Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Deniz Özçelebi

Deniz Özçelebi
@Deniz_ozcelebi
İzmir
8 okur puanı
Aralık 2023 tarihinde katıldı
104 syf.
·
Puan vermedi
Dr. Jekyll ile Bay Hyde
Dr. Jekyll ile Bay HydeRobert Louis Stevenson
8.1/10 · 19,9bin okunma
Reklam
Bütün kitabı çizmemek bu kadar zor olmamalı ama okuduğum her şey önemli gibi geliyor😭
Sosyalizmin Alfabesi
Sosyalizmin Alfabesi

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Üretim araçlarındaki özel mülkiyet, kendine özgü bir mülkiyettir. Bu mülkiyet, ona sahip olan sınıfa, sahip olmayan sınıf üzerinde egemen olma gücünü verir. Sahip olanlara, yalnızca çalışmadan yaşama değil, fakat aynı zamanda sahip olmayanların çalışıp çalışamayacaklarını, çalışacaklarsa hangi konuştuklar koşullar altta çalışacaklarını saptama gücünü verir. Bir efendi-hizmetkâr ilişkisi kurar: kapitalist sınıf yukarıdan buyurma; işçi sınıfı, aşağıda buyruğu boyun eğme durumundadır. - Kapitalist sınıf, işçi sınıfını sömürme olanağı sayesinde, servete gömülmüş, güce ve saygınlığa kavuşmuş bulunurken, işçi sınıfı güvensizlik, yoksulluk ve sefil hayat koşullarına mahkûmdur.
Piyasaları ele geçirme kavgası sürüp gitmek zorundadır. Tekelci kapitalizm mal ve sermaye fazlasına piyasa ve yatırım alanı bulmak zorundadır; tekelci kapitalizm var olmaya devam ettikçe savaşlar da çıkmaya devam edecektir.
Reklam
Kendi iç piyasalarının denetimini ellerinde tutan çeşitli devler, uluslararası piyasalarda karşı karşıya geldikleri zaman, aralarında ilkönce, uzun, sert ve kıyasıya bir rekabet oldu. Ama sonra, uluslararası temele dayanan anlaşmalar, birleşmeler ve karteller ortaya çıktı.
Sömürge haklarına karşı benimsenen davranış biçimleri, zamana ve yere göre değişmiştir. Ama zulüm ve gaddarlık genel nitelikti, hiçbir emperyalist ulusun elleri temiz değildi.
Kâr elde etmek için, kapitalist, işçilerine mümkün olduğu kadar düşük ücret vermek zorundadır. Ürünlerini satabilmek için ise, kapitalist, işçilerine mümkün olduğu kadar yüksek ücret ödemek zorundadır. İkisini birden yapamaz. Düşük ücretler, yüksek kârları mümkün kılar; ama, aynı zamanda, malları olan talebi azalttıkları için kâr elde edilmesine olanak bırakmaz. Bu, çözülmez bir çelişkidir. Kapitalist sistem çerçevesi içinde hiçbir çıkış yolu yoktur. Çöküşler zorunludur.
Halk kütlesinin geliri, sanayi ürettiklerini tüketmeye el vermeyecek kadar küçüktür. Zenginlerin gelirleri, çoğunluğun yoksulluğu yüzünden sınırlı kalan bir piyasada, çoğu zaman kârkı yatırımlarda harcanamayacak kadar büyük olur. - Sanayi dev adımlarla büyürken, tüketicinin satın alma gücü kaplumbağa yavaşça ile ilerlemiştir. Kitlesel üretim sorunu çözülmüş, üretilen malların kitlesel satışı sorunu ise çözülmemiştir.
Amerikan sanayisine "halk"ın sahip olduğu iddiası bir safsatadır. Herhangi bir şirketin hisse senedi sahiplerinin sayısı gerçekten büyük olabilir. Ama bunun önemi yoktur. Önemli olan, kaç kişinin ne kadar hisseye sahip olduğudur. Önemli olan, kârların hisse sahipleri arasında nasıl bölüşüldüğüdür. Bu rakamları elde ettiğimiz an, bir bütün olarak "halk"ın, Amerikan sanayisinin küçücük bir bölümüne sahip olduğunu, buna karşılık bunun büyük kısmına bir avuç kodamanın sahip bulunduğunu ve muazzam kârları cebe indirdiğini görürsünüz.
Reklam
İşçiler yoksullaşır, çünkü "tekelci, işçilere üretkenliklerine eşit bir ücret ödemez." Malzeme üreticileri örneğin çiftçiler, yoksullaşır; çünkü, "tekelci kimi zaman düşük fiyatlar öder." Tüketiciler yoksullaşır, çünkü tekelci, "yüksek fiyatlarla satar." Diğer yandan, hisse senede sahipleri zenginleşir, çünkü, "tekelci böylece gerekli olmayan ölçüde yüksek kârları sağlar."
-"Dikkatli bir yasal denetim altında tutulması ve halkın hizmetinde olması gereken büyük şirketler hızla halkın efendisi haline geliyor" Sanayi ve finans sermayelerinin birleşmesi yolu ile, birkaç büyük şirket o kadar büyüme olanağını yakalamıştır ki, bugün bazı sanayi kollarında ürünün yarısından fazlasını ya da hemen hemen tamamını, gerçekte, bir avuç firma üretmektedir. Bu sanayi kollarında, hiç kuşku yok ki, "serbest rekabete dayanan geleneksel Amerikan sistemi" artık mevcut değildir. Bunun yerini, ekonomik gücün birkaç elle toplanması demek olan tekel almıştır.
Teoriye bakıldığında, rekabet güzel bir şeydi. Ama kapitalistler işlerin teoriye uygun yürümediğini anladılar. Rekabetin kârları azaltmasına karşılık birleşmenin kârları arttığını gördüler. istedikleri kârdı, o halde niye birbirleriyle rekabet etsinlerdi? Birleşmek, kendileri için daha iyi olacaktı.
208 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.