. Uzun süre bir uçuruma bakarsan, uçurumda senin içine doğru bakar.
Sayfa 90 - Türkiye iş bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
1948'den sonra Kars Gazetesi'nin yayın çizgisinin değişmekte olduğunun işaretleri görülmeye başlanır. Başlangıçta coşkulu sona erer. Ulusal bayram kutlamalarına ilişkin haberlerin bile üç dört yıl öncesine göre içeriğini boşaldığı söylenebilir. Bu arada dine ve din eğitimine ilişkin haberler gazete de yayınlanmaya başlanır. 25 Ağustos 1948'de "Din Derslerini Okutma Kursların Açılması Hususunda" bir yazı yayımlanır. Türkiye Okutma Derneği'nin ekip başı olduğu belirtilen Mehmet Altay, "halk görüşüne tercüman olarak" din dersi verecek kursların açılması amacıyla Ankara'dan Kars'a gelir.
Sayfa 53 - Türkiye iş bankası kültür yayınlarıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
'Resmi Vilayet Gazetesi' olan 'Kars' eskiden hafta sonu olan perşembe günleri muntazam ve 4 sahife halinde, 34 x 55 santimetre eb'adında çıkıyordu.
Sayfa 51 - Türkiye iş bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
CILAVUZ
Dönemin resmi yazışmalarında ağırlıklı olarak "Cılavuz", zaman zaman da "Cilavuz" kullanılmış. Bu sözcüğün kökenine Dedem Korkut hikayelerinde rastlanmaktadır. Sözcüğün Özgün hali "cılavu" dur. "Atın yuları, gemi" demektir. Cılavu, Dedem Korkut hikayelerinde şu sözlerle yer alır:... Atun cılavusunu döndürdü, geri döndü, geldi. " Ayrıca cılavu "ileri" anlamlara gelmektedir.
Türkiye iş bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Liyakat
1887'de Japon İmparatoru'nun amcasının İstanbul'a yaptığı ziyareti iade için, 1889'da Ertuğrul firkateyni,çoğunluğu genç subaylardan oluşan kadroyla Japonya'ya gitti. Ertuğrul'un Japon sularına uzanacak takati yoktu gerçi, fakat ilgililerin ihtarı "İdare eder canım" zihniyetini etkiliyemedi. Ziyaret İyi geçti. "yola bu havada çıkılmaz" tavsiyesine de kulak asılmadı. Eylül'ün 16'sında gemi Japonya kıyılarında tayfunda parçalandı. 540 denizcimiz Japon sularında kaldı.
Sayfa 185 - KronikKitabı okudu
Bir bölgeyi anlamak için ora ile ilgili adli olaylara bakmak gerekir;
Sayfa 149 - KronikKitabı okudu
Yaşam
Tarlabaşı Beyoğlu'nun ve İstanbul'un yıkılması değil, yaşatılması gereken ve büyük şehrin insanlarının atmosfer değişikliği için arayacaklar semtlerden biri olacaktır. Bu bölgenin bu bakışla yeniden envanterinin yapılması ve elden geldiğince korunması, yenilenmesi gerekiyor.
Sayfa 125 - KronikKitabı okudu
Şikayet
Metropolün özelliği, çok şikayet eden ama idareye asla katılmayan bir halktı, bu hiç değişmedi.
Sayfa 81 - KronikKitabı okudu
geşt ü güzar ederek (gezerek) bu misillü me'kulat ve meşrubatın (bu gibi yiyecek ve içeceğin) revacına meydan vermemek gerek.
Sayfa 77 - KronikKitabı okudu
Reklam
Bugün bu binadaki İstanbul Müftülüğü arşiv bölümü, imparatorluk başkentinin tarihini içeren yüzlerce ciltlik şer'iyye sicillerinin saklandığı kıymetli bir tarih belleğidir. Ama asıl zenginlik Süleymaniye yazmalar kütüphanesidir. Okuyucu hizmetleri düzgün, siciller cilt cilt Sultan 2. Abdülhamid'in kendi marangozluk tasarımı olan dolaplarda. Sicillerin müdürü Sayın Abdulaziz Bayındır okuyucu ve tarihçi meslektaşlara seve seve yardım ediyor ve büyük şehrin tarihi burada yatıyor.
Sayfa 66 - KronikKitabı okudu
İmparatorluk 16. yüzyılda büyük ve zengindi, ama anlaşılan zengince yaşayışın biçimi, Yeniçağ Avrupa'sında ki gibi değildi. Servet özel konutlara, bahçelere, hatta saraylara değil; kamusal binalara, camilere ve bazı askeri tesisler aktarılıyordu.
Sayfa 63 - KronikKitabı okudu
Yanılgı
Yanılmanın pek kötü bir şey olduğundan dem vurup durur bazıları. Hayır efendim, insanın başına gelebilecek en büyük kötülüktür hiç yanılmamak.
Sayfa 61 - Türkiye iş bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
Din
Din, dünyada ve insanların karşısında nasıl yaşayacağım değil, kendi içimde ve kendimin karşısında nasıl yaşayacağım sorusuna cevaptır. Din dağın doruğunda bir mabettir, bir sığınaktır. Ona ulaşmak için tırmanmak; İblis'in hüküm sürdüğü, ıslahı kabil olmayan bir dünyanın bütün boşluğunu arkada bırakarak yukarıya tırmanmak gerekir. Saf din İşte budur.
Sayfa 254 - KLASİKKitabı okudu
İnsan
İnsana gelince çoğu hallerde toplumun menfaati için konuşur, propaganda yapar; gerçekten ise kendi şahsi Menfaati için uğraşır.
Sayfa 227Kitabı okudu
223 öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.