Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Cansu Dayan

96 syf.
·
Puan vermedi
Şu sıralar Cioran'ı okuyup üstüne Musa Eroğlu/ Yolun Sonu şarkısını dinleyip farklı bir mistizizime hareket ediyorum, sanırım Cioran ve Musa Eroğlu okur ve dinleyici üzerine yolun sonu görünüyor dizelerini seriyor. :D
Burukluk
BuruklukEmil Michel Cioran · Metis Yayıncılık · 20212,646 okunma
Reklam
590 syf.
·
Puan vermedi
Sen devam ediyordun ben sedeliyordum. Sen bugünü yaşıyordun, ben yarın doğacak güneşi bekliyordum. İhtiraslar,mektuplar, kasımpatılar içimdeki beni depreştirdi. Bedevilerden kalma devşirme bir söz vardı:" İnsan sevdiği birini kaybettiğinde yüreğinde kırk mum yanarmış. Her geçen gün bir mum söner ve kırkıncı gün geriye tek mum kalırmış ve o mumun ateşi sonsuza dek yanarmış." Hayat bu kadar gülünç bir alan değil miydi? Tek mumun ateşiyle doğan güneşe "Merhaba" demek. Ahmet Ümit'i okurken Nevzat karakterini kendime çok yakın buldum, hiç düşünemezdim bir karakterin içimdeki beni kendine çekip sorgulatacağına. Rüyalar alemine girip gerçeğin kor ateşinde kavuratacağına, eşyaların da dilinin olduğu, hüzzam makamında mahur besteyi içimdeki ben'e söylediğimi bilmiyordum. "Farkım yok yoktan, beni bilmezlikten geldim." Dedim kendime. İstanbul'un isimleri büyüledi beni Byzanion,Konstantinopolis rüyalar aleminde; Süleymaniye, Ayasofya, Fatih Cami,İbn-i Sina'nın türbesi,Fatih'in türbesine kadar derinlemesine öğrendim.Antik İstanbul şehrinin görünen ve görünmeyen kısmını mitler, savaşlar, hüsran... Ayasofya özellikle büyüleyici bir yan oluşturdu. (Nika savaşı) İstanbul'a gittiğimde daha farklı bir perspektiften bakmama olanak verecek ve özellikle de Ayasofya'ya gittiğimde Leyla Barkın'ı arayacak gözlerim, keşke karakterler gerçekten de var olsaydı. Polisiye romanda suçluları tahmin ettim, şaşırmadım. Neden diye sorarsanız aklıma bir avukatın söylediği bir söz geliyor." Ben altmış yıllık avukatım tüm güvensizlikler en yakın ve bir zamanlar birbirine en güvenen insanlar arasındaydı." Dedi. Ve sonuç yine aynıydı.
İstanbul Hatırası
İstanbul HatırasıAhmet Ümit · Everest Yayınları · 201935,2bin okunma
280 syf.
·
Puan vermedi
Küçük Ağaç'ın Eğitimi
''Küçük Ağaç'ın Eğitimi'' Çocuğun eğitimi öncelikle aile çatısı altında başlar, Carter gözler önüne sermiş -ki çocuk eğitiminde rol model olarak aldığı ebeveynler çocuğun yaşama bakış açısı ve toplumsalaşmanın ilk basmağını oluşturur. Büyükannenin Shakespeare tutkusunun olması ve torununu kültürel düzeyde kütüphaneden aldığı kitaplarla yoksul kulübesinde zenginleştirmesi hayranlık uyandırdı. Ve Kızıldereli olup üstüne üstlükte körü körüne hareket eden beyaz adamlarla uğraşmakta o denli zor bir uğraş ki otobiyografik bir eserdi. Aklıma okurken Martin Luther Kingin bir sözü geldi.'' Çocuklar ırk ve din bilmezler, insan ayrımı yapmazlar,ölçütleri sevgidir.Nefreti büyüklerden öğrenirler.''
Küçük Ağaç'ın Eğitimi
Küçük Ağaç'ın EğitimiForrest Carter · Say Yayınları · 20218bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
160 syf.
·
Puan vermedi
İnsanın yüzüne tokat gibi inen şey nedir?Diye sorsalar "gerçeklerdir" derim. Mum ışığının altında Oruç Auroba yüzüme bir tokat gibi indirdi " Yaşam ki " başlığı altındaki uzun uzun anlatığı şiiriyle... Yaşam, yaşam neymişsin be öyle gözyaşlarımı sayfalara akıttım, uzun zamandır beni derinden yaralayan şiir okumamıştım.
De ki İşte
De ki İşteOruç Aruoba · Metis Yayınları · 20184,996 okunma
160 syf.
·
Puan vermedi
Kürt yönetmen Behman Qobadi'nin ele almış olduğu senaryo insanlığın bir ayıbı niyetiliğinde; savaşın ön cephesinde hep çocuklar bulunuyor. İran'da geçen senaryo İran Savaşı'nın ilk senaryosu ve filmi oldu. Hatta Amarika işgal askerlerinin bile desteğini aldı çekimde. Savaş ortamında büyüyen çocuklar, mayın tarlasında; kolu, bacağı hatta ölüsü bulunmayan insanların esareti ve bu yolda kardeşlerin çektiği acı zorluklar, entrikalar hüzne boğuyor.-Ki Behman'nın bundan önce de yönetmenliğini yaptığı diğer bir senaryo yani film de ( Sarhoş Atlar Zamanı) olaylar farklı, acılar aynı. .
Kaplumbağalar da Uçar
Kaplumbağalar da UçarBehman Qobadi · Avesta Yayınları · 2007100 okunma
Reklam
64 syf.
·
Puan vermedi
Çocuklar uyanın halkımızın dört bir yanına şeftali dağıtacağız. Sevgili Samed Behrengi sen ne güzel insansın, öğütlerin Azerbaycan şah'ına başkaldırman; ağaçları, hayvanları dile getirmen dertlerine ortak olman ve dertleriyle dertlenmen. Bir Şeftali Bin Şeftali fabl türünde acıklı ve ağaçların gözünden dünyayı görmemize olanak sağlayan eserdir. Masama oturdum,elim bu kitaba gitti ve çocuk olup okudum, hayal kurdum. Selam olsun ağaçlara,hayvanlara, çocuklara...
Bir Şeftali Bin Şeftali
Bir Şeftali Bin ŞeftaliSamed Behrengi · Rumuz Çocuk Yayınevi · 20208,4bin okunma
166 syf.
·
Puan vermedi
Hey hey toplanın dostlar, Bay John Berger okuması üzerine birkaç naçizane cümlem var. Sanat tarihi ve fotoğraf üzerine çalışmalar ya da akademik boyuta öğrenim gören öğrenci ve öğretmenlere dipnot kitabımdır. Berger'in derlediği eser Magritte'nin "Düşlerin Anahtarı" adlı çalışmasında sözcüklerle görülen nesnelere imgeler yükleyerek görüş biçimimize farklı bir perspektif katıyor. Berger diyor ki : Görme konuşmadan önce gelmiştir. Çocuk konuşmaya başlamadan önce bakıp tanımayı öğrenir. Dünyanın güneşe arkasını dönmekte olduğunu biliriz. Ne var ki bilgi, bu açıklama gördüklerimize uymaz hiçbir zaman.
Görme Biçimleri
Görme BiçimleriJohn Berger · Metis Yayıncılık · 20205,7bin okunma
89 syf.
·
Puan vermedi
Odamda tütsü yaktım, ardından Murathan Mungan'ı açtım.Yaz Geçer kitabıyla içindeki kırıklıkları okuyucuya açtı: "Daha o gün anlamalıydım Benim sana erken Senin bana geç kaldığını"
Yaz Geçer
Yaz GeçerMurathan Mungan · Metis Yayınları · 19945,4bin okunma
132 syf.
·
Puan vermedi
Bakınız efendim dün dünya şiir günüydü. Bugün de Bedia Tuncer hocamın 1964'te İstanbul Bakırköy Akıl hastanesinde hem hastalara yardımcı oldu, hem de kalemlerindeki, kafalarının içerisindeki dünyayı şiire döktürdü. Deliler bir toplumun akıllarıdır. Delileri ciddiye alın diyorum, diyoruz Bedia Tuncer hocamla ve günde onaltı paket sigara içen M.T.Ö şiirini paylaşmak istiyorum: Nalan Nalân olmalı idi benim adım, Çünkü daima ağladım; Tek arkadaşımdır hicran Benim asıl adım Nalân Gözlerim sık sık kızarık Gönlüm hicranla kabarık; Tükenmez içimde hezeyan Benim asıl adım Nalân Nalân deselerdi bana Düşmezdim belki hicrana Doğunca ismimi koyan Neden dememiş Nalân.
İnilti
İniltiBedia Tuncer · Matbaa Teknisyenleri Basımevi · 19641,362 okunma
272 syf.
·
Puan vermedi
Bugün bu kitabı seçme nedenim Türkiye'nin hatta dünyanın içinde bulunduğu distopyadır. Oya Baydar'ın diğer eserlerini de gün gün paylaşacağım. Köpekli Çocuklar Gecesi, farklılıklara tahammülü olmayan, pervasız diktatörlerin, doğayı yok etmeye varan kazanma hırslarının karşısında halkların bir umut bulma telaşesini anlatmakta. Bilim insanı bir Kadın, bir yandan gerçekleri insanlara anlatmak için mücadele ediyor, bir yandan oğlu Umut Doğa'yı arıyor. Tüm bunların yanı sıra, ait olduğu sosyal ve politik çevrenin, doğa karşısında tutumunu sorguluyor, geçmişine dair özeleştirilerde bulunuyor. Umut Doğa, ötekilere yardım için sınırları dinlemiyor, onlarla birlikte olmak için değil, onlardan biri olmak için yola çıkıyor. Adam, çok dilli, entelektüel, saygın bir bilim insanı ve yol hikâyesi sürprizler içinde köklerini arayan bir çocuğun hikâyesine dönüşüyor. Baydar, bugünkü Dünya'nın hal-i pürmelalini anlatırken, felaketin çok uzak olmadığını, hiç beklemediğimiz bir anda kapımızı çalacağını söylemekte. Umut yok değildir yine de! Kitabın kapağında da yer alan, çatlamış toprağın arasından baş vermiş bir papatya, yaşamın kıvılcımıdır.
Köpekli Çocuklar Gecesi
Köpekli Çocuklar GecesiOya Baydar · Can Yayınları · 2019373 okunma
Reklam
144 syf.
·
Puan vermedi
Bugüne tarih atmak istiyorum: 21.03.2021 Dün itibariyle yorgun ve bir o kadar da üzgünlüğümü dile getirmek istiyorum, haklarımızın ne denli yok sayıldığını ve buna yönelik mücadeleden vazgeçmeyeceğimizi belirtmek istiyorum. Pazar günümü Sevgili Türkan Saylan hocama ayırdım, cumhuriyetçi tutumu ve çağdaş düşüncesi örnek teşkil ediyor. ÇYDD (
Türkan Saylan Kardelen
Türkan Saylan KardelenAytekin Gezici · Karakutu Yayınları · 20094 okunma
144 syf.
·
Puan vermedi
Adli, insan ilişkilerinde ve pedogojik anlamda yararlanılacak eserlerden bir tanesi. Ömer Faruk Reca geniş çapta örneklemler üzerinde anlatarak; el, göz, kaş, ayak, dudak vs... ne anlama geldiğine dair açıklık getirmiş.Fizyonomi bilimi yani karakter tahilileri de yaparak dini argümanlar, siyasetçiler, suç psikolojisi vs. çoğaltabiliriz. Kitabın içersinde çok beğendiğim sözlerden bir tanesini paylaşmak isterim: "Davranış herkesin kendi yüzünü gösterdiği bir aynadır. Goethe"
Beden  Dili
Beden DiliÖmer Faruk Reca · Akis Kitap · 200748 okunma
424 syf.
·
Puan vermedi
Uçurtma festivali Afganistan'ın meşhur geleneksel oyunlarınından bir tanesidir. Kabil'de kışın çocukların favori oyunlarındandan olmasıyla beraber Hasan ve Emir'de bu çocuklardan birer tanesiydi. Emir ve Hasan can yoldaşıydı, Emir ihanet etti Hasan'a... Hasan ise fedakarlık yaptı Emir'e, uçurtmayı ulaştırmak için serseri oğlanların tecavüzüne uğradı; Emir ise şahit olduğu ahlaki çöküşe göz yumdu, Emir'e içten içe kızdım. Hasan buna rağmen fedakarlık yaptı ama iftiraya uğradı, Hazar olduğu için hor görüldü. Karamsarlık ile kitap ilerledi;Afgan savaşı, aşk, babanın gözüne girmeye çalışan Emir, pişmanlık ilerliyor. Hasan Kabil'de, Emir İse yurt dışında... Yıllar geçiyor ve bir yol yine doğduğu topraklara götürüyor. Değişen sistem, çocukluk anıları, ölüm sayıları ve Hasan oluyor. Bir daha ulaşamayacağı hep özlem duyacağı kardeşin tek bir fotoğrafı yadigar kalıyor, bir de oğlu... Hasan peştunlar tarafından kaleşçe öldürülüyor. Hiçbir zaman fotoğrafta göz göze gelemiyor Emir, utanç duyuyor. Ama Hasan'ın oğlu ona birçok şeyi unuturuyor. Emir iyi bir yazar.Baki,Fuzuli,Nedim, Şeyh Galip'ler ile büyümüş bir çocuk. Hasan ile en sevdiği eser ise Şahname dir. Bu yüzden Hasan'da oğlunun ismini Sohrab koyuyor. Üzücü bir yanı var kurgunun, ama az çok tahmin edilebilir bir sonu var. Çünkü Khaled Hosseini'nin eserlerini okuyan dilini, kurgusunu çözebilir. Beğendim, romanı başarılı buldum.
Uçurtma Avcısı (Midi Boy)
Uçurtma Avcısı (Midi Boy)Khaled Hosseini · Everest Yayınları · 2021164,3bin okunma
152 syf.
·
Puan vermedi
Sevgili Banu Dağtaş'ın 2008'de derlediği eseri tarihsel kronoloji ile toplum,reklam,sistem çarmağında tüketim alışkanlığının nasıl geliştiğini güzel bir şekilde ele almış. Beğendim hafta sonuna şanslı girdim. İdeoloji anlayışının ne denli sistemin elinde olduğu fordist, postfordizm anlayışının günümüzdeki ihtiyaçlara göre şekillendiği, Neo kapital dünyanın yalnızca birer kuklası olduğumuzu görebiliriz.Ellerine sağlık hocamızın.
Reklam Kültür Toplum
Reklam Kültür ToplumBanu Dağtaş · Ütopya Yayınevi · 20094 okunma
548 syf.
·
Puan vermedi
Behice Boran'ın eski baskısı tip yayınlarından okumuş olduğum seçmeleri yeni bir basım ile kolektif yayınları ev sahipliği yapmış. Sevgili Behice Boran Tip başkanlığını yürüterek Türkiye'de kolektif bilinci uyandırmasıyla beraber sosyalizm adı altında birçok çalışma yapmıştır. Behice Boran Türkiye'nin kronolojik siyasi düzlemini, sosyalizmi ve sosyolojik yönüyle de Türkiye'nin çetin zamanlarına karşı göğüs gererek Sosyoloji kürsüsünden alınmıştır. Yaşamı zorluk, mücadeleyle geçmesine rağmen politikacıların acımasızca faşist zihniyeti ile baş edemedi Behice Boran hocamız ve Brüksel'de son nefesini verdi, ama yine de Ulusu bilince; işçilerin sendikalaşmasına, eşit hak ve sosyalizm ruhunu insanların üzerinde uyandırarak göçtü. Anıyorum hocamı...
Behice Boran Kitabı
Behice Boran KitabıKolektif · Dipnot Yayınları · 20184 okunma
33 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.