Muhtemelen, dünyanın ve insanların bozduğu her şeyi bu daha saf, daha ilkel öteki vatanda, yatakta, aşkın sınırları olmayan sahipsiz ülkede, birbirimizde tamir etmeyi umuyorduk.
Uzun süre beni olduğum gibi görmeye cesaret edemedi. Özlemini çektiğimiz, idealleştirdiğimiz birini insan boyutlarına sığdırma cesaretini uzun süre gösteremeyiz.
Hatırladıklarımın ne kadarını gerçekten yaşadım, ne kadarını uydurdum bilmiyorum. İnsan çok acı çektiğinde çok hayal kuruyor. Neyse... Çok zaman geçti... O kadar çok acı çektim ki her şeyi istediğim gibi hatırlama hakkım var artık.