O zamanlar bilgiye kolay ulaşılamıyordu. İnternet de yoktu. Her şehirde bir üniversite de yoktu. İnsanlar vakitlerini kütüphanelerde geçiriyorlardı. Bilgi ve kitaplar daha değerliydi. Okumak, öğrenmek için şevk vardı.
Kitaplar insanin sahip oldugu en degerli cansiz varliklardir diye bir cumle okudum bir yerlerde...Ne guzel,ne kadar hakli bir ifade...Bizler hep deriz zaten en iyi dostlarimiz kitaplar diye...
Bu aralar yanlizlikla imtihandayiz...
kiymetlimiz, evimizin diregi hastanede, dua beklemede...Oyle olunca vakitler karisti ,zaman gecmez oldu..Hele de gece olup cocuklar uyudu mu: her zaman hasret kalip doyamadigim sessizlik,katlanmasi zor bir hal aldi...Cok cok yakinlarimiz da gelemiyor yanimiza..iste simdi yetisti kitaplar imdadima...Sahii kitaplar olmasaydi,bu zor yanlizliga katlanilir miydi..?
Iyiki kitaplar var..ve iyiki biz, okumayi seviyoruz...
Kitaplar hep bizimle olsun....ruha sifa, gonule huzur veren kitaplar tabii... ve sizin kiymetli dostlar, sevdiklerinize simsiki sarildiginiz,huzur dolu geceleriniz olsun...
Beynini sürekli diri tutmam gerekiyor. Zihinsel süreçlerin tamamı kas geliştirmek gibidir. Zihin de bir kas. Diyelim ki yirmi yıldır okuma yapıyorsun. Nasıl bir futbolcu bir hafta antrenmana çıkmazsa, maça çıktığında başarısız oluyorsa zihinde böyledir. Siz son bir hafta içerisinde hiçbir şey okumadıysanız, ne kadar yıllar okursanız okuyun mutlaka gerilersin. Bu dolayısıyla 3 kitap okuyayım, 5 kitap okuyayım, 10 kitap okuyayım ondan sonra bunun üzerine yatayım, böyle bir şey zaten yok. Bu bir vücut geliştirmeci gibi sürekli olarak, her an fit tutman gereken ve sürekli olarak yatırım yapman gereken bir alan.