Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Seda Barut

Dünya bir aptallık belgeseli gibi bazen; nereden baksan tutarsız… Bazen sadece, “Dengemi bozmayınız!”
Sayfa 43
Reklam
“İnsanın bu kadar çok düşünecek zamanı olmamalı, düşünecek zamanım olmamasını dilerdim, bunun hiçbir yararı yok insanı harap etmekten başka.”
Sayfa 43
“İnsan okudukça, düşündükçe yargılarının keskinliği törpüleniyor.”
Sayfa 71

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Çevrelerindeki fırsatlarla oynayan ve bunları dönüştüren insanların deneyimlerimin kalitesi, değiştiremeyeceklerini hissettikleri çıplak gerçekliğin sınırları içinde yaşamayı kabul etmiş insanların hazzından belirgin bir biçimde daha gelişmiştir.
Sayfa 217
“Bir hayat çok fazla kontrollü olduğu zaman, kontrol edilemeyecek kadar az hayat kalır.”
Sayfa 173
Reklam
“Uyum göstermek, tüm kadınlar tarafından akılda tutulması gereken sarsıcı bir kavrayışa yol açar.Kendimiz olmamız diğer pek çok kişi tarafından dışlanmamıza neden olur, buna karşılık başkalarının istediklerine boyun eğmemiz de kendi kendimizden sürgün edilmemize yol açar. Bu, zevk verici bir gerilimdir ve katlanmak gerekir, ama bizi bekleyen seçim çok açıktır.”
Sayfa 101
“Bir insana salt kendi kendime yetemediğim için bağlıysam o kişi ancak bir can simidi olabilir.”
Sayfa 131
Kişi, uğrunda emek harcadığı şeyleri sever ve kişi sevdiği şeyler için emek harcar.
Sayfa 48
Çiçekleri sevdiğini söyleyen bir kadının çiçekleri sulamayı unuttuğunu görürsek, onun çiçek sevgisine inanmayız. Sevgi, sevdiğimiz şeyin büyümesi ve yaşaması için gösterdiğimiz etken ilgidir.
Sayfa 47
“Doğumdan ölüme, pazartesiden pazartesiye, sabahtan akşama tüm faaliyetler düzenlenmiş, bir örnek hale getirilmiştir. Böylesi bir düzenin altına düşen kişi insan olduğunu, tek bir birey olduğunu nasıl hatırlar? Düş kırıklığıyla, üzüntüyle, sevgi özlemi, hiçlik ve ayrı olma korkusuyla doluyken yaşama şansına bir kez sahip olduğunu nasıl aklına getirebilir?”
Sayfa 38
Reklam
Kurtulmanın getirdiği coşku, maruz kalınan kaybı her zaman dengelemez. Önümüze bakabilmek için neyi ardımızda bıraktığımızı düşünmemiz gerekir.
Sayfa 101 - Metis
“Psikiyatrik tanılar, kavrayamadığımız insan kalmasın diye vardır.”
Sayfa 57
İyi bir yaşam kendi iç dünyamda ve başkalarınınkinde neler olup bittiğini ve kim olduğumu kavradığım bir yaşam mıdır yoksa buna ihtiyaç duymadığım, incelemeye tabi tutulan hayatın katlanılmaz olduğu bir yaşam mı?
Sayfa 56
İnsanlar bizi hüsrana uğratarak gerçeklik kazanır; hüsran duygusu yaratmadıkları müddetce fantezi figürleri olarak kalırlar. Hikayede aşağı yukarı şöyle denir: Başkaları bizi kâfi ölçüde hüsrana uğratırlarsa bizim için gerçeklik kazanır yani karşılıklı bir şey alıp verebileceğimiz insanlara dönüşürler; fazla hüsrana uğrattıklarındaysa fazlasıyla gerçeklik kazanıp eziyet çektirmeye başlar ve zarar verme ihtiyacı duyduğumuz insanlara dönüşürler. Bizi çok az hüsrana uğratanlar idealize edilir, hayali karakterlere dönüşür ve arzu duyduğumuz insanlar olurlar; çok fazla hüsrana uğratanlarsa şeytani bir kimlik kazanıp kabusa dönüşürler.
Sayfa 32 - Metis
Ne istediğimizi bildiğimizde, ne istediğimizi bilmediğimizde (deyim yerindeyse istediğimizin bilincinde olmadığımız ve hedefsizlik sebebiyle tedirgin olduğumuz durumlarda) ya da istediğimiz şeyden fazlasıyla korkup isteğimizi bilindik başka bir nesneye militanca bir kesinlikle kaydırdığımızda sergilediğimiz şey aşırı bir ne istediğini bilme halidir. ne istediğini bilme kendini değişime maruz bırakmamanın yöntemlerinden biridir ve bu da aynı şekilde bizi ölümcül kılmaya meyillidir.
Sayfa 19 - Metis
100 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.