Bir cüz Kur'an okuyamayacak kadar hançeri bozulmuş gençler, okuyamadıkları Kur'an ayetleri için ne kadar esefler edecekler! Ne kadar nedametler duyacaklar!
Yürüyen ve yürümesi gereken birinin yol kat etmesi gerektiğini, verilen her aranın büyük buluşmayı geciktireceğini bilir. Yol şuuru çok yüksektir. Meşakkatlerin ağırlığı veya çokluğu, biri bitmeden diğeri bastıran belaların çeşitliliği karşısında tavn, Rabb'inin imtihanı önünde tam bir teslimiyet gösteren mü'minin tavrıdır. "Ne geçmişle uğraşıp geleceğini hırpalar ne de gelecek hayalleriyle gününü boşa geçirir."
Bulunduğu anın hesabı ile yoğrulmuş bir çalışma içinde bulunur...
O Gence Selam
Teknolojinin cazibesine kanmayan, kullanan ama kullanılamayan,
Ufuklara, ötelerdeki diyarlara, cennetlere göz diken,
Dünyevileşme fırtınalarına karşı mü'minleştirme heyecanı taşıyan,
Kendisini Allah'ın kulu, kulluğun mücahidi gören,
Ümmetini ailesi, ümmetine hizmeti de cihadı olarak bilen,
Umut yüklü,
Heyecanlı,
Sabırlı,
Basiretli,
Mü'min genç!
Bu kitaptaki sözler senin için yazıldı.
Koşarken yorulma, Arş'ın gölgesini bulmadan oturma diye,
Örnek ol, umut ol diye,
Seni bekleyen bu merhum Ümmet'i yalnız bırakıp gitme diye,
Ayakta dur, ayakta tut diye,
Allah seni bu Ümmet'e bağışlasın diye... Sana selam olsun ey mübarek genç! Namazlı, hayalı genç, İffetini ruhu bilen genç!
Senin peşinden yürüyecek nesillere de sana bağrını açan ümmete de selam olsun.
"Allah'ım, bana değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etme gücü, değiştirebileceğim şeyleri değiştirme cesareti ve bu ikisi arasındaki farkı anlayabilme sağduyusu ver."
Ey insan! Aklını başına al. Hiç mümkün müdür ki: Bütün enva-ı mahlukatı sana müteveccihen muavenet ellerini uzattıran ve senin hâcetlerine "Lebbeyk!" dedirten Zat-ı Zülcelal seni bilmesin, tanımasın, görmesin?