Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Betül

Ne dersin, onu delice sevdiğime akıllılık etmiş miyim?
Reklam
Yöneticilerin hangisi doğru yoldadır?
Kargaşa düzenden doğar, korku cesaretten doğar, zayıflık güçten doğar. Düzen ya da düzensizlik sayıdadır. Cesaret ya da korkaklık tavırdadır. Güçlülük ya da güçsüzlük görünümdedir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Hızın rüzgâr gibi, yavaşlığın orman gibi olmalı. Ates gibi saldırıp yağmalamalı, dağ gibi kıpırdamaz olmalı. Karanlıklar gibi bilinmez, hareketin yıldırımlar, şimşekler gibi olmalı.
Nasıl ki suyun sabit bir şekli yoktur, savaşta da tek bir konuşlanış yoktur. Düşmanın değişen hareketlerine rağmen muzaffer olana akıllı komutan denir. Bu tıpkı beş elementin döngüsü, mevsimlerin değişmesi, günlerin kısalıp uzaması, ayın doğup batması gibidir.
Reklam
Notalar beşi geçmez, ama beş notanın bileşimleri hiç duyulmadık melodiler yaratır. Renkler beşi geçmez, ama beş rengin bileşimleri hiç görülmedik renkler yaratır. Tatlar beşi geçmez, ama beş tadın bileşimleri tadılmadık tatlar yaratır.
Sıradan insanların gördüğü bir zaferi görmek iyinin iyisi değildir. Savaşı kazandıktan sonra herkesin "iyi" demesi de iyinin iyisi değildir. O nedenle sonbahar tüyünü koparmak için fazla güce gerek yoktur, ayı ve güneşi görenin gözü keskin demek değildir, gök gürlemesini du- yanın kulağı iyi duyuyor demek değildir. Eskilerin iyi savaşçı dedikleri zaferi kolay kazanandır. Onun için iyi savaşanın zaferinin ne hikmeti, şöhreti, ne de kahramanlığı, üstün hizmeti olur.
Savaşabileceğini ya da savaşamayacağını bilen kazanır. Sayısal farkı değerlendiren kazanır. Astı üstü tek yürek olan kazanır. Hazırlıklı olup hazırlıksız olanı bekleyen kazanır. Yetenekli komutanına hükümdarı karışmayan kazanır. İşte bu beş nokta kimin kazanacağını öğrenme yoludur. Bu nedenle "karşısındakini ve kendini bilen hiçbir savaşta tehlikeye düşmez; karşısındakini bilmeyen, sadece kendini bilen bir kazanır, bir kaybeder; karşısındakini de, kendini de bilmeyen her savaşta mutlaka tehlikeye düşer" denir.
...yüz savaşta yüz zafer kazanmak en mükemmeli değildir. En iyisi savaşmadan baş eğdirmektir.
Sun Zi der ki: Savaş bir ülkenin baş sorunu, ölüm kalım yeri, var olma ya da yok olma yoludur; muhasebesiz olmaz. Bu nedenle beş noktayı hesaba katıp, ona göre durum değerlendirmesi yapmak gerekir: Bir "Yol", iki "Gök", üç "Yer", dört "Komutan", beş "Kural". "Yol" denen şey, halkı yöneticisi ile aynı düşünceyi paylaştırır. Ancak bu takdirde birlikte ölebilirler, birlikte yaşayabilirler ve halk kendini feda etmekten korkmaz. "Gök" denen şey, karanlık-aydınlık, soğuk-sıcak, zaman-mevsimdir. "Yer" denen şey, uzaklık-yakınlık, tehlikelilik-güvenlilik, genişlik-darlık, kurtuluşsuzluk-kurtuluşluluktur. "Komutan" denen şey, erdemlilik, güvenilirlilik, insancıllık, cesaret, ciddiyettir. "Kural" denen şey, askeri birliklerin örgütlenme biçimi, subayların rütbelendirilmesi, ikmal yolları ve askeri harcamalardır. Kısacası, bir komutanın bu beş noktayı sormaması söz konusu olamaz. Bunları bilen kazanır, bilmeyen kazanamaz. Bu nedenle bir karşılaştırma hesabı yapılırken her birinin içinde bulunduğu durumu sorgulamak gerekir.
Reklam
Birinden kötü bir söz işitirsen sessiz kal, kendi vicdanı rahat bırakmasın o kişiyi.
Biz her şeyimizi veriyoruz da, neden hiç kimse bize bir şey vermiyor.
Öyle horozlar vardır ki ,öttükleri için, güneşin doğduğunu sanırlar.
Aklımdan şunlar geçti bir anda: "Adam bir yıl sonrasına hazırlanıyor, ama akşama varmadan öleceğini bilmiyor. "
Kâr, zararın kardeşidir. Bugün zengin olduğun hâlde yarın kendini dilenirken buluverirsin.
288 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.