Savaştan az sonra bu bölgede keşfedilen değerli madenlerin çıkarılmasına başlanmış ve devam ediyordu. Bu madenlere ulaşmak ve sonra taşımak için durmadan yol inşa eden adamlar, isimsiz "Posta Kutusu Siteleri"nden birini daha inşa etmek için, çalışmalarında güçlük çıkaran bu sazları yakmaya karar vermişlerdi. Üstelik bütün gölü kurutmaları ihtimali vardı. Korunmaya alınmış, sit alanı ilan edilmiş olsun olmasın, tereddütsüz yakacaklardı o bölgeyi. İNSANOĞLU, ÇIKARI UĞRUNA YERKÜREYİ BİR LİMON GİBİ SIKABİLİRDİ.
Haşim:
İkinizde de mektep talebesi zihniyeti var. Şunu okumuş, bunu okumamış... Bunların hepsi bir sürü kuru laf ve! Her nazariye zamana göre tefsir edilir. Her kumaş her biçime gelmez ki.
Onların yüzünden gençlere ekmek kalmadı. İnsan nereye müracaat etse, "Boş yer yok," diyorlar. Niçin? Çünkü daha evvel koltuğa boyalı tırnaklı bir bayan gelmiş.
Mamafih halkın kaptanı yadırgamasının, ona ısınamamasının sebebini en ziyade onun telaffuzunda aramak lazımdı. Çünkü İstanbullu her şeye lakayt kalabilir fakat güzel şivesini bozan kim olursa olsun ona yabancı gibi bakar.
Fakat bu insani yahut dini fazilet bile onu komşularının gözüne sokamazdı. O daima bir yabancı vasiyetinde kaldı, ne kimse ona hususi hayatı hakkında bir şey söyledi ne de o kimseye içini dökecek kadar teklifsizlik gösterdi. Bütün manasıyla yalnız yaşadı ve yalnız öldü.