Kesinlikle herkesin okuması gereken bir kitap özelliklede çocukların seveceği türden zaten yazarımızda okul dergisinde yazmış.
Kitabın hikayesinde sokakta büyüyen çocukların oyunları ,çekişmeleri ve mücadeleleri anlatılırken arka planda milliyetçilik vatan sevgisi ve betonlaşmanın yaşantımız üzerindeki etkileri yıllar incesinden anlatılmış. Tıpkı bir uyarı çığlığı gibi şimdi ne sokak kaldı ne sokakta oynayan çocuklar.
Sokakta oynamanın nasıl bir his olduğunu anlamaları için çocukların okumasını özellikle tavsiye ediyorum.
Kitaplığımda okunmamış yüzlerce kitap varken neden bunu seçtim anlam veremiyorum, ama iyiki de seçmişim. Hiçbir beklentim yoktu bu kitabı okurken ama daha ilk hikayede bayılmıştım. Susuz Yaz hikayesi bittiğinde üzüldüm, karakterlere o kadar alışmıştım ki. Sonra diğer hikayeler izledi , her birine hayran oldum. Tülü, Dağlı ile Muharrem en sonunda da Aksinin Biri.
Özellikle Aksini Biri adlı hikayede yazarın metin aralarında verdiği mesajlar Cumali nin ne kadar donanımlı, doğaya duyarlı biri olduğunu görmek beni mest etti. İnsanlarımızın o zamanlarda bile açgözlülüğü, hırsı çevresine ne kadar zarar veriyor bizim görmemiz onların görememesi ayrıca üzücü. Bu kitabı öykü sevmeyenlere dahi tavsiye ediyorum.
Susuz YazNecati Cumalı · Cumhuriyet Kitapları · 2013953 okunma
Bir devlet içün çerhe temennâdan usandık
Bir vasl içün ağyâra müdârâdan usandık
NABİ
Bir saadet, bir yüksek mevki için feleğe yalvarmaktan ve bir sevgili için, başkalarının rakiplerin yüzüne gülmekten ve onlara minnet etmekten usandık.
Herkesin Çocuk kitabı yazarı olarak zihnine kaydettiği Kemalettin Tuğcu nun yetişkinler için de okunacak kitapları olduğunu keşfetmem çok zor oldu.
Kitaba önyargılı başlayıp kısa sürede bitirdim. Muazzam derecede akıcı, anlaşılır ve sürükleyiciydi. Kitap okuma alışkanlığı olmayan tanıdıklarınıza gönül rahatlığıyla tavsiye edebilirsiniz.
Yer yer abartıya kaçmış bile olsa çok rahatsız etmedi Osman Baba ve arkadaşlarının yaşadıkları. Okuduğuma memnun kaldığım bir kitap oldu.
Okuyucularını ikiye bölen ilginç bir kitap, ortası olmayan bir kitap okuyan ya beğeniyor yada beğenmiyor. Kullandığı argo kelimeler yüzünden bir kısmı hikayeye giremezken benim gibi bir kısmı ise daha samimi bulduğu için hikayeyi kahramanımızla birlikte yaşıyor.
Kitabın 1950 yılında yazıldığına inanmak gerçekten zor, araştırınca görmesem yılını günümüzde yazılmış bile diyebilirim.
Kitabın en beğendiğim bölümü ise hala o zamanlarda bile erkek ebeveynlerin bir araya geldiklerinde aracın kilometrede ne yaktıklarından bahsetmeleri idi.
daha iyi anlaşılması için bi kaç yıl sonra tekrar okumalıyım diye not alarak argodan rahatsız olmayanların kitaba bir şans vermelerini tavsiye ederim.
Okumamın üzerinden biraz zaman geçti. ancak şimdi yorumlayabiliyorum.
İlk üç hikaye birbiriyle bağlantılı ve süprizlerle dolu.
Nedendir bilmem Sonsuz Rasim Abiler Diyarı hikayesini çok beğendim. Julide nin kim olduğunu bilmek zor oldu. Günümüz sorunlarını, yaşantısını anlattığı için okunabilir ama kesinlikle Sabahattin Ali nin öykülerinin yerini tutmaz.
Kitabı okuyup bitirdiğimde yıllardır hayalimden kurduğum projenin kurmacada olsa yapıldığını ve sonuçlarını görmek beni mutlu etti .Bana ilerde yapacaklarım için cesaret verdi.
Ayrıca bu kitap özellikle yaşadığım coğrafya yani İç Anadolu da neden yağışın az her tarafın bozkır olduğunun bir kanıtlayıcısı oldu.
İçimizde Elzeard Bouffier gibi değerler çıkarmadıkça vatanımız çöl olup gidecek.
Bu tarz hikayeleri okuyan sayısı artırıp bir an önce eyleme geçmemiz gerektiğini farkettim.