Herkesin sıklıkla karşılaştığı bu kitabın konusuna dair herkesin doğru ya da yanlış bir fikir yürüttüğünü düşünüyorum, sonra kısa bir araştırma ve yarım bırakanların öyküsü... ve haliyle biraz önyargı, biraz tedirginlikle başlanan bu kitapta insan zihni çoğu zaman karışır, ipin ucunu kaçırdığını düşünür ve bulanık bir zihinle yine de devam edince bütün ipin elinizde olduğunu ve zihninizin netleştiğini görürsünüz.
Günseli bölümündeki noktalamasız bilinçakışı birazcık okuyanın bilincini de akışkan kıvama getirse de anlıyorsunuz; Günseli’yi, Selim’i, Tutunamayanları...
İçindeki ince mizah da eleştirilen durumun ciddiyetini bozmak yerine daha da güçlendirmiş.
Kendi adıma okurken sıklıkla Oğuz Atay’ın nasıl bir zihin yapısına sahip olduğunu takdirle düşündüm.
Kitaba tutundukça tutunamayanları anlıyorsunuz.