Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Hilal Özdemir

Hilal Özdemir
@CokFuzuli
Sıkı Okur
881 okur puanı
Kasım 2019 tarihinde katıldı
104 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Gustav Aschenbach, 50 yaşında, Münihli, tanınmış bir yazar. Karısını erken yaşta kaybetmiş, evli bir kızı var. Sanata verdiği önemden dolayı “von” ünvanını alıyor. Beş bölüme ayrılmış bu novelde, yazar Aschenbach’ın kendisiyle ilgili çıkmazları, ruh dünyasındaki çalkantıları ve içine düştüğü kimlik bunalımlarını okuruz. Sanata bakış açısı ile içsel yaşamı çelişen yazar, aniden gelen bir seyahat arzusuyla yola çıkar. Venedik’e yaptığı yolculuk, yazarın çözülmesini simgeler. Yıllarca katı kurallar içinde yaşayan yazar, bu yolculukla ruhuna doğru da bir yolculuğa çıkmış olur. Vardığı yerde güzelliğe olan tutkusu, aşka evrilir - Yunan tanrılarını bile kıskandıracak güzellikte, 14 yaşındaki genç delikanlı Tadzio nezdinde. Tadzio’ya tutkulu bir aşkla bağlanmıştır, her yerde onu takip eder ama sadece uzaktan izlemekle yetinir. Onun güzelliği ve gençliğinin yanında kendini çok yaşlı bulur ve beğenmez. Son bölümde Aschenbach, Venedik’te başlayan salgın hastalık (kolera) haberini önceden almasına rağmen, tutkusundan ayrı kalma korkusuyla bu bilgiyi kendine saklar. Zamanla bu aşk, tıpkı Venedik şehrini esir alan salgın hastalık gibi ruhunu ele geçirir ve ölümü getirir. 1. bölümde yazarın yaratamama sorunu ve seyahat arzusu; 2. bölümde yazarın çocukluğu, gençliği, sanatçı kişiliği; 3. bölümde Venedik’e yolculuğu, 4. bölümde yazarın Tadzio’ya duyduğu derin tutku; 5. bölümde ise yazarın yaşamının son günleri anlatılıyor.
Venedik'te Ölüm
Venedik'te ÖlümThomas Mann · Can Yayınları · 20203,599 okunma
Reklam
125 syf.
·
Puan vermedi
·
10 günde okudu
Latife Tekin fanı olmalık kitap.. Sevgili Arsız Ölüm’den sonra 2. aşkım bebeğim. Kitabın isminden bahsedelim öncelikle. Kitapta verilen bilgilerden biri “Berci” isminin nereden geldiğiyle ilgili zaten: “Köyde yazıda yaylayan, gece dışarıda kalan koyunları sağmaya giden kızlara ‘Berci kız’ denirdi. Bu kıymetli bir iş olarak görülürdü. Köyde
Berci Kristin Çöp Masalları
Berci Kristin Çöp MasallarıLatife Tekin · Adam Yayınları · 19841,701 okunma
260 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
Düşüncelerinin yoğunluğuyla hem romanını hem de bizi boğuyor Sartre; mutlu günlerinizde okumayınız, ruh hâlinizi tersine çevirebilir. Antoine Roquentin’in birtakım gezmelerden sonra Rollebon hakkında araştırma yapmak için Bouville’de kaldığı dönemden 25 günün aktarıldığı -günceden oluşmuş- bir roman. Bir felsefî fikri (varoluşçuluk), roman şeklinde okumak (daha) güzel. Roquentin, var oluşundan ve tüm var oluşlardan tiksiniyor. Cansız varlıkların da yaşadıklarını; insanların onları etkilediğini, onların da insanları etkilediğini düşünüyor. Nesnelerin farkına vardığı her an bulantı yaşamaya başlıyor. İnsanların nesnelere hiçbir anlam yüklememesi gerektiği, onların var olmasının hiçbir amacı ve sebebi olmadığı konusunda hemfikiriz. Sartre bunu insan için de düşünüyor tabii ki o ayrı. Var olmamızın hiçbir amacı ve sebebi yok, sadece varız, diyor. Antoine’in sürekli bir bulantı yaşamasının sebebi işte bu var oluşun anlamsızlığını bilmesi, kendiyle birlikte diğer her şeyi “fazlalık” olarak görmesidir. İnsan özünü oluşturmak için önce var olmalıdır, var olduktan sonra kendi özünü insan seçer ve seçim yaptığı için de bir sorumluluk yüklenmiş olur. Bu noktada insan kendisini seçme özgürlüğüne sahiptir. Sartre, “Varoluş özden önce gelir.” ilkesi ile aslında insanın özgürlüğünü vurgular. Kişi ne olmak isterse özü gereği o olacaktır. Sartre, romanın sonunu bir yere bağlamamış gibi görünse de aslında yaşamanın anlamını özgürlükte bulur. İnsan var oluşunun sorumluluğunu üstlenmek zorundalığıyla özgürdür evet ve bu bulantı verici.
Bulantı
BulantıJean-Paul Sartre · Can Yayınları · 202122,7bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
120 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Okurken kitaptaki duygu yoğunluğu insanın içine işliyor. Ne olduğunu tam anlayamadığınız bir yumru oturuyor boğazınıza. Bu duyguyu hissetmek için kitabı hiç ara vermeden ve gece okumanızı tavsiye ediyorum, aynı zamanda kitaptaki zaman kaymalarının yaşatacağı bocalamaya da çare olacaktır bu. Kitaptaki kadın tasviri ise beni benden almıştır, yazara hayran bırakmıştır. Anlatılmaz, okunurlardan.
Kör Baykuş
Kör BaykuşSadık Hidayet · Varlık Yayınları · 197728,1bin okunma
480 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Edebiyatla karnını doyuran bir yazarın, yazılarıyla cebelleşmesine, her seferinde başarısız olma korkusuyla buhranlar geçirdiğine şahit oluyoruz bu güncede. Epey de bir mahremine giriyoruz; ev, aile, haletiruhiyesi derken. Daha samimi nasıl iç dökülebilirdi, bilmiyorum. Sadece şahsi meselelere değinilmemiş tabii ki. Edebi türlere ait birçok verimli bilgi de edinebiliyoruz, özellikle roman ve tiyatro türleriyle ilgili. Herkese tavsiye etmekle beraber, özellikle yaratıcı yazarlıkla ilgilenen arkadaşların okuması gerektiğine inanıyorum. Bir de günce okumak her zaman daha rahattır. Okumaya zaman bulamayanlar ama yine de okumadan duramayanlara özellikle günce okumalarını önerebilirim. Kısa yazılardan oluşması (her tarih ayrı ayrı) ve yazıların arasında -çok da- bir ilişki bulunmaması sebebiyle tercih edilebilir.
Mum Hala 1
Mum Hala 1Aziz Nesin · Nesin Yayınevi · 201099 okunma
Reklam
198 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Sosyal medyada bazı kitaplar herkesin diline düşer hani. Edebiyat camiasında da milletin ağzına sakız olmuş kitaplar pek sevilmez. Edebi değeri olmasına rağmen ele ayağa düşen kitaplardan Çavdar Tarlasında Çocuklar. Çocuklara okutulması önerilmeyince ünlendi diyelim, yasaklar çeker. Ben bu kitabın gençlik çağı geçmiş okurlar tarafından beğenileceğini düşünmüyorum. Asi ve çocuk ruhunu korumayı başarmış yetişkinler hariç tabii. Bir ergen isyanı var sanki bu kitapta çünkü. Ve bir de insanın bu kitabı okuduğu andaki psikolojisinin, beğenisini olumlu veya olumsuz etkilediğini düşünüyorum. İnsan neşesiz bir anında okumalı bu kitabı bence. Psikolojik betimlemeler, anlatılar üzerine kurulu. İnsan o anda kendinden bir şey bulamazsa bu kitabı beğenmez diyorum açık ve net..
Çavdar Tarlasında Çocuklar
Çavdar Tarlasında ÇocuklarJ. D. Salinger · Yapı Kredi Yayınları · 202159bin okunma
235 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Jonathan Swift'in "Açlık ve gurur, hiçbir zaman bağdaşamaz." sözüyle büyük çelişki yaşayan eser. Okuduğunuzda açlıkla beraber iliklerinize kadar hissettiğiniz bir başka duygu da gurur. O müthiş açlığına rağmen gösterdiği gurur tablosu bir süre sonra yapmacık gelmeye başladı ne yalan söyleyeyim. Anlatım çok samimiydi. Üzerinde çevirmenin de bolca hakkı olduğunu düşündüğüm bazı deyim ve cümleler çok etkiledi beni. "..dolu beynimi sağmak", "..dövülecek nice demirlerim vardı ocakta.", " okşayıp nazlamak", "Kendimden uzakta olmanın sefasını sürüyordum.", "..aklıma sığdıramıyordum karanlığı.", "Beynimdeki zekayı açlıklara akıtmıştım!" gibi... Bir de nedense kitapta en beğendiğim yer, sonu oldu. Başka türlü bir son yakışmazdı sanki. Gururunu yazarlığına tercih edişi ve açlığını bir gemiyle terk edişi manidar.
Açlık
AçlıkKnut Hamsun · Varlık Yayınları · 196827,7bin okunma
160 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
İnsanın bir sonraki sayfayı merak ederek okuduğu bir kitap bu. Olayın hangi sonla biteceğini kestirmek çok da zor değil. (Yeri gelmişken şuna da değinmek isterim: Bir filmin ya da bir kitabın sonunu öğrenmek, o filmi izlemekten ya da o kitabı okumaktan niye vazgeçirir insanı? Sonunu tahmin ettiği kitabı okumayan insan; okurken alınan zevke, öğrenilen şeylere, ufka katılanlara da pek değer vermiyor demektir. E o zaman insan neden kitap okur?..) Kitaba dönersek başlarda çok sürükleyici bir şekilde ilerlerken sonlara doğru tempo düşüyor. Tam bir hayal kırıklığı ama kitap buna rağmen de iyi. Polisiye yönü o kadar değilse de psikolojik çözümlemeleri ve karakter analizleriyle sarıyor insanı. Ayrıca kitapta müthiş bir atmosfer var ve okuyucuya hemen geçiyor. Karanlık sizi de bunaltıyor, Selma‘nın ani çıkışları sizi de geriyor :) Kitabın ismini de çok beğendim. Kitabın sonlarına doğru “gölge” kelimesinin iyi bir seçim olduğunu göreceksiniz. Finali pek de doyurucu olmayan bu polisiyeyi, okurken size kattıkları hayli hayli yeterli geleceği için şiddetle öneriyorum, özellikle kitap okurken çok sıkılıyorumcular için iyi bir başlangıç. NOT: Kitabı okuduktan sonra filmini de izledim. Kitabı okurken hayal ettiğim yüzlerle filmdekilerin pek alakası yok, bu yüzden filme ısınamadım. Selma hele hiç olmamış. Kitaptaki hareketsizlik tasvirlerle kırıldığından hikaye sürükleyiciliğinden bir şey kaybetmiyordu ama filmde öyle olmamış. İzlerken sıkılıyorsunuz. Kitaptaki atmosfer yarı yarıya tutturulmuş diyebilirim. Kitabı okurken duyduğum heyecanın, filmi izlerken zerresini bulamadım. Filmi izlemenizi hiç tavsiye etmiyorum o yüzden.
Selma ve Gölgesi
Selma ve GölgesiPeyami Safa · Alkım Basım Yayın · 20172,854 okunma
148 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Kitabın çok şık bir dili var. Belki de Doğu felsefesinin nahifliğinin, sadeliğinin getirisidir bu, akıp gidiyor. Farklı kültürlerle tanıştıran bir kitap, Hint kültürü ve Budizm inanışına ait birçok şey öğreniyorsunuz. Bu yanıyla öğreticiliği ikiye katlanıyor. Öncelikle üç yüce edimi tanıyoruz: oruç tutmak, yürümek ve düşünmek. Oruç tutma konusu
Siddhartha
SiddharthaHermann Hesse · Can Yayınları · 202037,8bin okunma